AK Parti maratonu
AK Parti’nin 7. kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan “2053 yılını” hedef gösterdi.
Daha önce “2071’e de Türkiye’nin AK Parti iktidarıyla uluşacağı” mesajını vermişti.
Gerçekleşmesi çok zor hedefler...
Ama...
Bunlar “siyasi maraton” iddialarıdır.
Demokrasilerde örnekleri var.
JAPONYA ÖRNEĞİ
Yıllar önce AK Parti’nin üst üste birkaç seçim alması üzerine “Japonya örneğini” yazmıştım.
Açayım...
.....................
30 Ağustos 2009.
Japonya’da seçim sonuçları açıklandı.
54 yıldır devam eden Liberal Parti iktidarı sona erdi.
Yenilginin sorumluluğunu üstlenen Başbakan Taro Aso “partisinin başkanlığından istifa edeceğini” açıkladı.
Yerini Demokratik Parti’nin Başkanı Yukio Hatoyama’ya bıraktı.
Yenilgi için “Japon ekonomisindeki durgunluk ve rekor seviyeye ulaşan işsizliğin olduğu” yorumları yapılıyordu.
Seçim sonuçlarını Japon basını “Japonlar muhafazakârlara ceza verdi” manşetleriyle duyurdular.
Bakın...
Bir parti 54 yıl tek başına iktidarda kalabilmiş.
Japon demokrasisi göstermelik değildir.
Hiçbir zaman da göstermelik olmadı.
Demokrasinin bütün kuralları ve kurumlarıyla işlerlikte olduğu bir ortamda “sadece başarısıyla yarım yüzyıldan fazla iktidarda kalabilmek...”
Ve...
Performansı dramatik bir düşüş yapınca da “ebedi” gibi görünen iktidarının halk tarafından noktalanması.
4 YLLIK PARANTEZ
Ancak...
Yeni iktidar için Japon basını “ihtiyatlıydı.”
- Merkez sol görüşlü Asahi Shimbun gazetesi:
Halkın Demokrat Parti’ye oy vermesi, bu partinin hükümetine güveni gösteriyor mu?
Cevap: Hayır...
Gazeteye göre halk yeni hükümet konusunda “umutlu” olduğu kadar “endişeli”ydi.
- Bölgesel Tokyo Shimbun gazetesi:
Demokrat Parti’nin ezici galibiyeti, bu partinin hükümet etme kapasitesinin kabul edildiği anlamına gelmiyor.
- Muhafazakâr Sankei Shimbun gazetesi:
Seçmen Demokrat Parti programını kabul etmekten çok, muhafazakar liberal partiyi cezalandırmak istedi.
- Yomiuri Shimbun gazetesi:
Demokrat Parti’nin tecrübesizliği endişe verici...
.................
Demokratlar 480 sandalyeli mecliste 308 sandalye kazanmışlardı.
Bu müthiş bir zaferdi.
54 yıllık Liberal Parti iktidarı noktalanmış oluyordu.
Ama...
Yeni iktidara da “Japon kamuoyu kuşkuyla bakıyordu.”
Nitekim...
Demokratik Parti’nin iktidarı sadece 3 yıl sürdü.
Liberal Demokratlar 2012 seçimlerinde iktidarı tekrar devraldı.
JAPON MUCİZESİ
Yarım yüzyılı aşkın süredir iktidarda kalmış olan Liberal Demokrat Parti “hızlı ve ihracata dayalı ekonomik büyümeye” odaklıydı.
ABD’yle dış politika ve savunma politikasında yakın iş birliği yürütmüştü.
Savunmayı ABD yüklendiği için çok ciddi bir bütçeyi kalkınmaya yöneltebilmişti.
Devlet bürokrasisini basitleştirmişti.
Devlete ait işletmeleri özelleştirmişti.
Yaşlanmakta olan toplumun ekonomi üzerindeki baskısına hazırlık olarak vergi reformu yapmıştı.
Japonya ekonomisini dünyaya açmıştı.
Bilimsel ve teknik araştırmalara ağırlık verilmişti.
Muhafazakâr çizgisi nedeniyle “eşcinselliğe ve eşcinsel evliliklere” karşı tavır koymuştu.
Kısaca, ekonomide “Japon mucizesini” yaratan partiydi.
Muhafazakârlık gereği imparatora derin saygılı, monarşist bir iktidardı.
...................
Liberal Demokrat parti gene iktidarda.
Başbakan da Yoshihide Suga...
KENDİNE ÇELME
Yıl 2021...
1955’ten bu yana “arada 1993-1994
ve 2009-2012 parantezleri dışında”
66 yıldır aynı parti iktidarda.
Ne zaman ayağı takılmış?
Muhalefet daha güçlü olduğu ve vaatleriyle seçmeni kazandığı için değil.
“Kendi performansında büyük düşüş yapınca...”
Ekonomik durgunluk ve en yüksek oranlı işsizlik nedeniyle halk tarafından cezalandırılmış.
Yani “kendine çelme taktığı zaman.”
GÜÇLÜ RÜZGÂR
AK Parti’nin 7. kongresi bağlamında 2023 seçimleri ve onun ötesinde 2053’ün de hedef gösterilmesi ilginçtir.
Bu iddiaya, Japon Liberal Demokrat parti merceğinden bakılabilir.
Kendine çelme de öyle.
Bunun yanı sıra AK Parti’nin “lider partisi olduğu” gerçeği bir diğer faktör.
Japon Liberal Partisi ise “kurumsallaşmayla kalıcı” oldu.
Başbakanlarının karizmasıyla değil.
Dış faktörler ve ABD’nin, askeri ekonomik desteği Japonya’nın yelkenlerini şişiren güçlü rüzgârlardı.
Soğuk savaş yıllarında ABD’nin Rusya önderliğindeki komünist blokla propaganda yarışı iki simge ülkeye odaklanmıştı.
“Japonya ve Batı Almanya’ya...”
Bu iki ülkenin “mutlaka başarılı olması” soğuk savaşta ABD’nin propaganda kozlarıydı.
Askeri ve ekonomik, diplomatik güçlerini bu iki ülkeye verdi.
İşte...
Japonya Liberal Demokrat Partisi’nin “zamanın ruhunu yanına alan bu büyük tarihi şansını” da not etmek gerek.
................
AK Parti “Bunlar gitsin de kim gelirse gelsin” dedirten ve Türkiye’yi yakın tarihinin en büyük ekonomik krizine sürüklemiş olan, partilerin ortak hükümetine tepki tsunamisiyle daha kurulduğu yıl iktidara gelmişti.
Maraton iddiasını muhalefetten çok “kendisine çelme takıp takmaması” belirleyecek.
