Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BİTEZ’i önce “Halil’im” türküsüyle tanımıştım.

Sonra da sevgiye dönüştü.

Bodrum’a “yeteri kadar yakın, gereği kadar uzak...”

İki yarımada arasında harika bir koy.

Bodrum’a gitmek için 10-15 dakika, Bodrum’un cümbüşünden uzaklaşıp yeşil doğayla ve pırıl pırıl deniziyle buluşup kafa dinlemek için de 10-15 dakikalık mesafe. Bitez’in ucundaki tepeye varınca, Caresse Oteli ve rezidansları...

SPA’sından yüzme havuzlarına, kamara conseptinde yapılmış odalarına, Maldiv gibi bembeyaz kumlu, laguna izlenimi veren denizine, Levent Severöz’ün müziğine kadar her şeyi bir goblen gibi işlenmiş.

Haberin Devamı

Caresse, Güney İtalya’da ve bazı Yunan adalarındaki “Luxury Collection Resort & SPA” zincirine dahil.

Sahipleri dostlarım Hakan ve Volkan Büyükanlı kardeşlerin nazik ve içten ilgilerini de ekleyin.

Ağrı’nın köyünden  3 yıldıza...
.........................

Ve... Lezzet şöleni... Murat Taşdemir Şef’in mutfağından lezzetlerle sörf yaptık. Murat Şef, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı bir dağ köyünden 12 yaşında İstanbul’a çalışmaya gelmiş

bir Kürt çocuğu.

Ailenin erkekleriyle İstanbul’da geçim derdinde.

Çoğu inşaatlarda çalışıyor.

Murat bir lokantada bulaşıkçı olarak başlıyor gastronomi yolculuğuna.

Sonraki yıllarda farklı farklı restoranlarda çalışıyor, mutfakta yetişiyor.

İstanbul’un iddialı mekânlarında bu işi iyice öğreniyor.

Sonra Sicilya’da mutfak eğitimi. Milano’da 3 Michelin yıldızlı restoranda da çalışıyor. Artık Bodrum Caresse’de “mutfakların efendisi...”

.........................

Turizm sektöründe bir de ilginç yenilikle karşılaştım;

“ambiyans menajeri...”

Levent Severöz, Caresse’nin müziğinden çatal bıçağına, heykeline, ışığına, şezlonguna, şemsiyesine, personelin giysilerine kadar her alanda “gusto” efendisi.

Bir iki otelde daha bu görev tanımı uygulanan yönetici varmış.

Keşke sektörün tümüne yayılsa...

MİLLİYET’TE 50 YIL

ARKADAŞIM, dostum, oda komşum Doğan Heper Milliyet’te 50 yılını yazmış. Anılarını anlatmış.
Muhabirlikten başlayarak Genel Yayın Yönetmenliği’ne, murahhas üyeliğe kadar gazetenin her kademesinde başarıyla görev yaptı. Kolay okunuyor, akıp gidiyor.
Bir de “şampanya” olayı var ki, onu da yazmış. Gerçeği büyük ölçüde anlatmış ama bir ayrıntıyı eklemem için satırları vesile oldu.
‘ Aydın Doğan gazeteyi sattıktan sonra veda davetinde konuşmasını yaptı. Onu kapıda otomobiline kadar götürdük.
Korkmaz Yiğit, Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak, Doğan Heper ve gazetenin başyazarı olarak ben. Dönüşte asansöre binildi, 5’inci kata çıkıldı. Derya, gazetenin yeni sahibinin, Aydın Bey’in patron odasına girmek isteyeceğini düşünerek kapısını açmaya davrandı.
Ancak... Korkmaz Yiğit “Doğru olmaz, başka odaya gidelim” deyince benim de odam o katta olduğu için oraya geçtik. Korkmaz Yiğit “heyecanlı olduğunu” birkaç kadeh içmek istediğini söyledi. Benim odadaki dolapta şarap vardı. Biraz da viski. İkisi de bitti. Bunun üzerine “Belki Aydın Bey’in ikramlık-larından vardır” düşüncesiyle görevliyi çağırdık.
“Sadece 1 şişe şampanya var, onu vereyim” dedi. Ve... O şişe açıldı.
Sonradan bu olay “Aydın Bey’in arkasından şampanya patlatıldı” gibi saptırılmış ve kasıtlı dedikodulara dönüştü. Aydın Bey gazeteyi aldıktan sonra bunu kullanmak isteyenler de çıktı.’
Ağrı’nın köyünden  3 yıldıza...
TAV’DAN BODRUM’A SUNUM
BODRUM havalimanında TAV “Primeclass” markasıyla karşılıyor. Mudo’yla işbirliği yapmışlar, “ev konseptinde ve rahatlığında” bir özel yolcu salonu. TAV 8 ülkede 18 havalimanının 30’dan fazla özel yolcu salonunda bu hizmeti veriyor.
Toplam 2 milyon 100 bin yolcu. Bu yeni salon için TAV ve Mudo Yalıkavak Marina’daki Cipriani’de bir davet düzenledi. Menü yeme içme - gezi ve temaşa yazarı Sermet Severöz’den… Sohbet de yemekler de lezzetliydi.
TURİZMDE SANAT DAMARI
YILLIK tatilimin 1 haftasını Cannes’da geçirdik. Yılların dostu bir arkadaş ve eşinin davetlisiydik. Cannes’a daha önceleri de gitmişliğim vardır. Özellikle film ve TV festivallerine... Bu kez bir gözlemimi -Türkiye’deki turizm sektörüne katkısı olabileceğini düşünerek- yazmakta fayda görüyorum.
Ağrı’nın köyünden  3 yıldıza...
.......................
Otellerin hatta sahil yolundaki iddialı rezidansların bahçelerinde heykeller sergileniyor. Galeriler kendilerine bağlı sanatçıların heykellerini veriyor. Otel müşterileri ya da önünden geçenler beğenirse otele yönetimine başvuruyor, onlar tarafından sanat galerisine yönlendiriliyor. Satış böyle yapılıyor.
Galeri bahçesinde sergilediği otel ya da rezidansa para ödemiyor, komisyon da vermiyor.
Çünkü sanatın görsel artı değeri otelin ya da rezidansın kazancı. Bahçesi daha da güzelleşiyor, itibarının üstüne koyuyor. Keşke biz de de bu uygulama olsa. Hem sanatçı kazanır, hem turizm tesisleri prestij artısı yapar, hem de görsel güzellik halkla buluşur. Cannes bizim gittiğimizde Suudi kraliyet ailesini ve Kuveyt’in şeyhlerini, büyük işadamlarını ağırlıyordu.
Gelmeden önce birbirinden pahalı ve lüks otomobillerini, devasa yatlarını göndermişler.
Özellikle sahildeki bulvar bu görkemli araçlarla dolu.
Avrupalılar anı olarak fotoğraflarını çekiyorlardı.
Ben sadece ikisinin fotoğraflarını sunuyorum.
İKİ DÜZELTME
Pazar Kahvesi sayfamda “Ünzile” şarkısının Sezen Aksu’ya ait olduğunu yazmıştım. Aysel Gürel’in şarkısıymış. Aysel Gürel’i saygıyla anıyor ve düzeltiyorum.
.......................
Geçen hafta bu sayfada Kavaklıdere şaraplarının kurucusu Cenap And’ın fotoğrafı yerine sehven vakfın altın madalyalı müzisyeni Ertuğrul Oğuz Fırat’ın fotoğrafı yayımlandı.
Yanlışlık için özür diliyor, düzeltiyorum.