İŞTE merakla beklenen, Tarhan Erdem’in 29 Mart yerel seçim öngörüleri...
22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce “sandıktan çıkacak sonuçları” -neredeyse- yüzde 100 doğru tahmin eden Erdem’in çok özel bir yeri vardır.
Lafı uzatmadan öngörülerine geçelim.
Genel seçimlerle özdeşleşen İl Genel Seçimi, Türkiye sonucu yüzde 47.
Yani... AKP 22 Temmuz seçimlerindeki oy oranını koruyor.
Bir bakıma, her 2 yurttaştan birinin AKP’ye oy verdiği siyaset coğrafyasında fay kırılması yok.
Dünyayı sarsan, Amerika’da siyah Obama’yı başkan yapan küresel ekonomik kriz, Türkiye’de ekonomiyi yüreğinden vurmasına karşın, AKP’yi “teğet” geçmiş.
Belediye başkanları ve belediye meclisi üyelerini kapsayan seçimde ise AKP yüzde 44’te kalıyor.
Önemli bir kayıp değil.
“Yerel seçimler, iktidara prim yapar, çünkü belediye hizmetleri için merkezi iktidara göbek bağı vardır” kuralına rağmen AKP’nin gerilediği yüzde 3 puan, partiden çok, yerel adayların kişilikleriyle ilgili görünüyor.
Gerçekten İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde AKP’nin oyu yüzde 48’e yükseliyor. Büyükşehirlerde adaylardan çok, parti taraftarlığı ağır basıyor.
Yarın genel seçim olsa...
ASIL ilginç olanı, Tarhan Erdem imzalı araştırmada “Yarın genel seçim olsa, hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna cevaplar... Sıkı durun...
AKP için yüzde 51.8...
Türkiye insanının yarıdan fazlası...
Müthiş bir oran.
Daha önce sadece 1969 seçimlerinde Demirel’in AP’si bu oran dolaylarındaydı.
40 yıldır ilk kez yüzde 50’nin üzeri telaffuz ediliyor. Elbette genel seçimlere uzun süre var.
Ya ana muhalefet partisi CHP?..
“Yarın genel seçimler yapılsa oyum CHP’ye” diyenlerin oranı yüzde 22.9.
MHP’nin oy oranı ise 13.2.
Marjinaller
AKP’ nin oylarını böleceği umut edilen Saadet Partisi’nin oyları yüzde 3-4 dolaylarında... İstanbul’da ise yüzde 2. Siyaset mühendisliğine soyunanlar 2002 seçimleri öncesi de Erdoğan-Erbakan kapışması için böyle yanlış hesaplar yapmışlardı.
Onlara göre “Erbakan’da çok para vardı. Erdoğan ve Gül’ün partisiyle kapışacaklar ve sonuçta her iki parti de barajın altında kalacaktı. Birinden biri barajı geçse bile kıymet-i harbiyeye sahip olmayacaktı.”
2002’de tutmayan hesap, 2009’da da tutmuyor.
Mevlana’nın “Artık yeni bir şeyler söylemek lazım cancağızım” söylemini muska gibi göğüslerine asmalılar.
Ya sesi en yüksek çıkan DTP?.. Türkiye genelinde oy oranı yüzde 4-5. Demokrasinin sağlığı için doğrusu DTP’nin daha yüksek oya ulaşmasını isterim.
Silahların bırakılması için demokrasinin umut kanalları açık olmalı.
İKİ EL BİR BAŞ İÇİN
YUKARIDA Tarhan Erdem’in “garanti belgesi” gibi -güvenilir- imzasıyla seçim araştırmasını yansıttım.
“AKP, çok net -açık arayla- birinci...”
30 Mart günü birilerinin “iki el bir baş için” diyerek düşünmeleri ve kendilerini sorgulamaları sürecinin “geç kalmış başlangıcı” olacak.
Bugünleri hissederek, hatta öngörerek o sorgulamayı çoktan yapmaları gerekirdi.
Gerçi...
Bahane çok.
Örneğin...
“CHP’nin üniversiteli seçmeninin yüzde 40’ın üzerinde olduğu, buna karşılık AKP’li seçmen çoğunluğunun ise ilkokul mezunu düzeyinde kaldığı” gibi suyuna tirit gerekçeler...
Eğer böyle bir sosyal ayrım var idiyse, 1977 genel seçimlerinde Bülent Ecevit’in başında bulunduğu CHP nasıl yüzde 42 oy alabilmiş, sandıklardan açık arayla birinci çıkmıştı?
Ecevit’in DSP’sine oy verenler içinde ilkokul mezunları, köylüler, işçiler çoğunluktaydı.
Ecevit toplumu kucaklamıştı.
Samimiyetine inandırmıştı. “Umudumuz Ecevit” olmuştu.
“Karaoğlan geliyor” beklenti coşkusunu üretmişti.
AKP’yi alternatifsiz bırakmak, demokrasiye ve tarihe karşı bedeli ağır bir suçtur.
NOTLAR
1- Ergenekon davasının 2. iddianamesini hâkimler 15 günde okuyabildi.
O kadar sürmeyecek elbette ama iyice okuduktan sonra bu konuya gireceğim.
2- Şu satırlar yazılırken, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve beraberindeki 4 arkadaşının helikopter kazası geçirdikleri haberi geldi.
Aramalar sürüyordu. Henüz onlara ulaşılmış değildi. Bir can kaybı olmamasını diliyorum...