Bu köşeyi devamlı okuyanlar bilirler ki, kişisel konulara girmekten, polemiklerden hoşlanmam. “Başbakan’ın çakısı” için de yazacaklarım böyle algılanmalı.
Önyargısız okunmalı.
FB’YE GS DESTEĞİ
Chelsea’yi havaalanında karşılayan bir avuç GS’liye önce selam. Damardan GS’lisiniz...
Ama...
Düşünün...
Onlara ve onlar gibi FB’nin maçlarında sadece rakiplerini destekleyen GS’lilere de birkaç satırım var.
1) Türkiye’nin tanıtımında müzisyenler, edebiyatçılar ve sporcular çok önemlidir. Dünyaya Türkiye “+’ları” sergileyen herkese ve elbette FB’ye destek vermeliyiz. Önce bu ülkenin çocuklarıyız, sonra GS’li, FB’li BJK’lı, Trabzonlu.
2) FB zaten Türkiye Kupası’nda savruldu. Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde de Chelsea engeline takılırsa, bütün gücüyle Türkiye Süper Ligi’ne yoğunlaşacak. Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde yorulan bir FB mi, yoksa haftada bir maç oynayan ve dipdiri sahaya çıkan FB mi Galatasaray’ın yararına?
3) FB Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde ne kadar ileriye giderse, Türkiye’nin puanları o derece artacak. Türkiye Süper Ligi’nin ikincisi ve büyük olasılıkla GS de, Avrupa’da oynamak için bu puanlardan yararlanacak. Daha önce GS de puanları derleyerek Türkiye Ligi’nde kendisini takip edenlere Avrupa’da kapı açmamış mıydı?
Başka ne yazayım ki. Ben bu düşüncede bir Galatasaraylı olarak. Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde desteğim FB’ye...
CANAN’IN İÇİNDEKİ ÇOCUK
Şu fotoğrafa bakın. Sezen’in “içindeki çocuk” şarkısını hatırlayın.
Bu fotoğraf Canan Barlas’ın son kitabının kapağında yer alıyor.
Neredeyse 40 yıla yakın arkadaşım. Onu anlat deseler, “İşte bu fotoğraf” derim. Dizlerini büküp ayaklarını altına çekmiş, bedenini korumaya almış, ama pırıl pırıl gözleri ve ışığıyla dünyayı kucaklamaya hazır.
Yeni kitabının adı, “Ben Atlıhassas Hayata Dokunmak İstedim”.
Kısa yazılarla yaşam için çarpan yüreğini yansıtmış. Sevgisi, yorumları bazen de çakmak çakmak öfkesi...
Kitap ince ve yazılar da bir dizi konuda palet üzerindeki boyalarda dolaşan fırça izlenimini veriyor. Keyifle okunur.
Daha önceki kitabını da yazmayı çok istedim.
Ancak.. Benim için beraber çalıştığımız güzel yılları yansıtan öylesine övgüler yapmıştı ki bana, her defasında durdum. Yazamadım.
“Okuyun da görün... Bakın ben neymişim” gibi bir mesaj vermekten çekindim. Ama bu kez öyle bir engelim yok.
Benim aldığım keyfi siz de paylaşın.