Bugün Portekizli yazar Saramago, İtalya'nın ağırlıklı gazetesi Correria Della Sera'daki yazısında "Orhan Pamuk gibi bir yazar, ölüm tehditleri nedeniyle Türkiye'yi terk etmeye zorlandıysa, ortada kaygı verici şeyler var" mesajını veriyor.Saramago'dan satırlar şöyle:"12'den 15'e, ardından 25'e, son olarak da 27'ye ulaştık. Ve şimdi de Türkiye girecek. Şu soruları sormak gerek: Asya'yı içimize mi sokacağız? Herkes Avrupa mıdır? Türkiye nasıl Avrupa olabilir?" Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Jose Saramago'ya göre "Avrupalılarda ancak bir beyin ameliyatı, onları Türkiye'ye açılmak gereğine inandırabilir." Saramago, "Avrupa ülkeleri liderinin Almanya olduğunu, Avrupa'yı Almanya'nın yöneteceğini, diğer ülkelerin kendi çıkarlarını düşündüklerini, Avrupa ve küresel etkinliğe sadece Almanya'nın kafa yorduğunu" iddia ediyor.Ama asıl önemli iddiası, "Faşizm hortluyor."Şöyle yazıyor:"Faşizm, Avrupa'da yeniden sahneye çıkmak için uzun süre beklemişti. Şimdi siyah veya kahverengi kazaklarla, benzeri şeylerle gelmeyecek ama faşist zihniyet orada, döndü. Şu anda krizde olan demokrasinin tam önüne dikilmiş.Avrupa toplumunun, aşırı sağa saptığı yolunda açık göstergeler var.Faşizm artık saklanmıyor. Sokağa çıktı. Medyaya dolaştı. Farkına bile varmadan kendimizi, faşizm öncesi politik bir ortamda bulabiliriz. Bir anda da biz daha anlamadan faşizm bizi yönetmeye başlayabilir." Eski bir "keskin komünist" olan Jose Saramago, "paranoyak" bir yaklaşımda mı? Bu sorunun cevabı için biraz daha zaman gerekir.Ancak..."Radikal sağ"ın Avrupa'da yükseliş grafiği çizdiği bir gerçek.Bu da AB'de heyelan yaratıyor... Nitekim AB Komisyonu eski Başkanı Prodi ona "Avrupa Birliği çuvalladı" demiş. Heyelan, Türkiye'nin AB yoluna da taşlar yığıyor. Faşizm hortladı Nobel ödüllü Portekizli yazar Jose Saramago'nun "Faşizm hortladı" iddiası ışığında Fransa Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına bir bakış...Sosyalist aday Segolene Royal, ülkedeki yabancılar konusunda "Ne şiş yansın, ne kebap" üslubunu sürdürüyor.Buna karşılık...Merkez-sağ aday Sarkozy, Türkiye'nin AB'ye üyeliğini reddetmenin ötesinde, programına ırkçılığın dik âlâsı sayılacak "Ulusal Kimlik ve Göç" Bakanlığı'nı da koydu.Bundan sonrası yoksa Nazi dönemi propaganda bakanı Göbels'i anımsatan bir "propaganda bakanlığı" mı?Fransa'da, Nazi işgali döneminde Musevilerin yakalarına "6 köşeli yıldız" takmak zorunluğu gibi, yoksa Müslümanların da yakalarına "hilal" mi taktırılacak diye "kara mizah" yapılıyor.Ancak...Ne yazık ki... Halkın çoğunluğunda yabancılara karşı ırkçı eğilimler yükselişte.Son haftalarda grafiği tırmanışa geçen ve neredeyse diğer iki adayı yakalayan Bayrou da ırkçılık söylemlerinde Sarkozy'nin bile önünde."Faşist" dememek için "radikal sağcı" olarak bilinen Le Pen'e söyleyecek laf bırakmıyorlar Sarkozy ve Bayrou...21. yüzyılın başlarında en beklenmeyen oluşum buydu. İnsan haklarının, demokrasinin, küresel düşüncenin, "dünya düzdür" ve "dünya vatandaşlığı" söylemlerinin, "küresel ortak sorumluluk" ve "küresel ortak kader" bilinç coğrafyasının fethi için "ırkçı vandalların" kılıç kuşanması olacak şey değildi.Türkiye'nin AB yolculuğunda tökezlemeyi sadece içerideki politikalar ya da politikasız duruşlarla yorumlamak "yanlış" değilse bile "eksik..."Rüzgârlar karşıdan ve sert esiyor. gunericivaoglu@milliyet.com.tr FRANSA'DA IRKÇILIK