Can Dündar’ın program ve belgesel sunumlarında sesi, “yürek sesi” gibi sıcacıktır, etkileyicidir.
İlk kez onu şarkı söylerken dinledim. Şeffaf Oda’da kısa bir süre Aşkın Nur Yengi’nin şarkısına eşlik etti. Şarkıdaki sesi de, dinleyeni kucaklıyordu.
Can Dündar ve Aşkın Nur Yengi ile programın konusu, Atatürk’tü.
Can Dündar imzalı “Mustafa” adlı filmin vizyona girecek olması bağlamındaki programın Aşkın Nur Yengi de konuğuydu.
Daha önce Kurtuluş filminde Mustafa Kemal’in sevgilisi Fikriye rolünü oynayan ve Sarı Zeybek belgeselinde Manastır Şarkısı’nı söyleyen Yengi, bir banka reklamında Atatürk rolündeki Haluk Bilginer’in de eşi.
Programda ilginç bir ikili oluşturdular.
“Mustafa”, Atatürk’ün doğduğu topraklarda başlayarak, yaşadığı tüm şehirlerdeki mekânlarda çekildi.
Ayrıca...
Genelkurmay, Çankaya Köşkü, İnönü’nün Pembe Köşk arşivlerindeki belgeler, fotoğraflar, yazışmalar,
Atatürk’ün özel güncesinden sayfalar bu filmde sunulmakta.
Filmin müziği Atatürk gibi bir Balkanlı olan Goran Bregovic’ten...
Ama... İlginç olan şey, finaldeki müziğin sözlerini Can Dündar’ın yazmak zorunda kalması.
Can, “Acil durumda camı kırınız, söz yazarını çıkarınız durumları vardı” diyor. “İlham gelmedi, yazamam demek gibi bir lüksüm olamazdı” diye ekliyor.
Kadın ve erkeğin dansı
Can Dündar, Atatürk’ün tuttuğu güncelerin defterini satır satır okumuş. Karlsbad’da ilk kez baloya gidiyor. Erkekler ve kadınlar dans etmekteler.
Oradaki bir Türk kadın, “bizde neden olmuyor?” diye soruyor.
Mustafa Kemal, güncesine “Yetkim olsun, bir günde olur. Yavaş yavaş olmaz. Devrim gibi bir günde yaparım” satırlarını yazmış.
Gerçekten de inkılaplarını zamana yaymadan birer günde hayata geçirdi.
Bu onun karakteri.
Bir banka reklamında Haluk Bilginer görüntüleriyle nasıl da Atatürk’e benzemişti. Çekimler sırasında Bilginer’in Atatürk makyajı ve giysileriyle evde sabahlaması gerekmiş. Aşkın, “O gece sanki Atatürk’le geçmiş gibiydi” dedi.
Aşkın’a Atatürk’ün üslubuyla “Çocuk, kahve getir” gibi söylemleri olmuş.
Bilginerlerin evi zaten küçük Nazlı’nın da varlığıyla neşe bahçesi gibi.
Aşkın, Şeffaf Oda’da “Vardar Ovası”, “Yüksek Yüksek Tepeler” ve “Manastır” gibi Atatürk’ün sevdiği türküleri söyledi.
Aşkın’a göre, “Fikriye’nin Atatürk’e olan tutkusu hiçbir şeyin ve kişinin engelleyemeyeceği kadar derin ve sağlamdı.”
Can Dündar’ın bugüne kadarki çalışmalarının “Mustafa” başyapıtı.
Keşke müziği çok seven Atatürk, bir müzikal yapıtla da canlandırılsa.
Aşkın Nur Yengi, sesi, fiziği ve bu konudaki araştırmaları, okuduklarıyla başrollerde yer alır. Doğum, Aşkın’ı yaş olarak geriye götürüyor. Kişisel olarak da olgunluk yolculuğunda mesafe almış.
BODRUM’DA DÜĞÜN
Sonbahar ayları Bodrum’da düğün mevsimidir. Turistler gider, Bodrumluların yerel âdetlerle, geleneklerle yapılan düğünleri başlar. Bu kez Bodrum düğünü bir başka görüntüyle yaşandı.
Kempinsky Oteli havuz başında Volkan Büyükhanlı ile Sanem İren evlendiler.
Eski Başkan Serdar Bilgili başta olmak üzere Beşiktaşlılar ve bu düğüne yürekten katılan dostlar oradaydılar. Kenan Doğulu, Volkan’ın yakın arkadaşıdır. Düğünü, şenliğe dönüştürdü.
Sanem güzel, zarif, kültürlü, neşeli bir genç kız.
Gece, Kempinsky’deki Etiler Şamdan’da sonra da sabahın 7’sinde Kenan’ın odasındaki partiyle sürdü.
Volkan Beşiktaşlıdır ama Galatasaray’a uğurlu gelir. Hatta Ali Sami Yen’deki bizim locada birlikte maç seyretmişliğimiz de vardır.
Ben de onun düğünündeydim. İnşallah uğurlu gelirim.
KRİZE MEYDAN OKUMAK
Harvey Nichols’ın sahibi Burç Cemiloğlu ve eşi Berna Cemiloğlu küresel ekonomik krize meydan okuyanlardan...
Ralph Lauren’i İstanbul’a getirdiler.
Perşembe gecesi 110 kişilik dar ve seçkin çevreden bir yemek daveti vardı.
İstanbul Üniversitesi’nin tarihi salonu ilk kez böyle bir davete açıldı.
Cuma gecesi ise, İstinye Park’taki yeni Ralph Lauren mağazasının açılışı vardı.
Her ikisine de Ralph Lauren’in oğlu David Lauren katıldı. İki katlı mağaza çok güzel dekore edilmiş.
Güzel bir gözlem daha... Bir bakıma rakip sayılabilecek Mudo zincirinin sahibi Mustafa Taviloğlu da Cemiloğluların konuğuydu. Şöyle seslendi: “Burç, bak mağazaya sağ ayağımla giriyorum.”
Sonra içtenlikle “şans” diledi.
Türkiye’nin böyle sıcak ve düzeyli örneklere ihtiyacı var.