Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün AB üyesi ülkelerin büyükelçilikleri de dahil tümü, "banyo yapmak, tuvalet ihtiyaçlarını gidermek" için başkentteki 5 yıldızlı otellerde oda kiralıyorlar.Bazıları susuzluk nedeniyle kapılarını bir süre kapatma kararı aldı. Çalışmalarını, İstanbul'daki başkonsolosluk binalarına kaydıranlar var...Ulusal günler için verilmesi zorunlu davetler bile iptal edilmiş durumda. Nedeni; "susuzluk ya da hijyen koşulları olmayan bir davetle konuklarını zehirleme kaygısı..."Ankara'da hastaneler acil durum dışında hasta kabul etmiyor. Ameliyat tarihleri ötelenmekte.Askeri birlikler zorlanıyor. Her gün eğitime çıkan erat için banyo, hijyen koşulları, beslenme ve temizlik nasıl sağlanacak?Ankara böyle rezalet yaşamadı. Avrupa medyasının, Ankara'dan bu haberleri nasıl döne döne yayımlayacağı sır değil. 'Susuz Ankara' , AB'ye tam üyelik için ne de güzel(!!) bir referans... Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CNN Türk'te "Mevla böyle istedi" gibi mesajlar verdi.Ankara'yı "Allahlık" hale getiren zihniyetin söylemi de bu olur.Mevla, Ankara için bu susuzluğu, bu pisliği, bu ilkel görüntüyü neden istemiş olsun?..Ankara, Babil asma bahçeleri ya da Pompei mi ki Allah cezalandırsın?Ankara'ya ceza, sadece kendi oyuyla seçmiş olduğu zihniyettir.2004 yerel seçimlerinden önce Gökçek, Ankara'nın çevresindeki tepelere "dev heykeller dikme" projesini açıklamıştı.En yüksek tepeye, Melih Gökçek'in dev bir heykeli dikilsin ki hiç unutulmasın. ANKARA, POMPEI DEĞİL Kİ... Günlerdir konunun uzmanlarını dinliyorum, yazılanları okuyorum ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek'in yanıtlarını da... Duygularımdan arınarak sağduyuyla gerçekleri görmeye çalışıyorum.Bir dizi teknik ayrıntıya, DSİ ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasındaki yazışmaları yansıtmaya şimdilik gerek yok. Sadece, Levent Tosun ve Nermin Fenmen'in Radikal'de yayımlanan "Gökçek Ankara'yı Nasıl Susuz Bıraktı? - Ankara'nın Su Sorunu ve Gerçekler" başlıklı yazılarından şu satırları yansıtayım..."Küresel ısınma, sadece Ankara'yı değil, tüm dünyayı etkilemekte. Dünyada bize benzer hangi kentte bu şekilde sular kesilmekte?Hangi şehirde yöneticiler, kent halkına, geçici olarak göç etmeyi tavsiye etmekteler?O halde su sorununun nedeni, küresel ısınma değildir.2007, Ankara'nın en yağışsız yılı sanılmasın. Bundan önce daha yağışsız yıllar olmuş ama sular kesilmemiştir. Hem yağış olmamışsa, Kızılırmak suyunun alınacağı Kesikköprü ve Hirfanlı barajlarındaki 6 milyar metreküp su nasıl birikmiştir?O halde su sorununun nedeni, kuraklık da değildir.Sorunun temelinde beceriksizlik, keyfilik, planlamadan ve bilimsellikten uzaklaşmak yatıyor." Bu satırlara bir ilave de benden..."Acaba AKP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nı savunan tek bir AKP'li neden yok?" AKP BİLE ONU SAVUNMUYOR Başlıktaki "Sıktı mı... Sıkmadı mı?" sorusunu başka isimler için, başka imalarla yazmış değilim.Sorum, "Bahçeli'nin, Erdoğan'ın elini sıkıp sıkmadığıdır." Gazete sayfalarındaki ve TV ekranlarındaki haberler, "ikisinin el sıkıştıkları" yolunda... Yayımlanan fotoğraf da bu izlenimi veriyor. Ancak... Bahçeli, "Hayır... Aramızda el sıkışma olmadı" diye açıklama yaptı.Eğer fotoğrafta görüldüğü gibi Başbakan Erdoğan, elini uzatmışsa ve Bahçeli onun elini boşlukta bırakmışsa, Bahçeli'ye bu yakışmaz.Ama... Fotoğrafta Erdoğan'ın uzanan eli, bir başka MHP'liyle tokalaşma anını gösteriyorsa ve Bahçeli'yle aralarında "el uzatma ve sıkmama" durumu olmamışsa, o zaman MHP lideri, "omurgalı siyaset yapıyor" denebilir. Çünkü... Bahçeli'yi ve partisi MHP'yi kastederek, "Onların elleri bile sıkılmaz" diyen Erdoğan'ın, en azından önce özür dilemesi ve sonra elini uzatması gerekir.Bahçeli'nin tutumu başka siyasetçilere ve gelecek kuşaklara da örnektir. Herkes eline, beline ve diline hâkim olmalı...........................Not: Tatile çıkıyorum. En iyi dileklerimle... (G.C.) gunericivaoglu@milliyet.com.tr SIKTI MI... SIKMADI MI?