Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YSK’dan “veto” sorunu büyük ölçüde çözülmüş görünüyor. “Bad-el harab-ül Basra... (Basra harap olduktan sonra)”
BDP destekli 7 bağımsız adaydan kamuoyunda ağırlığı olan 5’inin seçimlere girebileceğini söylemek yanlış olmaz.
4’ü; Leyla Zana, Gültan Kışanak, Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü mahkemelerden “memnu hakların iadesi” belgesini alarak YSK’ya sundular.
Yani teorik olarak “eksik” kalmadı.
Sebahat Tuncel’in ise mahkûmiyeti 1 buçuk yıl olduğu için durumu zordaydı.
Çünkü Anayasa’nın 76.maddesi “1 yıldan daha fazla mahkûmiyet kararı olanların, milletvekili seçilemeyeceklerini” hükme bağlamış.
Mahkeme Sebahat Tuncel’in mahkûmiyetini 6 aya indirdi, 1 yılını ise erteledi.
Tuncel’in de seçim engelinin kalktığı sonucu çıkarılabilir.
Sadece BDP destekli 2 bağımsız adayın yolu kapalı.
Biri İsa Gürbüz, diğeri Salih Yıldız.
Bu durumda hiç yoktan Türkiye savaş alanı görüntülerine kaydı.
Oysa biraz öngörü ile “meseleler, mesele olmadan” çözülebilirdi.
Sadece 2 “veto” ile artık fırtınalar estirilmemeli.
Bakın...
Dün ilk kez kan aktı.
Bir can kaybı oldu.
Oysa...
Güvenlik güçlerine kesin talimat verilmişti:
“Ne olursa olsun ateş açmayacaksınız...”
Diliyoruz ki artık tansiyon düşsün, şiddetin yerini seçimler için demokratik yarışma alsın.


YSK NEREDE HATA YAPTI?
Önce bir gerçeğin altını çizerek başlayalım.
YSK Anayasa’nın 76. maddesinin emrini yerine getirmiştir.
Yasayı uygulamamak suçtur.
Eksik belgeleri istemesi zorunluydu.
........................
Bir diğer gerçeği daha vurgulamakta fayda var.
YSK kararının alternatifi “şiddet” olamaz.
“Sivil itaatsizlik” ve “gösteriler” demokratik haklardır.
Ancak...
Molotof kokteylleriyle, havai fişeklerle, resmi binalara, bankalara, polis araçlarına saldırmak, yangınlar çıkarmak, trafiği tıkamak “demokratik hak” değildir.
.......................
Buna karşılık -haklı olarak- yasayı uygulayan YSK’nın güven unsurunda çizdiği iki soru işaretine de cevap aramak gerek.
1- YSK, aday listesinde sakınca gördüklerini ve eksiklikleri partilere bildiriyor.
Bu eksiklikler giderilmezse adaylığı iptal ediyor.
Aynı yöntemi bağımsız adaylar için de uygulayabilirdi.
İşte bakın 7 adaydan 5’i eksikleri tamamladı.
Eğer YSK “veto” açıklamasını yapmadan onlara “eksiklerinizi tamamlayın” uyarısında bulunmuş olsaydı, yaşanan şu üzüntü verici görüntüler olmayacaktı.
2- YSK Gültan Kışanak’ın 2007 seçimlerinde adaylığını kabul etmiş.
Kışanak milletvekili seçilmiş.
4 yıldır parlamentoda.
Ama...
2011 seçimlerinde YSK’nın aklına Kışanak’ın evlilik öncesi soyadını araştırmak gelmiş.
Bir bakmış ki o soyadla mahkûmiyet kararı var.
“Aday olamazsın” diye “veto”yu basmış.
İşte bu izahı çok zor bir çelişkili tavır.
Mahkûmiyet kararları Adalet Bakanlığı Adli Sicil’de kayıtlıdır.
Genç kızlık soyadı “banka kredi kartları” için bile sorulurken milletin vekili adaylığı için nasıl soruşturulmamış olur?
3- YSK kararında eski TCK maddesine gönderme yapılıyor.
Oysa bu madde artık yok.
........................
YSK yargının saygın bir yüksek kurumudur.
Güven yeridir.
Öyle ki...
Kararları kesindir. İtiraz için üst merci yoktur.
İtirazları YSK kendisi değerlendirir, karara bağlar.
Demokrasinin “güvencelerinden” biridir.
YSK’ya bütün bu nedenlerle saygılıyım ve yukarıdaki satırlarım üzerine kuşku gölgelerinin düşmemesi, güvenin sürmesi için gösterdiğim duyarlığı yansıtıyor.
YSK yıpratılmamalı.
Bugün saat 10’da YSK bağımsız adayların “yasal haklarının iadesi belgelerini” inceleyecek ve karara bağlayacak.
Hukuk devleti çerçevesinde demokrasinin işlerliği için kaygıları giderecek tarihi değerde olacak bu karar.