PKK’nın “ateşkes” açıklaması yapacağı işaretleri daha önceden TARAF gazetesinde Yıldıray Oğur imzasıyla verilmişti.
Satırlarını diğer haberleri gibi ilgiyle okumuştum.
Sürmanşetten, okuyanı damağından yakalayan zoka gibiydi başlık:
“O BALIKÇIDAN MESAJ VAR: RAMAZANDA ATEŞİ KES!”
Satırları şöyle başlıyordu:
Üstünden arabalar geçen köprünün altına saklanmış bir balıkçı. Kalabalık ve gürültülü cadde üzerinde gözden kaçabilecek kadar dar bir yerden inilen merdivenler saklı bir bahçeye açılıyor.
Dışarıdan bakan kimsenin göremeyeceği, iki yolun arasına sıkışmış “John Molkovich Olmak” filmindeki buçuk kata benzeyen bu balıkçı, yukarıdaki şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzak bir sığınak.
Beni buraya davet eden kişi balıkçının müdavimlerinden biri. Ama aslında balıktan hiç hoşlanmıyor; kendi tabağındaki lezzetli balıkları bile bana ikram edecek kadar hem de...
Onu bu balıkçının müdavimi yapan şey yukarıdaki dünyanın acıtıcı gerçekleri. Karşımdaki kişi büründüğü sahici mütevazılıkla kendisinden bahsedilmesinden hiç hoşlanmasa da 1996-1999 yılları arasında PKK ile Genelkurmay arasındaki görüşmelerin en önemli tanığı. Beni özellikle davet ettiği İstanbul’un orta yerindeki bu köprüaltı balıkçısı ise geçen haftaki yazıda anlattığım PKK-Devlet arasındaki dolaylı gizli görüşmelerin merkez üssü.
Her iki tarafın da saygı duyduğu ve güvendiği bir isim olarak 1996 yılında kapısı çalınınca yine bu balıkçıda başlayan görüşmeler için “Biz o zaman güneşten buz parçalarını koparmaya çalışıyorduk, kopardık da” diyor.
Devletin tüm kurumlarının yolu düşmüş bu balıkçıya. “Aşağıda görüşmeler olurken yukarıdaki yolun köşe başlarını askerin, MİT’in, Emniyet’in adamları tutardı” diye anlatıyor buranın diğer müdavimleri. Kürt sorununu çözmek isteyen devletin her kademesinden isimler 1996 ila 1999 yılları arasında burada balık yiyerek aramışlar çareyi. “Artık yeter” deyip gerçekten barış isteyenler, bu işi tatlıya
bağlayıp irticayla mücadeleye yoğunlaşalım diyenler, başka dertleri olanlar... Herkes var bu balıkçının müdavimleri arasında. Sıralanan isimlerin bazıları Ergenekon sanığı, bazıları Türkiye’yi darbelerden kurtaran askerler, emniyetçiler...
Genelkurmay-PKK gizli görüşmeleri Bir hafta önce de aynı balıkçıda dirsek teması “Genelkurmay-PKK gizli görüşmeleri” diye TARAF’ta yayımlanmıştı.
Köprü altına inen -üst düzey devletlilerin- istediği şey çok açık: “12 Eylül’deki referanduma kadar silahlar sussun.”
Yıldıray Oğur -büyük olasılıkla yalanlanacağı- kaydını düşerek şöyle yazıyor:
12 Eylül’e kadar karşılıklı bir çatışmasızlık hali sağlanabilir. PKK bu süreci güçlerini geri çekmek için kullanabilir. Referandum sonrası zaten ülke seçim atmosferine girecek. Bu çatışmasızlık hali seçime kadar devam edebilir. Kürt siyaseti de siyasi gücünü referandum ve seçimde gösterebilir. Referandumun sonunda yaşanacak rahatlamayla çatışmasızlığın devamı ve silahsızlanma için adımlar atılabilir.
Yıllar sonra köprü altındaki balıkçıya gelen devletlilerin tartışılmasını istediği öneri bu. Bu balıkçının tarihini bilenlerin değerini daha iyi anlayabileceği bir mesaj bu.
Balıkçının esrarı Haberlerdeki -devletliler ve iki tarafın da itimat ettiği şahıs kimlerdir- bilmiyorum ama haber sonuç olarak doğrulandı.
Öcalan’ın da onayıyla PKK “20 Eylül’e kadar ateşkes kararı açıklamadı mı?”
Yıldıray Oğur’u telefonla aradım.
Köprü altındaki bu balıkçının yerini öğrenmek istedim.
Biraz söyleştik.
Balıkçının mekânında yıllardır tarih yazıldığı izlenimini aldım.
Özel ve gizli görüşmeler 1998’e kadar uzanıyor.
1998’de Abdullah Öcalan’ın Suriye’den yaptığı “ateşkes” açıklaması balıkçıda pişirilmiş.
O tarihten bu yana 4 kez devletlilerle bu balıkçıda buluşmalar olmuş.
Buluşmalar sırasında yukarıda güvenlik önlemleri alınırmış.
Bu kez de 12 Eylül Referandumu ve ramazan sonrası bayram ateşkesle geçecek.
Referandum oylamaları üzerine PKK eylemlerinin kan psikolojisi gölge yapmayacak.
Silah, siyasetin önüne geçmesin...
Referandumda HAYIR‘ları arttırabilecek bir gelişme bu.
Ama...
Ya seçimler?
Balıkçıda “ateşkesin seçim sonrasına kadar uzatılması” neden konuşulmasın?
Elbette bunun getirileri tek taraflı olmaz.
Örneğin...
Ramazan boyu ateşkes için adımlar atılmıştı.
- Kandil’den gelenlerin Habur üzerinden Mahmur’a geri dönmeleri ve böylece 23 Eylül’de yapılacak yargılamada tutuklanmaları olasılığının aşılması.
- Abdullah Öcalan’ın ilk kez “açık görüşte” kardeşiyle konuşturulması...
“Balıkçıda böylesine önemli sonuçlar görüşülür mü?” diye sorabilirsiniz.
Ben de size İsrail ile Filistin arasındaki gizli görüşmelerin 3 yıl süreyle Baltık Denizi fiyortlarındaki bir balıkçı kulübesinde yürütüldüğünü hatırlatayım.