Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

AJDA Pekkan’ın Kürtçe şarkı söylemesi tartışılıyor.
Daha doğrusu, söylediği Kürtçe şarkının “dağdaki kadınlar” mesajı veren sözleri.
Yani şimdi, Ajda PKK propagandası mı yapmış oluyor?
Olacak şey değil.
Ajda gibi, yaşam sevinciyle, müzikle, dostla ve arkadaşla beslenen bir kadının asla örtüşemeyeceği “kan kültürü” yan yana konamaz.

Hatırla Sevgili

Ajda ve dağdakiler()

TÜRKİYE‘de birkaç yıl önce Kürtçe kaset bile yapılamazdı. Kürtçe kitap basılamazdı. Bunların hepsi yapıldı, ne oldu?
DTP grubunda, yani parlamento çatısı altında Ahmet Türk, Kürtçe konuştu, kıyamet mi koptu?
Provokasyon kokan davranışlar bile artık eskisi gibi sansasyon yaratmıyor, siyaset primi yapmıyor.
Oysa Meclis kürsüsünden Kürtçe yemin nedeniyle kaç milletvekili, kaç yıl hapis yatmışlardı.
Demokratik hoşgörü açısı genişledikçe gerilim azalıyor.
Bu ters orantıda aslında doğru şeyler vardı. Ajda Pekkan’ın Kürtçe şarkısına da böyle bakmak gerek, hatta gülümsemek...
En kapitalistlerimiz, yıllarca anlamının ve mesajının ne olduğunu bilmeden Castro’nun Küba ihtilalinde gerillaların romantik şarkısı Guantanamera’yı söylediler meyhanelerde, hem de bağıra bağıra. En milliyetçiler, muhafazakârlar İsrail’in bin yıllık popüler şarkısı Hava Nagila (Bizi Mutlu Kıl) ile coştular. Aradan yıllar geçti, bu ezgilerin mesajlarını öğrendiklerinde güldüler geçtiler...
Müziğiyle, edebiyatıyla, sinemasıyla tüm sanatları insanlarımızı birbirine yaklaştıran sıcak birer yürek atışı gibi algılamalıyız.

Haberin Devamı

DUVARI YIKMAK
ERTUĞRUL Özkök Hürriyet’te yazdı, benim de kendime koyduğum ambargo kalktı.
Rojin, TV’ye ilk kez bizim Şeffaf Oda’da çıkmıştır. Çok sevdiğim bir sanatçıdır.
Rojin’den daha evvel dinlemiştim ama yazmamıştım.
Rojin, TRT Şeş’te program yapmaya başladıktan sonra tehditler aldı. Evinin duvarına kırmızı yağlıboyayla korkutma amaçlı işaretler kondu. Ve sokak kapısının kilidini açtığı anahtar kan içindeydi.
Neden?
Çünkü...
Bu ülke insanlarının, hangi kökenden olursa olsun birbirleriyle barışık olmaları bazı odakların hiç hoşuna gitmiyor.
Onların besinleri gerilim. Oysa TRT Şeş ve orada program yapanlar Türkiye’deki psikolojik duvarları yıkmaktalar.
Önemli bir hizmettir bu.

Haberin Devamı

AKP’YE DERS VERMEK
KÜRESEL devlerden biri Türkiye’nin de nabzını tuttu.
Onlara göre AKP’nin il genel meclis oyları yüzde 42 dolaylarında kalacak.
Daha önce Adil Gür’den de bu tahmini dinlemiştim.
İkisi örtüşüyor.
Ama...
Daha seçimlere iki buçuk hafta var.
Demirel’in söylemiyle, “Siyasette 24 saat bile uzun süre”.
Çok şey değişebilir.
Ne var ki... Artık öyle yüzde 50’nin üzerini gösteren kamuoyu araştırmaları sık sık dile getirilmiyor.
Dünyayı ahtapotun kolları gibi saran ekonomik kriz, vantuzlarını Türkiye’ye de yapıştırdı. Gaddarca emiyor.
Bir iktidarın yıpranmadan oylarını sürdürmesi mümkün değil.
Davos’un hayat öpücüğü olmasaydı, AKP oyları çok daha aşağılara çekilmiş olurdu.
Hele bir de Türkiye’nin “muhalefet sorunu” olmasaydı...
Başbakan Erdoğan, tek başına AKP kampanyasını sürdürüyor. Siyasetin harmanını savuruyor.

Gerçek ve gerek
ELBETTE yerel seçimlerde iktidar olmanın sağladığı yüzde 5 dolaylarında oy oranı da bir gerçek.
Hadise çok yalın ve basit bir denkleme dayanıyor. Kimse ekonomik krize bir de AKP’nin iktidardan düşebileceği “siyasi kriz” istemiyor. Bu kaygı, verilecek oyları etkileyebilir.
Buna karşılık, yerel seçimlerde AKP için sandıklara atılmayacak oylar siyasi iktidarı değiştirmeyecektir ama Türkiye’yi “değneksiz köy” sananlara ders verebilir.
CHP ve MHP, bu siyaset gerçeğini ve gereğini topluma anlatabildikleri ölçüde AKP’nin oylarını aşağıya çekebilir.
Demokrasiye seçenek ihtiyacını karşılayabilirler.