Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cevap:"Evet... Kesinlikle evet..."Başbakan Erdoğanın dün konuştuğu Fransa Maliye Bakanı Sarkozy hakkında "net" referans, yukarıdaki satırlarda yansıttığım "soru/cevap"tır.Sarkozy, Cumhurbaşkanlığı seçimine adaylığını koyacağını, kıvırmadan açıkça söylemektedir. Parti Genel Başkanı değil, Başbakan değil ama Fransa Başkanlığı için gene de en güçlü aday.Diğer özelliklerinin yanı sıra Sarkozyye büyük destek "güvenilir" olması nedeniyle.Düşünceleri, mantığı - bazılarına katılmasak da - gerçekçi... Söylemleri, mantık dokusuna dayalı...Açık konuşuyor.Müthiş etkili.Fransanın kanaat önderi... TV röportajı... Soru: "Aynaya baktığınızda, kendinizi yakın geleceğin Fransa Cumhurbaşkanı olarak görüyor musunuz?" Başbakan Erdoğanın da Pariste siyasetçilerden sadece onunla konuşması bu nedenlerle olmalı.Sarkozy, Türkiyeye ABden üyelik müzakereleri başlama tarihi verilmesine serin bakmakta.Onu kazanmak, Fransa düğümünün çözülmesi için önemli...İktidar çoğunluğu, geleceğin başkanı olarak görülen Sarkozyden etkileniyor.ABDnin Washington Post gazetesi, "Açık sözün Fransızcası" başlığı altında bir makaleyle onu anlattı.Türkiyeyi çok yakından ilgilendiren "Sarkozynin İslama bakışını da" ortaya koydu.Sarkozy, "Yaşlı kıta Avrupa siyasetçilerinin Müslümanlarla ilişkileri, basmakalıp ve baştan savma yöntemlerle ele almalarına artık tahammül yok" mesajını vermekte.Sarkozynin Postta yayımlanan söylemleriyle de harmanlanan görüşü şöyle:"Ben Fransanın İslamını istiyorum. Fransadaymış gibi yapan İslamı değil. Fransayı ve Fransız anayasal laik ilkelerini benimsemiş, içselleştirmiş İslam yaşamını destekliyorum. Onlarla birlikte yaşamak istiyorum.Cezayirden radikal imamlar, Suudi Arabistandan yeni camiler yapmak için para gelmesine karşıyım.Bu ülkede herkes, dinini, laisizm ilkelerinin öngördüğü özgürlük ve sınırlarda yaşar."Sarkozy, bu mantığın AB için de geçerli olması gerektiği kanısında.ABnin de kendi içindeki 25 milyon Müslümanın AB ilkeleri çerçevesinde İslamı yaşamalarından yana.Avrupa dışındaki ülkelerin kendi İslam anlayışlarını AB coğrafyasına taşımalarına karşı. Fransanın İslamı Sarkozy, böylece "ABde ya içimizdeki Müslümanlar?" sorusuna çözüm getirmek iddiasında."Onlar da Avrupalı. İslamı dışlayan bir zihniyet, içimizde, bizden birileri olarak yaşayan 25 milyon Müslümanı yok saymak olur" itirazlarını göğüslemiş ve çözüm üretmiş olarak Fransada ve Avrupada "samimi ses" olarak görülüyor:Demokrasi ve insan haklarını da dikkate alan bu formülü ile arkasında ciddi destek rüzgarı oluştu. İşte çözüm Türkiyenin ABye tam üyeliği ile sonuçlanacak müzakere sürecinin başlaması için Sarkozy mantığının algılanması gerekir. 17 Aralıkta "görüşmelere başlama tarihi" verilmesi, bu algılama ile Türkiye kimlik kartının örtüşmesini gerektiriyor.Türkiye, şunları vurgulamalıdır:" - Türkiye, bir İslam devleti değildir.- Türkiye, laik, çok partili, insan haklarına dayalı örgürlükçü, Avrupa standartlarını benimsemiş bir demokrasidir.- Halkının çoğunluğu Müslümandır ama devlet, dini kuralların dışında laik ilkelerle yönetilir.- Herkesin dinini, aralarında Fransanın da bulunduğu AB ülkelerindeki gibi özgür ve laik çerçevede yaşaması esastır."AB, Türkiyeyi içine almakla, ABnin ve Fransanın laisizm değerlerini paylaşan bir ülkeyle genişleyecek, güçlenecektir.Sarkozy, Avrupadaki bazı ikiyüzlü politikaları sürdürmüyor. Her söylemine katılmasak da net ve samimi... Türkiyeyi temsil edenler de "laik Türkiye" kimlik belgesinin "gerçek/otantik" olduğu inancını verirlerse, 17 Aralıkta yol kazası yaşanmaz. Atatürk, bu olanağı Anayasaya koyduğu laiklik ilkesiyle onlara hazırlamıştır.Atatürk referansı hala en değerlisi. g.civaoglu@milliyet.com.tr Türkiye İslamı