Recep Tayyip Erdoğan'ı, İstanbul Belediye Başkanlığı'na adaylığını henüz koymuş bir "meçhul, meşhur" olarak TV programıma çıkarmıştım.
Türkiye kamuoyu tanımadığı için "meçhul"dü... Cemaatinde ise kapalı devre bir "meşhur"du.
Konuşmamızda "alkol" gündeme gelmişti.
Erdoğan, "alkol kullanmadığını, ama alkol kullananlara karşı olmadığını" söylemiş ve şöyle demişti:
"O kadar ki... Ben oy istemek için Beyoğlu meyhanelerine, barlarına da gidiyorum. Dalıyorum içeri, konuşuyorum."
Yıllar sonra geçenlerde Basın Kulübü Programında Hakan Aygün'e verdiği ve gündeme oturan yanıtları gene alkol üzerineydi..
Hakan Aygün ile o söyleşinin ayrıntılarını konuştum. Mealen yansıtıyorum.
Sormuş: "Değiştiniz mi?"
Cevap: "Değişmedim. Geliştim."
Değiştim dese, yıllarca taban yapmak için söylediklerini inkar etmiş olacaktı.
Gelelim... Söyleşinin "alkol" gündem maddesine...
H. A: "ABD'de '28 Şubat sürecinde bizim cenah da hata yaptı' dediniz. Ne gibi hatalar?"
R.T.E: "Ben başbakan olsaydım tarikat liderlerine Başbakanlık Konutu'nda iftar yemeği vermezdim."
Erdoğan'a,Aygün keşke "Peki o iftar için yoğun tartışmalar sırasında bu görüşünüzü neden çıkıp söylemediniz!" diye sorsaydı.
Geçelim...
Aygün'ün söyleşisine devam:
H.A: "Merhum Güven Erkaya 28 Şubat sürecinin mimarlarındandır. Erbakan'ın komutanlara Başbakanlık Konutu'ndaki yemeğinde rakı istemesi olay olmuştu. Siz Başbakan olsaydınız konuklarınızdan isteyenlere alkollü içki servisini önceden hazırlatır mıydınız?"
R.T.E: "Hayır. Öyle şey olmaz. Misafir bulduğunu yer; bulduğunu içer. Rakı verdirmezdim."
H.A: "Belediye Başkanı olduğunuzda da kamusal alanlarda alkollü içkileri yasaklamıştınız. Neden?" (Belediye'ye ait turistik tesislere, kültür saraylarına gelenler misafir değil, müşteridir. Bulduklarını değil, istediklerini içmeliler.italikG.C)
R.T.E: "Alkol zararlı. Devlet zararlı olanı teşvik eder mi? Bakın trafik kazaları en çok alkollü araç kullanma nedeniyle oluyor."
H.A: "İktidar olursanız... 'Trafik kazalarına neden oluyor' gerekçesiyle Türkiye'de alkolü yasaklayacak mısınız?" (italikDünyanın bütün uygar ülkelerinde alkol nedeniyle trafik kazaları oluyor fakat alkol yasaklanmıyor. G.C)
R.T.E: "Referandum yaparım. Kararı halk verir."
AK Partisi grubundaki söylemi ise biraz karışık.
"Alkollü içkiler etiketleri üzerine - zararlıdır - yazdıktan sonra devletin bu zararlı içeceği üretmesi yanlıştır. Devleti alkollü içki üretiminden çekeceğiz."
(Bunda bir sorun yok. Bize göre sadece alkollü içki ve ambalajında - zararlı - yazan sigara üretiminden değil, devleki tümüyle üretim alanından çekmek gerek. G.C)
Ama... Erdoğan önce "Devlet alkollü içki üretmez, satmaz... Özel sektör isterse, üretir satar" diyor... Sonra hızını alamıyor... "Referandum yaparız. Halk karar verir. Vatandaş bizi seçmezse mesele yok" diye konuşuyor.
Birinde sektör sınırlaması var... Ötekinde referandumla getirilecek Türkiye genelinde alkollü içki yasağı... (İran'a, Suudi Arabistan'a benzeyiş.G.C)
İkisi arasında uçurum var.
Ve sorular:
- Ortada bir iletişim sorunu mu oldu?
- İçki, Erdoğan'ın gerçek zihniyet rengini ortaya koyan turnosollu eriyik mi?
- Kafa karışıklığı mı?
- Demokrasilerde çoğunluk yönetimine karşı azınlık haklarının güvencede olması gereğinden habersizlik mi?
Yoksa...
Erdoğan'ın, "Referansım İslamdır, söylemim kişiseldi. Partimizin referansı ise Anayasa'dır... Laik Türkiye İslam ülkelerine modeldir. Çünkü İslam ülkeleri diktatörlüktür... İsrail'e önyargılar yanlıştır" gibi aklıbaşında söylemlerinden sonra "bir çuval inciri berbat edişi midir?"
Beyoğlu barlarında seçim propagandası yapmış olan Erdoğan, değişti mi?
Yoksa bu söylemleri "gelişme" mi?