Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

TOPKAPI Sarayı’nda, Sultan Abdülhamit’e Japon İmparatoru tarafından gönderilen bir Japon kılıcı sergileniyor.
Pırıl pırıl, lazer gibi keskin bir samurai kılıcı...

Abdülhamit’in Japon kılıcı

Bu hediyeden sonra Osmanlı-Japonya ilişkileri gelişiyor.
İşte bu tarihi olay, çizgi film olmakta.
Projenin altındaki imza Kerem Hünal...
Issız Adam filminin oyuncusu Cemal Hünal’ın kardeşi...
İngiltere’de Bounemouth Arts Institute animasyan bölümünden mezun.
Bir süredir İstanbul’da ve animasyonlarla çizgi film dünyasına üretim yapıyor.

Ege’de korsanlar
KEREM, son yapıtını şöyle anlatıyor:
Torajiro Yamada
kendi elleri ile yaptığı “Tachi” kılıcı Japon İmparatoru Meiji’nin emriyle II. Abdülhamit’e götürmek üzere yola çıkmıştır. Ege kıyılarına ulaştıklarında Japon gemisi korsanların saldırısına uğrar. Tachi çalınır.
Torajiro Yamada, Sultan’ın karşısına çıkar. Samuray kanından biri olarak görevinde başarılı olamamıştır ve kılıcı bulmak için izin ister.
II. Abdülhamit, son yeniçerilerden Orhan’ı Yamada’ya eşlik etmekle görevlendirir.
İki savaşçı da dünyanın hızla modernleştiği bu dönemde türlerinin son örneğidir.
Kültür farkları ile ortaya çıkan yadırgamalar, ortak anlayışlarla ortadan kalkar. İki savaşçı, kayıp kılıcı bulmak için Anadolu topraklarından Ege sahiline kadar ortalığı kasıp kavururlar...
Elbette bu çizgi film tarihi bir fantezi...
Gerçek olan şey ise Japon İmparatoru’nun armağanı olan kılıç
O nedenle öyküde yer alan yeniçeri de - o ocağın daha II. Mahmut zamanında kaldırılmış olmasına rağmen- hayali kahraman “son yeniçeri” diye algılanmalı.
Tıpkı Japon filmlerine yansıyan “son samuray” karakteri gibi...
Topkapı Sarayı, Eminönü, Haliç ve Galata Kulesi gibi geçmişin olduğu kadar bugünün İstanbul’unun da siluetini oluşturan, mimari yapısını ve sosyal canlılığını korumaya devam eden mekânlar, “Kayıp Armağan”ın tarihsel atmosferini oluşturacak.

Abdülhamit’in Japon kılıcı

Abdülhamit’in Japon kılıcı

ISSIZ ADAM’IN HAVUÇLU KEKİ
YEMEK listesini açtım, “tatlılar” sayfasının üst kenarına ataşla, dikdörtgen şeklinde kesilmiş küçük bir kağıt iliştirilmiş. Üzerinde “ISSIZ ADAM’IN HAVUÇLU KEKİ” yazılı.

