Kanıtı yok.Belki bir "varsayım, yorum, siyaset analizi, siyaset aracı..."Belki, "paranoya..." Anayasa'yı değiştirmek "imkânsız" değil ama "çok zor."Pratiği olabileceği görünmüyor...............................Ama...AKP'nin bir "ajandası" olduğu biliniyordu. Hatta... Kendi görüşüne hayli yakın ilişki ve haber alma kulvarları yıllara dayalı gazetecilerin satırlarında yer aldı.Nedir bu ajanda?Elbette tamamını ve ayrıntılarını bilemeyiz ancak "iki önemli" madde bir sonraki 5 yıllık yasama dönemine bırakılmıştı. "1- Türban sorunu.2- Güneydoğu ya da Başbakan Erdoğan'ın söylemiyle Kürt sorunu..."Birinci maddeyle bağlantılı olarak YÖK'ü de bu kapsam içinde görebiliriz.O netameli konular, genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına bırakılmıştı................................Çünkü...Seçimlerde özellikle "türban" sorununun çözümü için halktan yetki istemek, oyların "çarpan katsayısı" olacaktı.Üstelik... YÖK konusu çözümlenmedikçe ısrarın "sonuç" getirisi pratikte sağlanamazdı ki...Güneydoğu sorunu da ateşten sıcak kestaneleri alabilmek için daha güçlü olmayı gerektiriyordu.Hem seçimlerle "irade" yenilemiş ve tazelenmiş olmak hem de cumhurbaşkanlığını AKP eksenli hale getirmek "akılcı" bir stratejiydi................................Türban sorununun, bir olasılıkla belki AB ve AİHM'den dış etkilerle çözülebilir umudu da vardı.Ne var ki... AİHM'den gelen kararlar, bazı AB ülkelerinde ortaöğretime getirilen türban yasakları bu umut tomurcuklarını vuran ve don yapan soğuk dalgalar oldu.Zaten pek fazla da AKP yönetimini sıkıştırmıyor.Verilen "sabırlı olun, bir sonraki Yasama dönemini bekleyin" mesajları nedeniyle üniversite önlerinde o eski "türban gösterileri" yok.Buna karşılık Güneydoğu'da ansızın art arda patlamalar yapan ve gerginliği tırmandıran olaylar, bir tür "intifada" provokasyonu izlenimi veren gösteriler, duyarlı çevrelerde tepkiler, AKP yönetimini başta Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik olmak üzere sert tavırlar almaya itti. Başbakan Erdoğan'ın ve bakanlarının söylemleri sertleşti. Demokratik açılımlarda fren yapıldı.Yani... Bir dönem sonraya bırakılmış ve demokraside daha yeni açılımları öngören bu dosya rafa kalktı, o madde bugünlerin gündemine çekildi.................................AKP, bir yandan Güneydoğu'daki oylarının azalması tehlikesiyle karşı karşıya buldu kendini... Öte yandan... "Tepki oylarının" MHP'ye oluk oluk akmakta olduğunu saptıyor.Bu durumda... Ne Güneydoğu için demokratik açılım inisiyatifini sürdürebiliyor ne de MHP'nin önünü kesebilecek "ulusalcı" vitrin yapabiliyor...Bu bir siyaset kanamasıdır.................................Tehlikeli kavşaktır da...Eğer panik yapar ve uçlara savrulursa... Bu hem kendisi için hem Türkiye için riskli bir gelecek oluşturur.Aklın yolu, merkezin dirsek temasındaki büyük ve ılımlı çoğunluğun partisi olabilmektir.Macera istemeyen bu "sessiz çoğunluk," oylarını "zihniyet farkları da olsa" istikrara verir.Cumhurbaşkanlığı seçimi için de daha şimdiden gene sağduyunun, uzlaşmanın, demokrasideki temel kuralların işaretleri verilirse kritik 2006, tüm iç ve dış "kundaklamalara" karşın olabildiğince az hasarla açılabilir.Sayın Erdoğan'ın, sesini yükseltmeden, sağduyunun, istikrarın, sade fakat "aranan güven" mesajlarını vermesi gündemin boşluktaki maddesidir.Herkes kavga ederken, mayınlar patlarken, çatışmalar olurken, toplum, devletin doruklarında da bağıran, kavga notaları veren bir ses değil, huzur ve güven veren seslenişler bekliyor.Toplumun ajandası da bu. g.civaoglu@milliyet.com.tr AKP yönetiminin "gizli anayasası" bir "iddiadır."