Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ömrümüzün 15 yılını yemekte geçiriyoruz.
100 bin kez sofraya oturuyoruz.
Faal cinsel hayatta ortalama 4500 ilişkide 8'er saniyelik orgazm süreleri toplanmış; Sadece 10 saat.
Bir ömürde sadece 10 saatlik doruk...
Beslenmeyle cinsellik arasında güçlü bir bağ var.
Yiyeceğe ve cinselliğe direnmek çok zor.
Üstelik...
Bunlardan birinde çok yoğunlaşmak diğerinin tükenmesine neden olabilir.
Örneğin...
Çok yiyerek yağlanmış, şişmiş bir kadın ya da erkek cinsel çekiciliğini yitirir.
Sadece vitrine önem vererek, güzelliğe ve çekiciliğe yoğunlaşmak ise yemek hazzından yoksunluğu gerektirir.
New York'lu kadınların başlattığı ve dünyaya yayılan bir formül şöyle.
Şık restauranlarda lezzetli yemeklerden birkaç lokma aldıktan sonra üstüne tuz ve biber boça etmek.
Yenilemez hale getirmek.
Böylece hem lezzetlerden bir demet tatmak hem de vücudun çekiciliğini bozmamak.
Ama...
Artık özellikle ABD'de tüm diyetlere isyan var.
İnsanlar yiyor, yaşamın tadını çıkarıyorlar. Abartmamak koşuluyla yemek güzel şeydir. Ben onlara "ravioli dolgunu kadınlar" diyorum.

Her erkek, kadın vücuduna ulaşmak için beyazlıkları aşmak ister... Masa örtüsü ya da ipek iç çamaşırı...
İyi bir yemek hala kur yapma zevkini sürdüren herkesi çekiyor. Yaşamın tadını çıkaranlar yatak örtüsü altında olduğu kadar, sofra örtüsü üstünde de bunu yapıyorlar.
Yemek ve seks ilişkisi için hoş bir anektod.
Yemek masasında dekolteli kadın erkeği kışkırtmak için öne eğilerek "yüreğimi ısıtıyorsun" der.
Erkeğin cevabı: "Memeni çorbadan çıkar!"
Atinalı kadınlar, Ispartılarla savaşmaktan başka birşey düşünmeyen ve onları yatakta ihmal eden kocalarına ceza olarak "sevişme grevi" ilan etmişler.
Tarihin belki de ilk grevi.
Güzel bir yemek aşkın da, ihanetin de başlangıcı olabilir.
Kadınları, yiyecek türleriyle tanımlarız.
Fransız, sevgilisi genç kız için "küçük lahanam" der.
Amerikalı ise, "cooky" (küçük kurabiye)...
Aşk ve gastronomi sözcükleri birbirini karşılar.
"şeftali tenli" deriz.
"Buğday sarısı saçlar"dan, "badem" ya da "kestane renginde" gözlerden, "kiraz dudaklar"dan söz ederiz.
Ancak...
Bunca lezzetten sonra aşkın sona erişini de gene lezzet değimiyle dile getiririz:
"Artık kabak tadı vermeye başlamıştı".

Din ve ağız tadı birbirine yabancı değil.
Söz gelişi...
Benediktin likörü benediktin rahipleri tarafından yapılmıştır.
Ünlü Dom Perignon şampanyaları onu ilk kez yapan rahibin adını taşır.
Obeizite denilen şişmanlık nedenleri arasında gene ilginç bir saptama var.
Bazı anneler çocuklarını çok erken sütten kesiyorlar. Çocuk bilinç altıyla sürekli meme arıyor, doyum arıyor.
Bu alışkanlık büyüdükten sonra da sürüyor.
Bir başka teori...
Bebek her ağladığında ağzına meme ya da biberon dayamak da gene böyle "sürekli beslenmek" alışkanlığı yaratıyor.

Sanılanın tersine şarap, kadınları cinsel açıdan fazla kamçılamıyor. Bunu tıp, alkol sonrası beden haritasının kan yoğunlaşması göstermeyişi ile kanıtlamış.
Ne var ki...
Kadının çekingenliğini atması ve yaşamı olduğu gibi kucaklamakta tereddütlerini yenmesi bakımından önemli.
Psikolojisini erkekle yakınlaşmaya yöneltiyor.
Alkol değil, fakat çikolatanın önemli katkısı var. Anketlere göre kadının vazgeçemeyeceği şeyler arasında çikolata birinci sırayı almakta.
Depresyona ve aşk takınlarına karşı harikulade bir sakinleştirici.
Ayrıca... "Aşkın simülasyonu" gibi güzel duygular da verebiliyor.
Aşk varsa... Devamı olma işlevine de sahip.
Kimyasal labaratuvar analizlerinde bunun nedenleri çözülememiş.
Ama şöyle bir söz var. "Bülbülün şarkılarının gizemi, gagaları açılıp içine bakıldığında anlaşılır mı?"

Not: Aşk ve Yemek - Yazan Willy Pasini - İletişim Yayınları, çeviren Can Belge. Yukarıdaki satırların ayrıntıları için bu keyifli kitabı öneriyorum.