Abdülhamit’in Japon kılıcı

Hani Issız Adam’da restoran şefi ve işletmecisini oynayan Cemal Hünal, sevgilisi rolündeki Melis Birkan’a kendi formülü “havuçlu kek” yapıyordu ya işte o...
Ama... Son yılların söylemiyle “çakma” değil, gerçek.
Cemal Hünal’ın babası Atilla Hünal’ın sahibi olduğu “Zazie” adlı restoran barın, özel lezzetlerinden biri bu kek.
Zazie, Avrupa ve Amerika’daki “mahallenin bar-restoranı” konseptinde yapılmış.
Sanki “40-50 yıldır var” izlenimini veriyor.
Tasarımın altındaki imza da Cemal Hünal’ın annesi Vicki’nin...
Yemekler sıra dışı güzel. Lezzeti, sunum estetiği, malzemeleri de öyle...
Örneğin balık, karides Bebek Balıkçısı’ndan alınıyor. Suflenin, profiterolün çikolatası Belçika’dan getirtiliyor.
Spagettide en köklü İtalyan markaları kullanılıyor.
Bütün bunlardan sonra benim yediğim ana yemek neydi derseniz?..
“Etli, köfteli, yoğurtlu, domates soslu kebap...”
Lezzetli ve inanılmaz “hafif...”
“Nedeni” kısaca şöyle açıklandı.
“Biraz füzyon...”
Yani başka ülke mutfaklarıdan ve özellikle Uzakdoğu’dan esintilerle katkılar...
Atilla Hünal sıkı denizci... Yıllardır tekne tutkunu... Tekstil sektörü kökenli iş adamı...
Onunla Issız Adam’ı, Cemal’i konuştuk.
Liseyi İskoçya’da bitirmiş. Sonra Los Angeles’ta oyunculuk ve yönetmenlik eğitimi...
Yani... Önümüzdeki süreçte Cemal Hünal’ın kamera arkasına da geçeceği filmler izleyeceğiz.

HAMAS İÇİNDE 25 BİN MUHBİR

Abdülhamit’in Japon kılıcı

HADİSELİ Davos’tan sonra Washington Post yazarı David İgnatius Türkiye’de en çok tanınan yabancı gazeteci oldu.
“HAMAS-Militanların, Şehitlerin ve Casusların Anlatılmamış Öyküsü” kitabının kapağında onun tavsiye satırları var.
Zaki Chehab, Batı medyasının BBC ve CNN gibi kanallara katkıda bulunan Arap dünyasının önde gelen gazetecilerinden biri.
HAMAS, Türkiye’nin derin ve açık gündeminde...
Tanımak gerek.
1987’de kurulmuş.
Arapça’da “Hamiyet” anlamına geliyor.
Bunun bir nedeni “Hamiyet” adı İsrail yöneticileri tarafından “tehditkar bir örgüt” diye algılanmayacaktı.
Nitekim ilk yıllarında FKÖ’nün gücünü zayıflatmak için farklı bir örgüt olarak İsrail tarafından desteklenmiş.
İsrail yöneticileri bugünleri görebilseydi acaba bunu yapar mıydı?
Kitabın sayfalarını çevirdikçe ne suikastlar, ne faili meçhuller aydınlanmıyor ki...
İsrail gizli servislerinin Gazze’de 25 bin işbirlikçi Arap muhbir ve ajanı olduğunu, Hamas liderlerinin gizlendikleri evleri İsrail’e onların sızdırdığı isim isim açıklanıyor.
Bunların bir kısmı yakalanmış. Hamas’ın hapishanelerinde yatıyorlar.
Ya parayla satın alınmışlar, ya seks görüntüleriyle ya da ailelerinizi öldürürüz tehditleriyle...
Buna karşılık... Hamas da inanılması zor ama İsrail gizli servislerinin içine sızmış. İsrail’in zaman zaman kalbini dinlemiş, beynini okumuş.
Hamas'ın teknolojisi “el katsam füzeleri işte” diye küçümsenecek gibi değil.
Bu alanda ciddi gelişmeler sağlamışlar.
Örneğin... Bir siyasi suikast bağlamında öldürülen Hamas teknoloji gurusu, uzaktan kumandalı ve tahrip gücü yüksek bomba taşıyan uçak imalinde son noktaya gelmiş.
İhtiyacı olan parçayı sağlamış. Tam monte ettiğinde bir patlama... Yanındaki ekiple birlikte paramparça...
Tahmin edileceği gibi o son parçaya patlayıcı koyulmuş. İsrail gizli servisi tarafından Hamas içindeki ajan aracılığıyla hedef adama verilmiş.
Bir dizi ilginç olay...
Yani... Gazze’de olanlar ve yaşananlar görüntülerin altında önemli derinliklere sahip.