Kamuoyu araştırmacılarının, bu hükümet için şöyle bir yorumu var:
"Artılar, DSP'ye yazılıyor.
Eksiler, Anavatan'a..."
Örneğin...
Hükümetin en başarılı olduğu 8 yıl kesintisiz eğitim yasası, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay nedeniyle, DSP'ye puan kazandırdı.
DSP, eğitim reformunu gerçekleştiren, irtica önünde anayasal ve laik ilkelerini koruyan bir dalgakıran gibi görünüyor.
Vergi Reformu da, gene, DSP'nin aktiflerine kaydedildi.
İlk kez gerçekleşen bu kapsamlı reform, DSP'nin yapıtı olarak görülüyor.
Başörtülülerin, üniversitelere kayıt yaptıramaması da, DSP'ye - bir ölçüde - prim kazandırdı.
Çünkü...
Bu 3 konu da, DSP'nin seçmen kitlesi için çekim alanları...
Ortasol, yarım yüzyıla yakın tarihinde ilk kez, kendi doğrultusunda böyle kökten uygulamalara damgasını vuruyor.
Dahası...
"Eylemde" değilse bile, "söylemde" muhafazakar kesime çiçek atmayı ihmal etmiyor.
Ayaklarını, sol kesimin zeminine sağlam basmaya çalışırken, bir yandan da muhafazakar kesime kucak açıyor.
Anavatan'ın simgesi, Türkiye formatında bir petek ve arıdır.
Kamuoyu araştırmaları ve petekteki bal düzeyi için, bazı gözlemler yansıtalım...
Yukarıda yansıttığımız uygulamalar, DSP'nin aktif hanesine artılar getirirken, Anavatan'ın pasif hanesinde eksiler çoğalıyor.
Özellikle, başörtüsü ve Vergi Reformu...
Başörtüsü konusunda, daha aylar öncesinden forumlar oluşturmak, Anayasa'nın emredeceği hükümleri ve Anayasa kararları arasında "tarikatlarla, irtica odaklarıyla, siyasi İslam'la ilişkisi olmayan sade inançlarını uygulayan" genç kızlara, bir parantez açmak mümkün olabilirdi.
Bu yapılmadı...
Yasakçı ve katı uygulama kabuklarını kıran, başörtülü genç kızları, sevecen yaklaşımlarla ikna yöntemleri uygulamaya başlayan İstanbul Üniversitesi'ni de zor durumda bırakan söylemlerde bulunuldu.
Sonuç...
Anavatan oyları, bu uygulamanın olumsuz etkisi altında...
Ayrıca...
Vergi Reformu, aslında gerekliydi.
Rusya ekonomisi ve borsası, sırf vergi toplayamadığı için çöktü.
Türkiye'nin çağdaş diğer toplumlar gibi, vergi disiplinine girmesi gerekiyordu.
Ancak...
Dünkü tebliğ ile yapılan açıklamalar, toplumda bir ölçüde rahatlama yaratmıştır.
Ama, tebliğ yerine bu ek düzenlemeler, Anavatan tarafından, Vergi Reformu daha Meclis görüşmeleri sürecindeyken, değişiklik önergeleriyle, yasa metnine sokulabilirdi.
O zaman, Yılmaz'ın verdiği güvenceler de, daha etkili olurdu.
Anavatan da, kendi felsefesini yansıtabilirdi.
O zaman, belki artıları DSP ile paylaşabilirdi.
Ama, bütün bunlar, DSP'nin ürettiği fikirlerin arkasında koşmaktır.
Onun, aslan payından kalıntıları almaya çalışmaktır.
Oysa...
Asıl olan, Anavatan'ın kendisinin fikir üretmesidir.
Kendi çekim alanını yaratmasıdır.
Seçmenine dönük projeler üretmesidir.
Ortasağ felsefenin, Türkiye çoğunluğundaki beklentilerine cevap verecek bir profil çizebilmesidir.
Anavatan'ın geleneği yeniliktir.
Onun yeni formülleri, diğerlerinin takibi ve eleştirisi, gündemi oluşturmaktan çıkarılmalarıdır.
KDV'nin bir yasayla çıkarılması ve yaygın uygulamasının vergi iadesi ile sağlanması, Anavatan çizgisinin tipik örneğidir.
KDV, yasa dayatmasıyla değil, vergi iadesi teşvikiyle, denetimin topluma gönüllü olarak yaptırıldığı bir formülle yerleştirilmiştir.
Toplumdaki yenilikçi devletle, halkı barıştıran bürokrasiyi azaltan projeleri üretmek ve hayata geçirmektir.
Şimdi de bağımsız Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu, partileri tek tek ziyaret ediyor.
Amacı...
Adalet reformu yasa tasarılarını Meclis'ten geçirecek oy çoğunluğunu ve siyasi iradeyi oluşturmak.
Bu reform kapsamında hazırlanan 14 yasa tasarısından 9'u TBMM Genel Kurulu'nda, 3'ü komisyonlarda, 2'si de Bakanlar Kurulu gündeminde.
Böyle bir reformun sancıları yıllardır çekiliyor.
Ancak...
Gene, üretim ve yasalaştırma sürecinin altında, Anavatan imzası olmayacak.
Mahkemelerde, milyonlarca dava dosyası var.
Hadise, büyük bir kitleyi çok yakından ilgilendiriyor.
Hemen ardından, gene Hasan Denizkurdu, DSP'nin önerdiği "af" konusunu da, Meclis'e getireceği şekliyle açıklıyor.
Bu girişimin altında da, DSP ve bağımsız bakan imzası var.
Anavatan yok.
Gerçi, çetelerle mücadele, İçişleri Bakanı, ona bağlı olan Emniyet Genel Müdürü ve Başbakan'ın aktifinde... Ama, kitleler, bu mücadelenin kapsamı konusunda yeterince inandırılmış değil.
Kişilerin yakalandığı, fakat, marifetlerinin yeterince açığa çıkarılmadığı kaygıları var.
Anavatan, hükümetin büyük partisidir.
Bir bakıma, amiral gemisidir.
Önde olması gerekmez mi?
Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr