CHP’nin seçim beyanna-mesindeki ekonomik vaatler hep aynı iki kelimeyle göğüslendi.
“Kaynak nerede?”
Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge”sinde Selin Sayek Böke “açık seçik, anlaşılır, kısa ve net” olarak cevapladı.
Yani...
“- Emekliye 2 maaş ikramiye...
- 1.500 TL asgari ücret...
- Mazot fiyatı 1.5 TL...”
Girin CNN’in internet sitesine, cevaplar orada.
Ayrıntılarına girmiyorum.
Ancak...
Sayek’in şu söylemini yansıtmam gerekiyor:
“Bütün bunların tutarı Türkiye milli hasılasının sadece yüzde 3’ü...”
Milyonlarca asgari ücretli işçi, milyonlarca emekli, milyonlarca çiftçi/köylünün yaşam düzeyini yukarı çekecek ve özellikle tarımda üretimi artırarak milli gelire misliyle katlanarak geri dönüş yapacak bu destek milli gelirin sadece yüzde 3’ü.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in siyaset diline kattığı benzetmeyle “çerez parası...”
Bu durumda “Kaynak nerede?” sorusundan çok daha öncelikli soru “Siz neden yapmadınız?” olabilir.
.........................
Devlet yönetmekte “sorumluluk duygusu” önemlidir.
“Bol kepçe” vaatler sonunda döner dolaşır, gene topluma fatura yazar.
“İktidar ne veriyorsa, bir katı fazlası” gibi ölçüsüz vaatlerle sorumsuzluğun acıları hep birlikte yaşandı.
O nedenle oy uğruna endazesi kaçmış ekonomik vaatler elbette kuşkuyla, hatta kaygıyla karşılanmalı.
Fakat...
Sayek’in gösterdiği kaynaklar “gerçekçi” izlenimini verdi.
Özellikle mazot fiyatıyla ilgili olarak “bunun yasa gereği olduğu ve yasanın öngördüğünün sadece yarısının verildiği, çalışanlardan toplanan fonların başka alanlara kaydırıldığı, devlet harcamalarının Sayıştay raporlarında yer almadığı” gibi vurgulamaları düşündürücüydü.
........................
CHP uzunca bir süredir ilk kez halkın karşısına “vizyonu olan, gelir dağılımında adaleti ekonomiyi büyütmeyle birlikte öngören, sadaka yerine devlet desteğini Anayasa’daki sosyal devlet ilkesiyle sunan” bir program koyuyor.
Tartışmayı bu kez “laiklik, başörtüsü” gibi klasik çizgiden makas değiştirerek ekonomiye kaydıran bu yeni tavrıyla fark yaratıyor.
CHP “ekonomi, halkın gelir seviyesini artırmak” konuşurken bu defa AK Parti “bir zamanlar başörtüyle üniversitelere kız öğrencilerin giremediğini, dini konuları” seçim kürsülerine taşıyor.
Arlarında bir yer değiştirme var.
CHP’nin hesabı seçim sınavında iktidara “çalışmadığı yerden” sormak gibi...
AK Parti söylemlerinde ekonomi için yeni söylemler -neredeyse- yok “daha önce yaptıklarını anlatmakla” kampanya sürdürüyor.
........................
Peki...
Seçmene “bunlar olacak, bunları yapacaklar” inancını verebildi mi?
CHP’nin “yumuşak karnı” işte bu.
“Kaynak nerede?” sorusunun cevabını veriyor olsa da “Nasıl yapacak?” çengelinde asılı.
Çünkü...
“Yapabilmek” için “hükümet” olmak gerek.
CHP’nin Genel Başkanı ve kurmayları bile “yüzde 35 oy hedefini” koymuş olduklarına göre “tek başına iktidar” ufuklarında yok.
Ola ki...
“AK Parti sandıklardan birinci parti olarak çıkmasına rağmen, tek başına iktidar olacak milletvekili sayısına ulaşamadı” diyelim.
Bu olasılıkta CHP bir koalisyon hükümeti kurabilecek mi?
Barajı geçse bile HDP ve MHP’nin bir araya geleceği CHP’nin lokomotif parti olacağı koalisyon mümkün mü?
İşte burası “bam teli.”
Vizyon var, program sağlam, kaynaklar saptanmış...
Kısacası “proje” tamam da “uygulamaya konulabileceği” büyük bir soru işareti...
