"Recep Tayyip Erdoğanın hiç beklemeden...Başbakan olmasını amaçlayan Anayasanın 76 ve 109. maddelerinde değişiklik bir parti politikası mı?"Cevabı "Sadece arkadaşlar arasında konuşuldu. Henüz parti görüşü tam belirlenmiş değil" oldu.Ardından izah etti:"AKP seçimlere Recep Tayyip Beyin liderliğinde girdi.Halk ona Başbakan Tayyip diye bağırdı.Seçimlerde, AKP, Anayasayı değiştirecek çoğunluğu alınca daha başından Recep Tayyip Beyin başbakanlığıyla işe başlayalım fikri oluştu. Arkadaşlar işte bunu konuştular."Nerede konuşuldu?"MYKda konuşuldu. Yani Başkanlık Divanında.Arkadaşlarımızın çoğunluğu Anayasanın 76 ve 109. maddelerinin aynı zamanda değişmesi ve Başbakanlık için - milletvekili olmak koşulunu kaldıran - formülü benimsediler.Az sayıda arkadaşımız ise bu fikre katılmadılar.Recep Tayyip Bey de tereddütlerini belirtti.Ama bir karar alınmış değil." AKPde konuşmaya tam yetkili Abdullah Güle sordum: Köşkün penceresinden Gerilim mi yaşanıyor?Gül "Başkanlık Divanında bu konu Cumhurbaşkanı Sayın Sezerin açıklamasından önce konuşulmuştu" cevabını verdi.Yani bir inatlaşma ve ortamı germe süreci değil. Ancak özen gösterilmezse AKPnin "yumuşak geçiş" siyaseti tedirginlik coğrafyasına kayabilir.Üstelik Sezere takılacak bu ısrar, haftalarca sürecek referandum kampanyalarıyla, en verimli kullanılması gereken ilk iktidar aylarının harcanmasına neden olur.İkinci tur seçim gibi algılanacak bir referandum, toplumu iyice gererek, ekonomide erken açmış çiçeklere kırağı çaldırabilir.Üstelik, "Bütün önemli kararları muhalefetle birlikte ve uzlaşmayla alacağız" söylemleri de var. Peki ya Cumhurbaşkanı Sezerin "Hukuk siyasallaşmasın. Kişiler için farklı hukuk olmaz. Siyaset hukuka uygun olmalı" mesajı?.. "Meclis dışından başbakan atanabilir" hükmü getirilerek Anayasanın 109. maddesinin değiştirilmesine tavır koyuşu... Böylece R. T. Erdoğana daha kasım sonlarından itibaren Başbakanlık yolu açılması çabalarına kırmızı ışık yakması? Sağduyu Gerçi...Tayyip Erdoğana "hemen başbakan ol" çiçekleri atanlar, siyasetin doğasına yabancı değiller. Liderin hoşuna gidecek şeyleri söylemek her partide çevre geleneğidir.Ama...Liderleri yakanlar da genellikle onlar değil midir?Sonuç... "Ne siyasal amaçla, ne de kişiler için hukuk üretilir."Zaten Erdoğan da bu konuda ölçülü ve özenli görünüyor.Fakat şu siteminde haksız sayılmaz:"Hukuka siyaset karışmasının bir örneği var... O da Recep Tayyip Erdoğan..."Daha önce de bu köşede yazmıştım...Aynı hukuk Hasan Celal Güzel için başka, Recep Tayyip Erdoğan için başka uygulanmışsa... Ve bu uygulama yaşam boyu seçilme yasağı getirmişse... Bu çifte standart sadece Erdoğanın değil, başka parti liderlerinin de önünü kesmişse, kişi için değil, kanun önünde eşitlik için hukuk üretilir.İdeolojik suçlarda seçilmeyi engelleyen Anayasanın 76. maddesi değiştirilerek ve bir formülle seçim yaptırılarak Erdoğanın önü açılır. Eşitlik prensibi onarılabilir. Zaten bu durumda başkaları da var.Baykalla anlaşarak Sezerin de benimseyeceği, kamuoyunun yadırgamayacağı formüller konuşuluyor.Ama sadece Erdoğanı başbakan seçmek için Anayasaya "TBMM dışından da başbakan atama" olanağı tanıyan değişiklik, sancılar verebilir. Parlamenter sistemin gövdesinde koskocaman bir delik açılır. 12 Mart askeri muhtırası döneminde bile TBMM dışından başbakan atanmamıştı.Bu maddeyi korumak, ilerisi için AKP iktidarına bile güvencedir. g.civaoglu@milliyet.com.tr AKPnin daha ilk haftalardan itibaren başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere bütün kurumlarla karşı karşıya geleceğini hiç sanmıyorum.