Bahçeli'den açıkça

Hükümet gerçekten çatırdıyor mu?
Bu konuda kamuoyunda "kırgın" taraf olarak gösterilen MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaklaşımları şöyle:
"Türkiye'de koalisyon kültürü gelişmemiş.
Biz, bu kültüre katkılarda bulunmak istiyoruz.
O yüzden, MHP, hep ödün veriyor gibi görünebilir.
Hatta...
MHP'yi pasif ve koltuk sevdalısı sananlar da var.
Oysa...
Koltuk değil, ilke ve inanç sevdalısıyız.
İkinci konumda partiyiz.
Bizi bu konuma getiren millete sorumluluğumuz var.
MHP, bütün bu nedenlerle soğukkanlı ve sabırlı davranmaktadır."

"Sayın Ecevit'in takdiri"

Sonuç...
Demirel'in deyimiyle, "bitli yorgan diye anılan yeni bir MC hükümeti mi?" gibi kaygılara - şimdilik - yer yok.
Hükümetin yazgısı bağlamında üst üste kuşkular üzerine "Ecevit'in son Moskova gezisi ve büyükelçilikteki toplantıya MHP'li bakanların alınmadıkları yolundaki yayınlar" tüy dikmiştir.
Ama...
Bahçeli, bu konuda siyaset vitrinine polemik malzemesi koymuyor.
Şöyel diyor:
"Sayın Ecevit'in resmi programda yer alan bütün davetlerine MHP'li bakan arkadaşlarımız da katılmışlardır.
Resmi olmayan özel davetler ise Sayın Ecevit'in kendi takdirleridir."
Af konusundaki mesajını da yansıtayım:
"MHP'den gelen bir öneri ya da istek yoktur.
MHP, çetelerle, katillerle, canilerle birlikte tanıtılmak isteniyorsa bu yanlıştır.
Af konusu geri alınır.
Sorun biter."
Bu mesajın adresi, belki de affı asıl isteyenlerdir.

Affın adaleti

Bu konuyu biraz açalım:
"Yaşam hakkı kutsaldır."
Çağdaş hukuk, bu hakkı ihlal eden canilerin dahi yaşama hakkını öngörüyor.
İdam, giderek tarihe karışmakta.
Buna karşılık...
İnsanların yaşam haklarını sona erdiren cinayetlerde çifte standart olur mu?
MHP kurmayları şöyle değerlendiriyor:
"Sınır boyunda bir karakolu basan, 7 askeri öldüren bir PKK militanı, işlediği bu 7 cinayet birleştirilerek, tek cinayet suçlusu olarak kabul ediliyor.
1991 tarihli Terörle Mücadele Yasası'nın geçici maddesinden yararlanarak, 10 yıl fiilen hapis yattıktan sonra serbest kalıyor.
Ümraniye'de gözleri çıkarılarak öldürülen 5 ülkücünün, Adana'da 6 öğretmeni öldürenlerin katilleri de sadece 10 yıl yatarak serbest bırakıldılar. Buna karşılık... 7 TİP'liyi öldürenler, - Haluk Kırcı dahil - 36 yıl yatacaklar.
Bu adalet mi?"
Gerçekten...
Kırcı'yı da Mehmetçik'i karakolda basan PKK'lıyı da, Ümraniye'de, Adana'da cinayetleri işleyenleri de asla onaylamayız.
Ama...
7 tipli ile sınır boyundaki karakolda öldürülen 7 Mehmetçik, Ümraniye'de gözleri çıkarılarak öldürülen 5 ülkücü, Adana'da katledilen 6 öğretmen farklı insan standartları mı?
Affın bu maddesinin Kırcı'ya kilitlenmesi, hukukun genellik ve eşitlik ilkelerini gölgeliyor.
Aslında...
Bu sorun koalisyon hükümetinin değil, Anayasa Mahkemesi'nindir.
Bir çifte standart daha...
Kimileri kader mahkumu..." affedilecekler.
Diğerlerinin ise hapis, kader ödülü" mü?
Böyle bir ayrımın hukuk değeri yoktur.

Kritik dönem

Bahçeli"nin"hükümete devam" izlenimleri veren yaklaşımları, zamanlama önemine de sahip.
Şöyle ki:
1 - Helsinki Konferansı yaklaşıyor.
Türkiye'nin tam üyeliğe adaylığı belki de açıklanacak.
Tam böyle bir ortamda, hükümetin sallanıyor görüntüsü, sorumluluk bilinci ile bağdaşmazdı.
Aynı duyarlılığı hükümetin diğer ortakları da göstermeli.
2 - Türkiye ekonomisinde kilometre taşı oluşturacak IMF ile görüşmelerin tam sonuç arifesinde, yakında dağılacak olan ortak bir hükümet görüntüsü çok yanlış olurdu.
3 - AGİT Konferansı bağlamında, dünyanın kreması, Türkiye'de olacak.
Bu hükümet gidici izlenimleriyle, toplantıdan beklentiler çok yara alır.
Gazın siyaseti ısıtan alevlerini ise bir başka yazıda yansıtacağım.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr