Açıklanan %39 enflasyon oranı bilgisayarların rakam dili...
Ya "toplumun rakam dili" ne diyor?
İşte sonuçlar:
MHP.....%l6,8
DYP.....%14,4
DSP.....%13,8
ANAP....%13,5
CHP.....%11,9
FP......%10,4
HADEP...%04,4
Diğer...%04,8
Kararsızlar ise %l0...
PİAR, bu çalışmada eğilimleri saptama yöntemiyle, daha büyük orandaki kararsızları da dağıtmış.
Bu işlemden sonra, görünen %l0 oranı "kemikleşmiş kararsızları" yansıtıyor.
FP'li yenilikçiler kesiminden dinlediğim ANAR araştırmasını da yansıtalım:
DSP........%10,6
MHP.........%9,8
FP..........%9,7
DYP.........%8,3
ANAP........%8,2
CHP.........%6,8
HADEP.......%4
BBP.........%2
Diğerleri ve kararsızlar %40 dolaylarında...
Yukarıda sıralanan oranlar "siyaset normallerinin kurallarına aykırı" denebilir.
Örneğin...
Doğal olanı, "iktidar partileri oy yitirirken, muhalefet partilerinin oylarını artırmalarıdır."
Ama, yukarıda yansıyan halkın nabzı hiç de öyle değil.
DSP ve MHP dramatik düşüşler yapmasalar bile... Genelde, hem iktidar partileri, hem muhalefet partileri inişte...
Hele puanlarını en fazla artırmasi gereken Ana Muhalefet Partisi FP adeta erimekte...
Parti sayısının çok olduğu parlamenter sistemlerde, koalisyon hükümetleri kuraldır.
Türkiye'de bu zorunluğun gereği partiler %20 - %30 koridorunda sıralanırdı.
Normali buydu...
Sonra sıralanma %l5 - %20 koridoruna geriledi.
Bu, siyasi partilerin güvenirlikleri için alarmdı.
Son kamuoyu araştırmaları ise %l0 - %15 koridorunda sıralanmanın işaretlerini veriyor.
İnsanlarımız, anketlerde "henüz karar vermedim" demiyor... Tepkiyle "hiçbiri" diyor.
Yani, "kararsızlar" deyimi de, gene kurallara aykırı olarak artık yerini "hiçbiri" deyimine bırakmış.
Siyasi partiler, bir süredir toplumu elektriklendiremiyor...
Coşku ve umut yaratamıyor.
Yeni söylemler ortaya koyamıyor.
Ve gene enflasyonun %39'a düşmüş olmasına dönelim...
PİAR'ın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye nüfusunun %85'inin hane başına geliri sadece 200 milyon lira.
Yani, 4 - 5 kişilik bir ailenin aylık geliri ortalama 200 milyon lira.
Böyle bir sosyal yapıda, enflasyon %39 değil de %0 olsa ne olur?
200 milyon lirayla %0 olan bir enflasyonda geçim düzeyi daha mı yükselir?
Bu 200 milyon lirayla yiyecek, içecek... Kira, yol parası verecek... Odun, kömür, mazot alacak... Çocuk okutacak...
İşte küskünlüğün, siyasetçilere karşı "hiçbiri" tepkilerinin anatomisi budur.
Türkiye, dünyada gelir dengeleri en bozuk ülkeler arasında.
Bu böyle gitmez.
Türkiye, enflasyonunu düşürürken, en zorlu reçeteleri uygularken, ekonomiye acı ilaçlar içirirken, gelirler arasındaki uçurum denebilecek büyük farkları azaltmak durumundadır.
Yurttaşlarımıza Anayasa'mızın öngördüğü, insan onuruna yaraşır bir hayat düzeyi sağlamalıdır.
Ama... Bunun için de galiba tek yol, önce enflasyonu düşürmek.
Enflasyon servetleri büyütür, yoksulluğu daha da aşağıya çeker.