Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yabancı sermaye siyasal istikrar ve hukuk güvencesi arıyor. KKTCnin ufkunda AB üyeliği görünmesi, bu iki ön koşulun karşılanacağı işaretini vermiş olmalı. Güney Kıbrısı kanatlandıran etkenlerden biri de AB üyesi olacağına artık kesin gözüyle bakılan süreçtir. Yabancı sermaye güven duyarak gelmiştir. KKTCnin önde gelen gazetecilerinden Hasan Hastürer, "Burgenstock toplantısı açıklamalarının hemen ertesi sabahı iki İngiliz yatırım şirketinin bilgi almak için başvurduklarını" söyledi. Referandum kararının üzerinden 24 saat bile geçmemiş ama yatırım kokuları burunlarına gelmeye başlamış. Bir diğer etken Kıbrısa, Almanya - Kore nano modelinin uygulanmış olmasıdır.İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Batı siyasası ve sermayesi, Batı Almanyayı, Doğu Almanyanın... Güney Koreyi de Kuzey Korenin çok üzerinde zenginliklere, refah düzeyine taşımaya yoğunlaşmıştı.Bu iki modelin başarısı diğerlerini çökertmenin mesajı olacaktı. Oldu da...Böyle bir makro plan çapında elbette değil ama Türkiye ile silahlı çatışmaya girmeden KKTCyi çökertmek için nokta strateji olarak, Güney Kıbrısa da Batı, ekonomik doping yapmıştır. KKTC ise ambargolarla, yok farz edilerek oksijensiz bırakılmıştır.Bir yanda fert başına milli geliri 3 bin dolar dolaylarında olan ve yurttaşları, uluslararası hukuka göre haymatlos (vatansız) sayılan KKTC... Öte yandan fert başına milli geliri 19 bin dolar olan, yurttaşlarına AB pasaportu vermenin eşiğindeki Güney Kıbrıs...Sonuç. Seçim sonuçlarıyla her şey ortada. Ev, dükkân, toprak iadesi kaygıları olmasa Talatın partisi yüzde 70 oy bile alabilirdi.Ancak... Birleşik Kıbrısı öngören anlaşma, referandumlardan geçerek yürürlüğe girerse bir "U dönüşü süreci yaşanma olasılığı var. Rum şovenliği fren yaptırsa da Avrupa Birliğinin bölgeler arası kalkınmayı dengelemek ilkesi KKTCye hız vitesi olabilir. Almanya - Kore modeli Türkiye sınırlarında üçüncü bir AB ülkesi daha oluşmakta... Batısında Yunanistan ve Bulgaristandan sonra, güneyinde de Kıbrıs... Ortadoğunun belalı coğrafyasında, Avrupa Konseyi üyesi olan Gürcistan ve Rusya da artık bundan 10 yıl önce olduğu gibi tehlike değil. Sadece, İran, Irak ve Suriye hâlâ "sıkıntı veren" komşular.Türkiye sınırları giderek daha çok AB ve Avrupa Konseyi üye ülkeleriyle çevrilmekte. Sınır komşusu AB Önceki hafta Milanoda TİMin (İtalya Mobil Telefon) yıllık toplantısı konuğuydum.Basın konferansında, bütün büyük ajanslar, gazeteler, ekonomik yayın kuruluşları temsil ediliyordu.Ve en ilginci, Türkiye odaklı soruların fazla olmasıydı. CEO Marco de Benedettiye soruyorlardı:"- Türkiyede Aria sorunu çözüldü mü?- Devletle ortaklığınız nasıl gidiyor?- Türkiyede Telsimi alacak mısınız?- Türkiye Telecomu almayı düşünüyor musunuz?- Türkiyede yatırımı sürdüreceğiniz güveni hâlâ buluyor musunuz?"Dikkat çekti...Sorunlar 2 yıl önce Ariaya yanlışların güvensizlik ve kuşku izlerini yansıtıyordu.Devlet, rooming için anlaşmada verdiği sözleri tutmamış görünüyordu.Hukuk yolları tıkanmış gibiydi.3 başlı koalisyon hükümetinden karar çıkmıyordu. 2 milyar doları bir defada getirmiş olan TİMde rahatsızlık vardı."CEO de Benedetti "o zor günlerin geride kaldığını, TİMin Türkiyede gücünü arttıracak yatırımlar, sürdüreceğini, siyasi istikrar ve hukuki güven ortamını bulduklarını" söyledi.Telsim ve Telecomu konuşmak için henüz erkendi.Daha sonra ayaküstü söyleşimizde "2004 sonu, ABden görüşme tarihi alınmasının bunun dönüm noktası olacağına" işaret etti.Zihniyetin, kurumsal ve hukuki yapının AB ölçütlerinde olacağı beklentisinin, Türkiyeye yatırımları yoğunlaştıracağı inancını yansıttı.ABlilik hem Türkiyeye, hem KKTCye referans haline gelmekte. g.civaoglu@milliyet.com.tr Gündemdeki Türkiye