Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Amerikalı eski diplomat Ledsky, Kıbrıs'ta arabulucu rolüyle tanınır.
Ama...
Demokratikleşme üzerine çalışmaları da vardır.
Türk siyasi hayatına, Kıbrıs dışında bir siyasi katkısı oldu.
Hikmet Çetin'in isteği üzerine, TBMM Başkanlığı'na, ABD Parlamentosu'nda uygulanan "Siyasi Ahlak Kuralları Komitesi Yönetmeliği"ni sundu.
Bu yönetmelikten ve Batı demokrasilerindeki diğer benzer çalışmalardan yararlanılarak, milletvekilleri için bir "Siyasi Ahlak Kuralları Kanun Teklifi" hazırlandı.
Ne yazık ki, Türkiye'de siyasetin çıtasını yükseltebilecek pek çok yasa önerisi ve tasarısı gibi, bu da komisyonda takıldı, kaldı.
Kadük oldu.
Yani...
Siyaset hurdalığına atıldı.



Hukuk ve vicdan


Aslında...
Böyle bir çalışmaya gerek olmadığı düşünülebilir.
Çünkü...
Hukuk devletinde suçlar yasayla tanımlanmış, cezalar yasayla belirlenmiştir.
Bunun dışında, kişiler suçlanamazlar.
Haklarından mahrum edilemezler.
Ancak...
Bir de hukukun suç saymadığı, cezalandırmadığı fakat kamu vicdanının ve meslek etiğinin kabul etmediği durumlar vardır.
Milletvekili, yasal olarak suç sayılmasa bile, bunları yapamaz.
İşte, "siyasi ahlak kuralları" ve bunu izlemekle görevli olacak "Siyasi Ahlak Komitesi" o amaçla kurulacaktı.
Belki de, önümüzdeki dönemde bu yasa çıkabilir.
Çünkü...
Sivil toplum örgütleri, gittikçe ağırlıklarını artırıyorlar.
Politikayı yönlendiriyorlar.
Dünkü yazımda belirttiğim gibi, KADER'in ağırlık koymasıyla, siyasi partilerin kadın adayları sayısı birkaç kez katlandı.



Milletvekilleri takipte



Bir diğer örnek ise, Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi'dir.
Bu eylem, Susurluk'tan sonra her gece 21.00'de, karanlıkları umut ışıklarıyla güzelleştiren yakamozlardı.
Türkiye'de karanlık güçlerin üzerine gidilmesinde, bu eylemin etkisi büyük olmuştur.
Şimdi, Türkiye Milletvekili İzleme Komiteleri (TÜMİKOM) ve Seçmen 2000 Hareketi'nin işbirliği ile, siyasete yeni ve önemli bir ağırlık daha konuyor.
Bugünkü gazetemizde açıkladığımız gibi, 20 maddelik bir "Siyasi Ahlak Kuralları Sözleşmesi" hazırlandı.
Sözleşme, milletvekilleri için söze sadakat, doğruyu konuşmak, kişisel sorumluluk, bürokrasiye tarafsızlık ve saygı, açık ve şeffaf olmak, sorumlu memur ve bürokratlara baskı yapmamak, yargıyı etkileyebilecek davranışlardan kaçınmak, çıkar gruplarına uzak kalmak, demokrasi çarklarının gereği gibi işlemesine katkıda bulunmak, gizli bilgi ve belgeleri kişisel yararlar için kullanmamak, kendilerine sağlanan ayrıcalıkları istismar etmemek, siyasette bir üslup düzeyini kurmak, lidere ve parti gruplarına karşı gereğinde bağımsız olabilmek, yasama görevinin yerine getirilmesi bağlamında kendilerine verilen ödül ya da armağanları kabul etmemek." gibi taahhütleri içeriyor.



Gönüllü


Bu sözleşmeler bastırıldı.
Seçim 2000 ve MİKOM'lar tarafından, bütün siyasi partilere gönderilecekler.
Adaylardan, bunları imzalamaları istenecek.
Her seçim yöresindeki Seçim 2000 ve MİKOM kuruluşları, o yörenin adayları ile ilgili yaptıkları bütün araştırmaları açıklarken, bu arada adayın adının yanına "Siyasi Ahlak Kuralları Sözleşmesi'ni imzaladı" kaydını düşecekler.
Böylece...
Bir tür, geleceğe dönük taahhüt... Ve Seçim 2000 ile MİKOM bildirimlerinin satır aralarında gizli kalmış etik referansları, kefaletleri söz konusu olacak.
Elbette, adayın böyle bir sözleşmeyi imzalama zorunluluğu yok.
Tamamen serbest.
İmzalamayan adayların isimlerinin yanları, listelerde boş bırakılacak.
Yani...
Referans, kefalet olmayacak.
Seçmen oy kullanırken, bunu dikkate alacak veya almayacak.
Kendi özgür iradesine bağlı.



Dünyadan örnekler



Bu konuda, kısa bir dünya turu da yapalım.
ABD'de 1989'daki etik düzenlemeye göre, parlamenterlerin bir yıl içinde alabilecekleri toplam hediyenin değeri, 250 doları geçemez.
Ayrıca...
Özel sektöre bir hizmet vermeleri halinde, sağlayacakları parasal yarar, baremin ikinci derece memurunun aylığının yüzde 15'ini geçemez.
Norveç'te parlamenter, özel sektörde ücret karşılığı bir aydan fazla çalışırsa, o fazla bölüm parlamenter maaşından düşülür.
İsrail'de parlamenter, maaşının ancak yarısı kadarını özel sektörden alabilir.
İngiltere ve Almanya'da Parlamento dışı gelirler, tamamen bildirim zorunluluğuna tabidir.
Etkin mekanizmalarla denetlenir.
Türkiye'nin de, böyle bir kuruma ihtiyacı var.
Ama...
En kolay şey, Parlamento'yu, parlementeri, ulu orta suçlamak... Bu satırlar, kesinlikle öyle değerlendirilmesin.
Tam tersine, amacımız, Parlamento saygınlığına daha fazla katkıyı sağlayabilecek bir mütevazı çabadır.
Demokrasinin mabedine gölge düşmemesidir.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr