Türkiye'nin
AB'ye tam üyelik adayı olduğu günün ilk yolcuları arasındaydım.
Bu kez de
Atatürk Havalimanı, yeni Dış Hatlar Terminali'nden uçan ilk günün yolcusuyum.
Bu günler kritiktir.
Yeni gazete çıkarmanın, yeni televizyon kurmanın ilk yayın günlerini iyi bildiğim için terminaldeki gözlemlerim de o
"anlayışta" merceklerle oldu.
Elbette birinci günün ufak tefek bazı aksaklıkları vardı.
19 ay
Ama insaf...
Arsa tahsisi ve ilk harcın konulması başlangıç tarihi kabul edilerek, bu megapol terminali sadece
19 ayda bitmiş.
19 ayda bir apartman, bir ev bitiyor mu?
Yaklaşık
500.000 metrekare kapalı alan inşaatı, tam dekorasyonu, işletme sistemleri ile birlikte hazır hale getirilmiş.
Açılış törenlerinde bir şey anlaşılmaz.
Yolculukta
20 - 30 dakikalık işlemler sırasında da izlenimler yüzeyselleşir.
O nedenle...
Geçen hafta buraya özel olarak gelmiştim.
Tıpkı daha önce
Koç Üniversitesi'ni saatlerce gezip bilgi aldığım gibi, bu geniş
Dış Hatlar Terminali'ni de yetkililerle birlikte dolaştım.
Büyüklük hakkında biraz fikir vermek üzere belirteyim ki, yetkililerin istatistiklerine göre, hızlı adımlar ve çok özet anlatımlarla yeni terminali ancak
4 saatte gezmek mümkün.
Bilgisayar programı
19 ayda böyle bir mega yapıt nasıl tamamlandı?
İşin başındaki tek sorumlu
Sani Şener'in bilgisayarında tam
11 bin iş sıralaması yer almaktaymış.
Bu
11 bin işlemin her birinin
19 ay içinde başlama, yapım süresi ve bitiş tarihleri... Detay plan, mühendislik hesapları... Lojistik, yeni yapı, elemanların, malzemelerin temini ve yerinde hazır bulundurulması... Sorumlu mühendisi, mimarı, teknik grubu vs. yer almıştır.
Tarihleri, yapım süreçleri birbiri içine geçmiş
11 bin ayrı yapım süreci...
Örneğin aynı anda, yürüyen merdivenler, asma tavanlar, asansörler vs. gibi daha yüzlerce iş tamamlanıyor.
Her ay büyük bir otelin inşaatını tamamlamaya eşit bir çalışma hızı.
Bu planı programlamak ve yapmak müthiş bir iş.
Üretirken planlamak
30 yıldır İngiltere'de yaşayan
Türk Mimar Ali Özveren, projeyi
Mimar Ebru Kantaşı'nın müellifliğiyle hazırlıyor.
Fakat...
İhale yapıldığı sırada detay ve sayfalama projeleri henüz yok.
30 mimar, gece gündüz plan çiziyorlar.
Sani Şener, yardımcıları ve
100 mühendis de uyguluyor.
Yani planla inşaat aynı zamanla yürüyor.
Ulaştırma fabrikası
Bankolarla en alt kata teslim edilen bagajların, uçak hangarlarına teknolojik yolculuğunu izledim.
Barkodlanmış, etiketlenmiş valizler, hava yastıkları üzerinde büyük süratle kayan tek bagajlık binlerce vagon içinde ilerliyor.
Bu arada elektronik göz etiketteki barkodları okuyor. Bir bakıyorsunuz, vagonetlerden biri aniden yana eğilmiş yüzlerce oluktan birine valizi itmiş. Her oluk, bilgisayarda planlanan bir uçuş hattına ait konteynerlerle uçaklara gönderiliyor.
Eğer valizi verdiği halde uçağa binmemiş bir yolcu varsa, barkod okuyan aygıtla birkaç saniye içinde valiz bulunuyor ve uçaktan indiriliyor.
Güvenlik açısından bu özellik çok duyarlı bir konu.
Abdi Bey'e...
Yeni terminaldeki
VIP, CIP ve bazı firmaların özel salonlarını, pırıl pırıl zemini, en ünlü markaların mağazalarını,
Türk damağından
Çin restoranına,
fast foodlara kadar lezzet köşelerini, gümrüksüz alışveriş dükkanlarını vs. ayrıntılara girmeden belirteyim.
En önemlisi tuvaletler temiz.
İçerisi tütün ve asit kokmuyor.
Haberleşme, eczane... Kısacası her şey var.
Merhum
Abdi İpekçi'nin başlıca çabalarından biri,
İstanbul'a çağdaş bir dış hatlar terminali kazandırmaktı.
Bugün iç hatlar olan o zamanki dış hatlar terminali açıldığında,
"nihayet utanmayacağız" satırları nasıl da sevinç yüklüydü.
Ya bu terminali görseydi!
Keşke başlıca salonlardan birine Abdi İpekçi adı verilse...Bu konuyu onun kadar gündemde tutan olmamıştır.
Ruhu şad olsun.
Emeği geçen herkese yürekten teşekkürler.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr