Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün Bayram olarak kutlanması gerekirken üzüntü veren nevruzda, politika perdelerini kapalı tutuyorum.Ve bir başka perdeyi açıyorum...Okan Bayülgen'in ekranlarda ya da beyazperdede izlediğinizin ötesindeki kişiliği pek bilinmez. Oysa kamera arkasında duyarlılığı ve felsefesi olan bir Okan Bayülgen vardır.Nazik, saygılı, sevecen..."PUDRA", tiyatronun simgesidir. Okan'ın merceğinden, 22 tiyatro ustasının portrelerini yansıtan "PUDRA" fotoğraf sergisi, aslında kendi portresinde de bir derin çizgi...Yanlarında yer alan o sanatçılardan satırlar, fotoğrafların güzelliğiyle kucaklaşıyor.İşte birkaçı.........................- Nejat Uygur: Bir yerin belediye başkanı, bana kasabalıktan yeni çıkan bir kentteki bir sokağa ismimi vermek istediklerini söyledi. Dedim öyle bir yere koyun ki unutulmasın. Mesela çıkmaz sokağa koyun. Adam girdi mi çıkamasın, yedi ceddime sövsün.- Metin Akpınar: İnsan malzemesi ortaya çıkınca tiyatro gerçekten tahammül edilir bir güzel delilik oluyor. Yoksa tahammül edilmez. Hele biraz teşhirci bir yanın da varsa onu oradan başka doyuracak yer yoktur. Yani oyuncu mahalledeyken mutlaka komşuya da şeyini göstermiştir; başka türlü olmaz.- Müjdat Gezen: Bir gün param olursa ben de bir okul açayım ama bedava olsun, ücretsiz olsun dedim. Bir gün param oldu, bu okulu açtık. (.......) beni en mutlu edeni bir öğrencimin Antalya Film Festivali'nde en iyi aktör ödülünü aldığı gün bana telefon açıp "Hocam ödül aldık" demesidir. "Ödül aldım" değil, "Ödül aldık."- Suna Pekuysal: (.......) bütün kalbimle isteyerek söylüyorum: sahnede ölmek istiyorum.- Yıldız Kenter: Kaç yaşındasın diye sorarsan iki yüz diyeceğim geliyor, çünkü oynadığım her rolün hayatımı sağlıklı bir biçimde katladığını hissediyorum.- Ferhan Şensoy: Eskiden daha kozmopolit bir seyirci vardı. Arabamı park eden Kahya Remzi her oyuna gelirdi. Remzi, "Yorgun Matador"u gördükten sonra neredeyse arabayı park etmeyecek hale geldi. Bana selam vermemeye uğraşıyor. Remzi ne oldu? Beğenmedin mi oyunu dedim. Abi güzel de sen orada ne yorgunsun ne matadorsun dedi. - Zeliha Berksoy: Oyunun başlamasına on dakika kala tam bir matador gibi hazırımdır ben. Tam bir matador; kostüm, aksesuar, saç ve her şey. Artık savaşa gidiyorumdur. Perde açıldığı andan itibaren sadece bir matadorum, seyirciyle karşı karşıya, göz göze?- Gülriz Sururi: Beni televizyondan tanıyan bir genç kız Hollanda'dan mektup yazıyor. Diyor ki, Gülriz Hanım size hayran oldum, ne kadar iyi konuşuyorsunuz, ne kadar iyi duruyorsunuz; tiyatro yapmayı hiç düşünmediniz mi? Tabii hakkını teslim etmek lazım, kızın gözleri çok iyiymiş.- Engin Cezzar: Ben öldüm, dirildim, ondan sonra sıfırladım hadiseyi, yeniden yaşamaya başladım. Yani hayatı çok severek dolu dolu yaşadım; o kadar serazat yaşadım ki çatlattım, karaya oturttum tekneyi...- Savaş Dinçel: Müjdat, tiyatrosunun en alt katına yetmiş kişilik bir cep tiyatrosu yaptırmış. Bitirdikten sonra beni götürdü; burası Savaş Dinçel sahnesi, burası senin dedi. Doğum günü ve emeklilik hediyesi olarak?- Macide Tanır: Çok tecrübelerden geçti Macide. Çok dürüst, mesleğine çok tutkulu bir insan. Hatta meslek demeyelim ona; ben iman derim. İmandan daha güçlü bir bağımlılık.- Erol Günaydın: Yine yapardım, yine yapardım! Hiç kimse görmese, bitse bile, ölse bile, geberse bile, yine tiyatro yapardım ben!- Zeki Alasya: Tiyatroda sacayağı, dediğin gibi zamanın tozu, sahne tozu ve yüzümüze sürdüğümüz pudradır. Ama ancak zamanın tozudur ki seni, senden sonrakiler nazarında yargılar... gunericivaoglu@milliyet.com.tr Shakespeare, "Bütün dünya bir sahnedir" demiştir.