İZMİT Körfezi’nde gerçekten görkemli bir köprü yapılmakta.
“Kılavuz halat” kopunca projenin sorumlusu olan Kishi Ryoichi “harakiri” yaptı.
Yani...
Japonların “onur intiharı...”
Japon geleneklerinde bu tür durumlar “şeref meselesidir”, sorumlular kimsenin yüzüne bakamayacakları bir utanç yaşamamak için intihar ederler.
Esası “bıçakla karnını yarmaktır.”
“Yolsuzluğu, rüşveti, hırsızlığı, yalanı, ihaneti” ortaya çıktığında kendi canına kıyar.
TÜRKİYE... YOK ÖYLE
JAPON mühendisin “harakirisi” Türkiye’de gerçekleştiğine göre olayı bir de büyük Türkiye fotoğrafında görelim.
......................
İZMİT - Adapazarı depreminde çöken sitenin müteahhidini hatırlayın.
Herhalde kabararak dolanıyordur oralarda.
......................
301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının sahipleri, sorumlularını da hatırlayın...
......................
MECİDİ-YEKÖY’deki gökdelenin asansörü yere çakıldığında ölen işçileri ve inşaatın tepeden tırnağa sorumlularını...
......................
TAKSİM’deki inşaatta çöken iskelede hayata veda eden işçileri...
......................
ROBOSKİ’yi...
......................
JAPON mühendisi olayının siyasetteki yansımalarına da bakalım.
4 bakanı...
......................
SON olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Ankara’yı parsel parsel sattı” iddiasının adresi Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’i...
......................
JAPON mühendis örneği Türkiye için değildir.
Burası Türkiye, yok öyle...
İstenildiği kadar bağırın “aloooo” diye...
Ses gelmez.
GÖLGE OYUNU
DÜNKÜ yazımda “kriz yönetiminin” altın kuralının “meseleyi mesele haline gelmeden çözmek” olduğunu yazmıştım.
Başbakan Davutoğlu’nun önce Gökçek’i arayarak “Arınç için attığı tweet’leri sildirtmesi gerektiğini”, sonra da Bakanlar Kurulu adına açıklama yapmak üzere medyanın önüne çıkmadan önce Arınç’a “Bakın tweet’ler silindi. gazeteciler konuyu sorduklarında bunu söylemeniz yeterli demeliydi” diye yazmıştım.
Böylece artık ortada cevap verilecek bir konu -en azından şekil olarak- kalmayacaktı.
“Başbakan Davutoğlu’nun siyaset teorisini iyi bildiğini, bunu neden yapmadığını” sormuş ve “Belki de bilmediğimiz şeyler var” ihtiyat payını bırakmıştım.
Davutoğlu’nun dünkü açıklmasından “Bakanlar Kurulu sürerken her iki uyarıyı da yaptığını” öğrendik.
Ancak...
Gökçek tweet’lerini silmemiş, Arınç da açıklama yapmak zorunda kalmış.
VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
YILLARCA Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlığını yapan Akif Beki Hürriyet’te görüntünün arkasına ışık tutuyor.
Sistemin aksayan aksanını bilmezse millet, değiştirip değiştirmemeye nasıl karar verecek? Erdoğan büyük ihtimalle kontrollü bir gerilim içinde, sistemin kriz noktalarını bir kriz yangınına vardırmadan göstermek için açık konuşuyordu.
Gökçek, başka bir noktada capcanlı bir yangın çıkarana kadar tabii. ......... Bunun sorumlusu, Melih Gökçek sakarlığıdır. ......... Son derece nazik bir kontrollü gerilim yaşanıyordu. Gökçek paldır kültür bir müdahaleyle tamamen kontrol dışına çıkardı........ Olup biteni anlamadan parmaklarını prize soktu Gökçek. Tecavüz sahnesi çekiminde filmin setine dalan mahalleli gibi...
Halbuki olay; Arınç mı Gökçek mi mevzusu değildi “sistemin sorunlu tarafları gözler önüne serilsin ki; seçmen, değiştirmek isteyip istemediğini bilerek karar versin” meselesiydi.
......................
Önümüzdeki süreçte her şey, politikadaki bütün hareketlenmeler “başkanlık sistemi” paydasında okunmalı.
......................
NOT: İnsan ömrü kutsaldır. Elbette kimseden intihar bekliyor değiliz. Ama ‘Onur’ ekseninde yapacak başka şeyler de vardır.