Şöyle ki...1) İsrail'de ilk kez yönetimde ağırlık sivillerin elindedir.Oysa... İsrail, son Olmert hükümetine kadar 'savaş kahramanlarının' damgasını vurduğu kadrolarla oluşuyordu.Olmert hükümeti ise, hem Batı Şeria'dan çekilme planı, hem "sivil" dokularıyla, ulus için "güvenlik" kuşkuları vermiştir.Hamas'ın, bir İsrailli askeri kaçırması, Hizbullah'ın 7 İsrail askerini öldürüp ikisini de kaçırması olayları üzerine İsrail'in "kantarın topuzunu çok kaçırmış" gibi görünen şiddeti, bir bakıma iç kamuoyuna dönük bir politikadır.İsrail'in hâlâ "güveni sağlayabilir" ve düşmanlara karşı "caydırıcı" bir hükümetle yönetildiği kanıtlanmak isteniyor...........................2) Hükümet, "askerlerinin kaçırılmasını" bahane ederek, birer "tehdit ahtapotu" olarak adlandırdığı Hamas'ın ve Hizbullah'ın kollarını budamayı hedeflemiştir.Suriye'yi zaten "ABD sopasıyla sindirilmiş" olarak görmekte.Böylece olası bir ABD-İran çatışmasında, radikal İslam terör örgütleri aracılığıyla, alevlerin kendi topraklarına sıçramayacağı tampon bölgeler oluşması da planın bir parçası.............................3) İsrail, Hamas'ın kolunu kanadını iyice kırdı.Hamas'ın askeri bölümüne, siyasi lider Meşal bile söz geçiremiyor.Fetih örgütü, seçimleri kaybetmiş olmanın yanı sıra yönetimde Hamas tarafından aşağılanmaya ve dışlanmaya tepkili.Ne Başbakan, ne Cumhurbaşkanı artık yeterince güçlü değiller.İsrail, bu noktada frene bastı.Hamas'ı büsbütün silerse, yerine geçecek bir otorite yok.Daha da ciddi bir kaos olasılığı nedeniyle yüzünü Hizbullah'a çevirdi.............................4) İsrail haberleşmeyi keserek, yolları, demir yollarını, enerji ve su kaynaklarını yok ederek İran'dan ve Suriye'den gelebilecek para ve silah akışını engelleyerek, Hizbullah'ı yalnız bırakmayı amaçlıyor.Halk nezdinde de "Bütün bu olanların sorumlusu, Hizbullah'tır" kanısını yerleştirmek çabasında.Gerçi... Birinci hedefi gerçekleşmekte ama ikinci psikolojik savaş, tersine tepiyor olabilir.İsrail'in, ölçüleri çok aşan ve sivilleri de hedef alan saldırıları, tek direniş unsuru olan Hizbullah'a destek de üretmekte.Ancak... Hizbullah gerçekten budanırsa ve güçsüzleşirse, şimdilik korku nedeniyle halkın gösteremediği tepki, belki de dışa vurabilir.............................5) ABD, 11 Eylül El Kaide saldırısından sonra uygulamaya koyduğu, devletleri demokratikleştirme ekseninde, Büyük Ortadoğu Projesi'ni rafa kaldırabilir.Çünkü... Seçimler hiç de umulan sonuçları vermiyor.Ya radikal İslam sandıktan çıkıyor, ya da Irak'ta olduğu gibi kaos...Merkezi hükümetleri zayıf olan Ortadoğu ülkeleri daha da karışıyor.ABD, bundan sonraki aşamada, demokrasiden çok, istikrarlı yönetimlerin oluşmasını yeğleyerek, onlarla daha akılcı ve pragmatik ilişkiler kurmayı deneyebilir.............................6) İran ve Suriye, Hamas ve Hizbullah'a karşı ABD destekli İsrail şiddet politikalarında beklenen reaksiyonu vermediler. Hedef olmak istemiyorlar.Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün, değil İsrail'i kınamak, tam tersine Hizbullah'ı eleştirdiler.Hem İran önderliğinde Şii yükselişten, hem kendi içlerinde baskıyı giderek artıran Müslüman Kardeşler ve bağlı örgütlerden rahatsızlar.İçeride kendi kamuoyunda, İsrail'e karşı tepki, dışarıda ise, Şii tehdidi ve ABD baskısı arasındaki daracık koridorda bir çıkış bulmaya çalışıyorlar..............................Öte yandan... ABD kamuoyu da Irak için ikiye bölünmüş durumda.Sonbahardaki seçimde "Irak'tan çekilmek yanlıları" çoğunluğa geçtiklerinde, Bush'un ve şahinlerinin tırnakları kesilmiş olacaktır.ABD, Vietnam'dan çekildiği gibi Irak'tan tası tarağı toplarsa, ne olacak, iyice düşünülmeli. g.civaoglu@milliyet.com.tr Ortadoğu'daki alevlerin ışığında gerçekler daha açık görülüyor.