Terör/ekonomi ilişkisinin çok çarpıcı bir örneğiydi.Hiç unutmadım...................................İsrail'deki "kibutz" adlı "kolektif çiftlikler" PKK ile "silahsız mücadele" için etkin bir yöntem olabilir.Önce "akılcı" bir soru:"Kibutzlar pek matah şeylerse neden Avrupa'da, ABD'de yok? Avrupa, ABD aptal mı ki kibutz kurmamış?" Bu soruyu ben de İsrail'de bir kibutz'un -eski- genel müdürüne sormuştum... İşte cevabı:"Çünkü, Avrupa'da, ABD'de devlet toprağı yoktur. Hepsi özel mülkiyettir. Oysa ki kibutz, devlet arazilerinin sosyal amaçlarla ekonomik kalkınma enstrümanıdır. Türkiye'de ise Hazine arazileri çok geniş. Türkiye kibutzlarla özellikle Güneydoğu'da 100 binlerce aileye çalışma ve çağdaş yaşam sağlayabilir."...........................Kibutz nedir?Büyük bir toprak; kibutz üyelerine tahsis ediliyor. Devlet onları bir araya getiriyor.Hangi ürünlerin tarımını yapacakları, yetiştirecekleri hayvanlar saptanıyor.Tarım araç-gereçleri, elektriği, suyu, rehber yöneticileri, tarım uzmanları devlet tarafından saptanıyor."İşte çiftlik eşit paylarla sizin; ekin, hayvan yetiştirin, satın, paylaşın" deniyor.İlk 5 yılda, devletin atadığı çoğu -gönüllü- uzmanlar yönetiminde çiftlik verimli hale getiriliyor. Gelirin bir bölümüyle devletin daha önce yapmış olduğu katkı, taksitler halinde geri ödenerek yeni kolektif çiftliklere kaynak yaratıyor...........................Kolektif çiftliklerin kendi akılları, sağlık kuruluşları, kreşleri var. Tarıma dayalı sanayi oluşturuyor, pazarlıyor, ihracat yapıyorlar.Küçük fakat çağdaş konutlarda yaşıyorlar. Asfalt yolları, ağaçları, çiçekleri, kafeleri, barlarıyla kaliteli bir yaşam sunuluyor.Kibutzun marketlerinde piyasaya göre çok daha ucuz ürünler satılıyor.Kibutzun ayrıca, toplu yemek servisi olan kafeteryalarında fiş karşılığı tabldot yemek yenebiliyor. Lezzetli ve kaliteli...........................Konuğu olduğum -eski- kibutz genel müdürü, bir bilgisayar şirketinde çalışıyor, ayda 10 bin dolar alıyordu. Ama hâlâ Telaviv kibutzunda ilk gençlik yıllarında edindiği konutta yaşamını sürdürüyordu...........................Nedenini anlattı:"Ben 10 bin dolar maaşı her ay başı alır, kibutz yönetimine veririm. Kibutzdan çok daha düşük olan emekli maaşımı alırım. Ailemle bu evde oturmak ve kibutzun bütün olanaklarından yararlanmayı sürdürürüm. Çünkü burada bana ve aileme, torunlarıma verilen olanakları Telaviv'de 10 bin dolarla karşılayamam.Böyle çiçekler, ağaçlar içinde ucuz ve kaliteli yiyecekler... Güvenlik... Torunlara yabancı dil, piyano, bale/dans, resim, tiyatro, beceri kursları, kreş, sağlık hizmetleri.............................Hiç değilse köylerinden koparılan ve Diyarbakır'a, diğer kentlere göçen Kürt kökenli ailelere Hazine arazilerinde böyle kolektif çiftlikler kurulabilseydi. İşi, aşı, umudu olmayan gençleri şiddete yönelten tezgâhlar bu denli başarılı olabilir miydi?..........................Hazine arazilerini kolektif çiftliklere açan bir ekonomik ve sosyal kalkınma programı, tüm partilerin ortak projesi olabilir............................TBMM'deki son görüşmelerde Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, sözlerinin sonuna doğru "Şimdi PKK ile siyasi mücadele önlemleri için önerilerimi dile getiriyorum" deyince AKP sıralarından sesler yükseldi:"Aklını kendine sakla..."Oysa Mumcu'nun da söylediği gibi, "Hepimiz aynı gemideyiz. Hepimizin sorumluluğu var. Riski var." Kolektif aklı oluşturmak için katkılarda bulunmak aklın yoludur. Bu gerçeği anlayamamak akılsızlıktır. Kolektif cinnete yolculuk yaptırır. g.civaoglu@milliyet.com.tr Şiddetin doruklarda olduğu yıllarda Hakkâri'deydim. Terör nedeniyle futbol maçları yapılamıyordu. Mitingde halk arasında dolaşırken 'Hakkârisporlu bir futbolcu maaş alamadı. Ailesine 3-5 kuruş vermek için PKK'ya katıldı. Dağa çıktı' demişlerdi.