Okudum. (1) Hiç yorum yapmadı. Gözlerinden yanaklarına birkaç iri damla yuvarlandı.
İşte yazı:
Başka insanların çocuklarına nasıl davranırsınız?
Örneğin, onlara yiyecek verirsiniz, elbette.
Onlarla konuşursunuz.
Resim yapmayı sevip sevmediğini öğrenirsiniz.
Annelerinin niçin hala gelmediğini merak eden çocuklara, kendilerinin güvende olduklarını ve sevildiğini hissettirirsiniz.
Bir video film seçmez misiniz?
Süt ya da kakaolu süt, tavuk nugget, köfte ya da Barbie bebek istediklerinde bulursunuz.
Başkalarının çocuklarına yapmayacağınız şeylerden biri onları bombalamak ve diri diri yakmaktır. Küçük kardeşlerinin bacaklarını havaya uçurmaktır.
Onların babalarını öldürmezsiniz.
Ülkelerini ve varlıklarını çalmazsınız.
Bir çocuk size gelse ve susadığını söylese nasıl davranırdınız? Evet, buzlu - buzsuz, küçük bardakta, büyük bardakta ya da örümcek adam resimli şişede sevip sevmediğini öğrenmez, buzdolabınızdaki son kalan meyve suyunu vermez miydiniz?
İçme sularını kesmezdiniz, susuzluktan ve kolera hastalığından umutsuz hale sokmazdınız.
Elektriklerini de kesmezsiniz!
Yeryüzünde niçin onların elektrikleri kesiliyor?
Ve kesinlikle onların etrafında radyoaktif konteynırlar ya da oynamaları için patlamamış bombalar bırakmazsınız.
Annelerini soyulmak ve tecavüze uğramak korkusundan dışarı çıkmaktan korkar hale getirmezsiniz.
Gece yarıları kapılarını kırmaz ve ağabeylerinin üzerine silahlar doğrultmazsınız.
Ya sizin komşularınızın çocukları?
Uzaktayken onlardan çimlerimizi sulamalarını ve kedinizi beslemelerini istersiniz. "Haftada 50 dolar vereceğiz, kulağa adil geliyor değil mi?" diye sorarsınız.
Hangi okula gitmeyi düşündüğünü de sorarsınız.
Bilgisayarla ilgili bir şeyler yapacağını söylediğinde onaylayan şekilde başınızı sallarsınız.
Liderlerinin, komşu çocuklarını, sırf bazı zenginlerin servetine servet katmaları için hayatlarının en inanılmaz korkularını, en tiksindirici deneyimlerini yaşayacakları uzak yerlere göndermelerini onaylamazsınız...
"Komşularınızın çocuklarının çok değerli bir fedakarlık yaptıklarını düşünmezsiniz ve bu sayede teröristlere karşı güvendeyiz" diye hissetmezsiniz.
"Fox TV haberlerinde "özgürlük bedava değildir!" diyorlar, o zaman bu doğru olmalı" diye de düşünmezsiniz.
Tatlı ve daha yeni büyümüş ama hala çocuk olan insanları sürekli korku içinde ve terörize edilmiş bırakacak, dehşete düşmüş çocukların çığlıklarını ve ölen asker arkadaşlarının inlemelerini kulaklarından atamayacak, yaşamlarının kalan yıllarını acıyla yürekleri yanarak, suçlu ve sarsıntı içinde sürdürecek bir savaşa itmezsiniz.
Yukarıdaki satırlar Mary Walworth'un.
Büyük olasılıkla o da bir anne.
Onun yazısını "çok az" kısaltarak yansıttım.
Mary Walworth'un yazısı gibi binlerce yayın ABD kamuoyu yoklamalarında Başkan Bush'un destek oranının neden ilk kez yüzde 50'nin altına düştüğüne ışık tutabilir.
Artık geçmişi kaşıyarak, nedenleri sorgulayarak bir yere varılamaz.
Irak'taki dramın insani değerler ve akılcı çözümlerle nasıl ve ne zaman noktalanacağı tartışılmalı.
....
(1)Cosmopolitik - Sonbahar 2003 Sayı: 6 Sayfa: 71