Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Ulusal güvenliğin “ön aldığı” süreçlerde askerin ağırlığı artar.
Siyasetin aktörleri arasında topluma “referans” olurlar.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında General De Gaulle Almanlara karşı Fransız direnişinin simgesiydi.
Savaş sonrasında Fransa Cumhurbaşkanı oldu.
Daha ileriki yıllarda Fransa kaosa kayarken gene göreve çağırıldı, Cumhurbaşkanı oldu.
Fransa hâlâ onun tek yetkili olarak hazırladığı anayasayla yürütülüyor.
2. Dünya Savaşı sonrası, 1951’de ABD komünist Kuzey Kore ve Çin güçlerine karşı savaşa girdi.
Türkiye’nin de silahlı kuvvet gönderdiği Kore Savaşı kamuoyunda iki komutana büyük popülarite oluşturdu.
Mac Arthur ve Eisenhower...
Başkan Truman’dan boşalacak Beyaz Saray’a onlardan birinin gelmesi üzerinde mutabakat oluşmuştu.
Türkiye’nin bütünlüğü tehdit altında.
Düşük yoğunluklu bir iç savaş yaşanıyor.
Ancak Türkiye’de askerin ağırlığı aşağıya çekilmekte.
İlginç bir durum...
Dönem mi değişti?
Yoksa...
Başka faktörler mi var?
Bir yandan askeri yıpratmanın bitmeyen senfonisi...
Öte yandan askerin içinden de o senfoniye nota taşıyanlar...
Talihsiz bir süreç.
Daha fazla demokrasi, daha az güvenlik ve bu ülkenin temel değerlerinin aşağıya çekilmesi demek olmamalı.
Amerika’da yaşananları okurken işte bunları düşündüm.
Kısaca anlatayım... (*)

Haberin Devamı

Asker ve siyaset

Kore Savaşı’nda Birleşmiş Milletler Kuvvetleri’ne Türkiye de bir tugayla katılmıştı. İşte Kore’deki şehitliğimiz.

ESKİ ASKERLER ÖLMEZ
Yazıya müzikle başlayalım; “Old soldiers never die (Eski askerler ölmez)” 2. Dünya Savaşı’nın efsane komutanı Mac Arthur için yeniden düzenlenerek müzik piyasasına sürülmüştü. Kapışılmıştı.
Olayı başından yansıtayım.
Mac Arthur, Kore Savaşı’nda Pasifik’teki tüm Amerikan kuvvetlerinin komutanıydı.
2. Dünya Savaşı mağlubu Japonya’nın yönetimini de fiilen elinde tutuyordu.
Kore Savaşı patladığında BM ortak gücünün komutanlığı da Başkan Truman tarafından ona verilmişti.
Uzatmayalım.
Mac Arthur komutasında BM kuvvetleri sonunda 38. paralele kadar ilerlediler.
Çinliler eski iddialarından vazgeçti. Barış görüşmelerine başlanabilirdi.
Başkan Truman da Mac Arthur’a “38. paralelde dur” emrini vermişti.
Mac Arthur ise Çin sınırına kadar ilerlemek istiyordu.
Ona göre Çinliler artık daha fazla savaşacak güçte değillerdi.
Mac Arthur “Biz burada sadece Asya’yı değil Avrupa’yı da komünistlerin yayılmacı amaçlarına karşı koruyoruz” görüşündeydi. Gereğinde nükleer bomba kullanmak seçeneğinden bile söz ediyordu.
Başkan ile komutan artık karşı karşıya gelmişlerdi.
Truman kısa ve net ifadeyle “Mac Arthur’u görevden aldığını yerine General Ridgway’i atadığını” açıkladı.

Müthiş bir bomba
Mac Arthur öyle bir ulusal kahramandı ki onun görevden alınabileceği ortak aklın bekleme odasına bile giremezdi.
Ancak oldu işte...
Mac Arthur nükleer bomba patlatamadı ama görevden alınışı daha da büyük bir patlama yaptı.
Dönüşünde San Francisco’da havaalanından itibaren yüz binlerce kişi tarafından karşılandı.
Çok iyi bir hatip olduğunu gösteren konuşmalar yaptı.
ABD’nin diğer bazı şehirlerinde bir hafta boyunca karşılama programları devam etti.
En görkemlisi New York’taydı.
Manhattan caddelerine taşan insanların sayısı 7.5 milyondu.
Konfeti yağmuru sağanak gibiydi. Konfeti bulamayanlar telefon kulübelerindeki rehberlere el koymuşlardı. Sayfalarını yırtıp Mac Arthur’un arabasına atıyorlardı.
Cumhuriyetçi Parti’den başkan seçilmesi eğilimi neredeyse ortak payda oluşturmuştu.
Mac Arthur önerileri geri çevirdi. 52 yıl önce askeri okuldan mezun olurken bir halk şarkısı dinlediğini söyledi:
“Eski askerler ölmezler. Sadece gözden kaybolurlar.
(Old soldiers never die. They just faid away.)”
Şöyle veda etti:
“Ben de bu şarkıdaki gibi, bir eski asker olarak, görevimin gereğini -Allah’ın bahşettiği ışık sayesinde- gören ve yerine getirmeye çalışan bir eski asker olarak, kariyerimi bitiriyorum ve gözden kayboluyorum. Allahaısmarladık.”
Alkış tufanı ve gözyaşları...

Mermeri yontmak
Bu durumda yaklaşan başkanlık seçimleri için “eski asker adayı” arayışları yoğunlaştı.
Anketlerdeki “asker mi, sivil mi” sorusuna, asker cevabı yoğunlaştı.
Aday gene eski bir asker olan Orgeneral Eisenhower oldu. Eisenhower emekliye ayrıldıktan sonra bir süre New York Columbia Üniversitesi’nde rektörlük yapmış ardından tekrar göreve çağırılarak NATO’nun Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmıştı. Sevilen bir askerdi. Üniversitede rektörlüğü ve sivil hayata yakınlığı bir diğer artısıydı.
Eisenhower, seçimde, Demokratlar’ın adayı Stevenson’a açık fark attı.
34. ABD Başkanı seçildi.
.............................
Ünlü heykeltıraşa “Eserlerinizi nasıl yapıyorsunuz?” diye sormuşlar.
Cevabı “Mermer blokun başına geçerim keski ve çekiçle fazlalıkları alırım. Geriye kalan heykeldir” olur.
Yukarıda anlattıklarımdan 2009 Türkiye’sine ışık tutacak satırları çekip almak ve değerlendirmek gerek.
İntihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’a rahmet, ailesine ve TSK’ya başsağlığı diliyorum.
Böyle acılar artık noktalanmalı...
............................
(*) Altan Öymen. ÖFKELİ YILLAR. Doğan Kitap, sf. 118-127