Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kasım Gülekin kurultay salonu kapısında - örneğin Ankara Gölbaşı Sinemasının girişinde - bekleyerek, içeri her gelenin elini sıkmasına tanık olmuştum. "Çocuk" halimle benim bile elimi sıkmıştı.Halkla ve örgütle bütünleşmek üslubunu CHPye o kazandırmıştı.Onun, sırtında çoban gocuğu, elde demir asa, ayağında çarık, Anadoluyu dolaşmak girişimi - Akbaba Mizah Dergisine karikatür olup güldürse de - CHP ile halk arasındaki buzları eritmeye başlatmıştı. Gülekin eşraf partisi CHPyi gerçekten "halk" partisi yapmak çabaları, sonraki yıllarda Turhan Güneşe esin kaynağı olmuştu. Eceviti "Ortanın Solu" hareketiyle birlikte Gülekin başlattığı çizgiye yöneltmişti.Gülek, İsmet Paşa gibi bir dev isimle neredeyse başa baş mücadele etmişti.Kurultaylarda heyecan rüzgarları onunla esmeye başlamıştı. Önemli olan "CHPye CHPyi yeniden kazandırmak..." CHP kurultaylarını neredeyse "çocuk" denebilecek yaşlardan izlemeye başlamıştım. Sonra Ecevit ve arkadaşlarıyla, Turhan Feyzioğlu - Emin Paksüt - Coşkun Kırca üçlüsü ve arkadaşları arasında mücadeleli CHP kurultayları ilgi odağı oldu."Orta göbekçileri" ile "ortanın solu" kapışmasıydı.Fikir düzleminde mücadeleydi.Listeler çarşaf mı, blok mu gibi bir yüzeysellik değildi.CHP, "Ortanın Solu - demokratik sol" tercihini yaptı. Diğerleri koptular, Cumhuriyetçi Güven Partisini kurdular.Ama "Ortanın Solu" aslında Genel Başkan İsmet İnönünün benimsediği, kurultaya getirdiği, savunduğu, parti kadrolarını o doğrultuda yeniden oluşturduğu, o yaşta yeni bir heyecan rüzgarı estirebildiği dünya görüşüydü.Türkiyeyi sallamıştı o kurultay. Göbeğin ortası - solu 12 Mart 1971de asker "muhtıra" vererek yönetime perde arkasından el koymuştu.Bu kez Genel Sekreter Bülent Ecevit, görevinden istifa ederek, arkadaşlarıyla birlikte "namlu gölgesinde" sözde demokrasiye başkaldırdı.Türkiyeyi salladı.Ardından, CHP kurultayında, İsmet Paşayı, yani Cumhuriyetin ve CHPnin kurucusunu yenerek genel başkan seçildi.Öyle bir çekim alanı oluşturdu ki, CHP, seçimlerden en yüksek oyu alarak çıktı. İktidarın büyük ortağı oldu.Bir sonraki seçimde CHP oyları yüzde 42ye kadar çıkmıştı.Türkiyenin çok partili demokrasi yaşamında bu CHPnin oy rekorudur.O süreçte Deniz Baykal da Ecevitin en yakın kurmaylarından biriydi.12 Eylül 1980 ihtilalinin sonrasında ise genel başkanlıktan istifa eden sadece Bülent Ecevit olmuştu. Diğer liderler, ihtilal yönetimi tarafından partileri kapanıncaya kadar o sıfatlarının üzerine titrediler. Ecevitin istifası CHPnin tarihinde demokrasiye katkı sayfasıdır. İhtilale başkaldırı İşte kurultay! Siyaset podyumuna bir "farklı kimlik" gösterebildi mi?Bütün hadise Eşref Erdem - Önder Sav çekişmesi... Blok liste mi, çarşaf liste mi çatışması.Bunlar mı topluma heyecan etkinliği?AKPden oy esirgemiş üçte iki çoğunluğa böyle mi elektrik verilirdi? Baykalın karşısına çıkan bir sağlam aday mı vardı?Baykalın AKPyi silkeleyecek bir tavrı, duruşu mu vitrinde?Derviş için umutlar "Godotyu Beklerken" oyununa perde mi açış? Yani hep beklemeye, hiç gelmeyene...Deniz Baykal, CHPnin gene başında.Ona başarı diliyoruz. Bundan sonrası için beklentiler 2004 Martında yapılacak olan yerel seçimlere odaklanmış bulunmakta. Yerel seçimlerde bir yenilgi daha yaşanırsa, CHPde sigortalar atar.Zaten hesaplar da buna göre yapılıyor.Oysa seçimleri değil, CHPyi kaybetmemektir önemli olan.Bir süredir CHP "kimliğini mi yitiriyor?" kuşkuları yoğunlaşmakta."CHPyi, yeniden CHPye iade etmek" çizgisi Baykalın misyonu olmalıdır.O zaman seçim de kazanılır, rejim de...Bunlar CHPnin aynadaki boşlukta kendi yüzünü yeniden görmesine bağlı. g.civaoglu@milliyet.com.tr CHPyi CHPye