Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce alternatif tarih...Örneğin... Birinci tezkere geçseydi...Türkiye Başbakanı R. T. Erdoğan değil, Abdullah Gül olurdu. Çünkü, Erdoğan o sırada "araseçimi" yeni kazanmıştı. Milletvekili sıralarındaydı. Irak Savaşı henüz başlamamıştı. Türkiye de Kuzey Iraka büyük kuvvetlerle girmek üzereydi. "Su geçilirken at değiştirilmez. Gül devam etmeli" kanısı yaygındı. Gülün kamuoyundaki puanları Erdoğanınkine neredeyse başa baştı. Erdoğan da gazetecilere "Başbakanlık için acelem yok" diyordu.Ama... Tezkere geçmeyince bu rüzgar tamamen değişti... Artık "Gülle olmaz. tezkereyi ancak lider Erdoğanın ağırlığı geçirebilir. Erdoğan başbakan olmalı" söylemleri ağırlık kazandı. "Acelesi olmadığını" söyleyen Erdoğan, 72 saat sonra Başbakanlık koltuğuna oturdu. Alternatif tarih noktalandı. Alternatif tarih, başımıza geçen alternatif çuvala mı dönüştü? Alternatif tarihe bir başka boyutu ile devam...Milliyette Fikret Bila "gazeteci tarihin tanığıdır" söylemini bir kez daha doğrulayan "belgeler" yayımladı."Birinci tezkereyi ıskalayarak, Türkiye meğer ne vahim tarihi hata yapmış" dedirtiyor.Gerçekten, ilk tezkere bağlamında, Bila imzasıyla yayımlanan belge alternatif tarihten görüntüler çiziyor.Tezkere Meclise takılmasaydı....1- Türk ve Amerikan askerleri Kuzey Iraka beraber gireceklerdi.2- Kerkük ve Musul ABD güçleri denetiminde olacak, onların etrafında Türk güçlerinden oluşan bir güvenlik çemberi yer alacaktı.Barzani ve Talabani güçleri Musul ve Kerküke giremeyecekti.3- Kuzey Irak, PKKdan temizlenecekti.4- Irakın devleti ve topraklarıyla bütünlüğünü koruyacak bir siyasal yapılanma oluşacaktı.5- Türk silahlı güçleri silahlı çatışmalara katılmayacaktı. (O tarihlerde Türkiyeye gelen bir ABD kodamanı "Türkiyeye geldiğimde şaşırdım. Askerlerinizi ölüme yollayacağınızdan, tabutlar gelmeye başladığında ne olacağından söz ediliyor. Oysa Kuzey Iraka gelecek Türk askerleri savaşmayacak, cepheye gitmeyecek ki" diyordu.)6- Barzani ve Talabani kuvvetlerine ağır silahlar verilmeyecek, daha önce verilmiş bulunanlar da Türk subayların gözetiminde toplanacaktı.......Bilanın yansıttığı belge böyle.Alternatif tarihe devam... "O zaman Barzani, Talabani ve Irak Yönetim Konseyi de böyle uluorta Türkleri istemiyoruz" laflarını edemezdi......Bu durumda, ilk tezkereyi geçirmeyerek alternatif tarihin yerini, "alternatif çuvala" bıraktırmışız. O çuvalı da başımıza geçirmişler. Tarihi ıska iddiası Yeni Şafakta Fehmi Koru bir iddia öne sürüyor. Özetle şöyle:"Fikret Bilanın yazdıkları doğrudur. Ancak, bu yayımlanan belge, bizim Dışışleri Bakanlığının istekleriydi. ABDye verildi. Ancak ABD tarafından imzalanmadı. Tezkere oylandığı sırada da imzalanmış değildi."Yani "tezkere geçseydi de alternatif tarih oluşmayabilirdi" mesajı seziliyor.Buna karşılık Korunun iddia ettiği gibi olsaydı bile şu da düşünülebilir:"Bu olasılık, gizli oturumda milletvekillerine açıklansaydı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal ve görüşmeleri götüren Büyükelçi Deniz Bölükbaşı dekorasyon süsü gibi orada oturtulmasalardı. Bu dosyayı milletvekillerine anlatsalardı. Dışişleri Bakanı Gül, tezkerenin arkasında sağlam dursaydı. Erdoğan tüm ağırlığını koysaydı.. Böylece tezkere yeter sayıda oyla geçseydi. Hükümete yetki verilmiş olsaydı. Hükümet de bu yetkiyi ancak ABD Bilanın açıkladığı belgeye imzayı attıktan sonra kullanarak, asker gönderme kararını alsaydı.. Alternatif tarih oluşabilir miydi?"Kaldı ki, dün akşam konuştuğum Fikret Bila da "Bu yansıttığım belge tarafların aralarında anlaştıkları metindi. Uygulaması tezkerenin geçmesine bağlanmıştı" diyor.Atılmazsa, asker gönderilmezdi.Şimdi... Çok daha çetin şartlarda asker gidecek.Ne yazık ki tarihi yeniden yazamayız. g.civaoglu@milliyet.com.tr Kazın diğer ayağı