Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

AÇILIMA kamuoyunda destek oranı nedir? Son seçimleri “tam isabet” öngören A&G kamuoyu araştırma kuruluşunun başkanı Adil Gür, “15 Ekim’de sahaya çıkıldığını, desteğin sadece yüzde 30’larda olduğunu” söyledi.
Adil Gür araştırmanın yorumlarını henüz yazmakta.
Yani...
Sahadan alınan sonuçlar çok yeni.
Peki daha önce durum neydi?
Cevaplıyor:

Açılım için toplumun nabzı

“Haziran ayında açılıma destek oranı yüzde 70’ti.”
Hayli yüksek bir oran...
Ardından ilginç bir “fay kırılmasını” vurguluyor:
“Ancak sürecin ortalarında destek yüzde 46.5’e düşmüştü.”
Anlaşılan “açılım” süreci iyi yönetilemiyor.
Yüzde 70’ten bakınız daha 3 buçuk ay içinde yüzde 30’lu bir orana düşmüş destek.
Peki bu araştırmalarda soru neydi?
Adil Gür “Kürt açılımı için halkoylamasına gidilse oyunuz ne olurdu?” diye sorulduğunu söylüyor.
“EVET” ve “HAYIR” oranları 3 buçuk ayda yer değiştirmiş.
“EVET”ler yüzde 70’ten yüzde 30’lara düşmüş.
Toplum aynı toplum.
Ama nabız atışı ansızın düşüyor.
Demek ki toplumsal terapi yapılmadan, toplum psikolojisi beslenmeden iyi yönetilmemiş bir siyaset süreci var.
Adil Gür, Habur ve sonrasında yaşananların toplumu daha da olumsuz etkilediği görüşünde.
“Sanıyorum şimdi bir sahaya çıksak ve halkın nabzını tutsak aynı soruya EVET oranının yüzde 20’lere düşmesi büyük olasılık” diyor.
Fakat usta bir araştırmacı olarak gene de ihtiyatlı.
“Habur ve sonrası yaşananlar, yani gövde gösterileri için toplumdaki tepkiler henüz çok taze. Birkaç hafta sonra yapılacak araştırma daha sağlıklı olur” görüşünde.
Ya bu sürecin AKP’ye olan destekte etkileri nedir?
Bu konuyu Adil Gür’le konuşmadık ama ona yakın kaynaklardan dinlediğime göre AKP oyları da “açılım sürecine destek” oranıyla örtüşüyor.
Bir şey daha...
“EVET”lerin fay kırılmasında “açılımın içeriğinin belirsizliği” de etkili.
İnsanlarımız bu belirsizlikten kaygı duyuyor.
“Ülke bölünecek” gibi iddialardan da etkileniyor.
A&G’nin araştırmasında sorulan bir soruya cevaplar da bunu düşündürtüyor.
Soru “AKP Kürt sorununu çözebilir mi?”
Çoğunluk “çözemeyeceği” görüşünde.
Tekrar edeyim, bunların her biri “fotoğraf kareleri” gibi görülmeli.
Asıl eğilim tüm karelerin art arda aktığı filmin bütününde ortaya çıkacaktır.
Deneyimli araştırmacı Adil Gür ileriye dönük açılım uygulamaları ile birlikte nabız atışlarının izlenmesi gerektiği inancında.

PROTEZ BACAK

Açılım için toplumun nabzı

PKK ile çatışmada bir bacağını kaybetmiş gazi öfkeyle ve üzüntü içinde protez bacağını çıkarıp gösteriyor. “Benim madalyam budur” diyor. Sonra kendisine verilen madalyayı da yere çalıyor.
Habur ve sonrasındaki görüntülere “Bunlar olsun diye mi çarpıştım, bacağımı kaybettim!” mesajını veren bir protesto bu.
TV haberlerinde etkileyici görüntülerden biriydi...
Milyonları etkiledi.
Gözünü kaybetmiş, yüzü tanınmayacak hale gelmiş gaziler de ekrana çıkarıldı.
Elbette toplum derinden etkileniyor.
Habur Sınır Kapısı’ndan tek tip “PKK giysileri” ile gelip serbest bırakılan ve otobüs üstünde “zafer işaretleri” yapan, on binler tarafından şenliklerle, sarı-kırmızı-yeşil bayraklarla, havai fişeklerle karşılanan PKK’lılar gazilerin ve toplumun çok büyük çoğunluğunun gönül tellerini koparmakta.
Habur’dan 5-10 kilometre ötedeki dağlarda elleri tetikte binlerce PKK’lı var.
Onların karşısında 10 binlerce Mehmetçik...
Her an bir çatışmada ya da mayına basarak şehit olabilirler, bacaklarını gözlerini kaybedip yaşam boyu “engelli” kalacak birer gazi olabilirler.
O kahramanların da psikolojisini anlamak gerek.
Şehit ve gazi ana babalarının, eşlerinin, nişanlılarının, çocuklarının nasıl da büyük kırgınlıklara itildikleri hissedilmeli.
Böyle giderse süreç tıkanabilir.
Yazık olur.
O nedenle Habur’dan giriş yapan PKK’lılar ve onlarla şov yapan DTP yanlış yoldalar.
Keşke daha insani görüntüler verebilselerdi.
Örneğin 8 PKK’lı “şehit evlerini ve gazileri ziyaret etmek istediklerini” söyleselerdi.
“Kardeş kardeşi vurduk, bu kan durmalı” mesajını verselerdi.
“Zafer işaretleri” yapacak yerde şehit aileleri derneğine gitselerdi.
Sade, sağduyulu ve ağırlıklı çizgide yürüselerdi, AKP’nin açılımı ilerletmesi ve demokrasinin kazanımları için çok daha olumlu ve etkin katkılardan söz edebilirdik.
Açılımın yelkenlerini dolduracak rüzgâr Habur kapısındaki ya da Diyarbakır’daki on binler değil Türkiye’nin 10 milyonlarıdır.