Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SİZE aşağıda tüyler ürperten “iki gerçek olay” yansıtacağım.
Binlerce, on binlerce, belki yüz binlerce insanlık adına utanç verici olaylardan sadece ikisi...
İstatistiklere göre “insanlık suçlarının en yoğun işlendiği, toplumların yabancı güçlerin saldırılarıyla aşağılandığı ülkeler -tek adamlar- tarafından yönetilmiş.”
Şimdi okuyacağınız iki olay burnundan kıl aldırmayan tek adam Saddam sonrası Irak’ta yaşandı.


ADI AYŞE

GENÇTİR, güzeldir Aişe... Hayat dolu ve onurludur.
Her ne olmuşsa “kostırla (Irak tipi dolmuşun adı)” evine giderken adeta el konulmuş, götürülmüştür.
Eşi, karısı Aişe’yi günlerce araya araya sonunda bir hapishanede bulur.
“Parasını verirsin, hanımını alırsın” derler.
20 bin dolar istemektedirler.
Koca bulup buluşturur, 20 bin doları hazırlar.
Bastırır parasını, alır hanımını.
Ama...
Hapisten çıkardığı gencecik Aişe 45’inde gibidir.
Ruhu ise ölmüşten öte...
Dışarı çıkarmak için “canını dişine taktığı biricik Aişe’si, artık istemez adamı.”
“Git...” der. “Git, benden sana avrat olmaz daha sana...”
Hapishanede kaldığı deliğin kapısına bir yazı asmışlardır:
“Mut’a serbest!..” (1-2 saatliğine isteyene nikâh kıyılarak cinsel ilişkiye cevaz veren bir uygulama)
Kim bilir kaç mutlu aile kirletilmiştir Aişe’nin, tertemiz, narin bedeni...

SAMARRALI KIZLAR

IRAK’tan bir dram daha...
Baskın olur.
Evlerde, sokaklarda şüpheli gördükleri pek çok kişiyi gözaltına alırlar.
Aralarında 30 kadar da genç kız vardır.
Alır götürürler.
Aradan 3 gün geçer...
Iraklı kamyoncular, araçlarının kasalarında kızları geri getirir.
Konuşamaz kızlar, ağızlarını bıçak açamaz!
Hal dili, beden dili, yırtık elbise, kirlenmişlik dili konuşur orada...
Ürperir kalır Samarralılar.
Küfreder durur hepsi, lanet okur, ah okur, intikam yemini ederler.
Perişan kızların da artık yaşları 15-20 değildir.
Ellenmiş bedenleriyle 40’tır, 50’dir.
O kızlardan 12’si ya intihar eder ya da aileleri tarafından öldürülür.

....................
Ayşe’nin, Samarralı tertemiz kızların suçları neydi?
Onlar elbette masumdular.
Asıl suçlu onları kirleten vandallar kadar hatta onlardan kat ve kat daha fazla lanetli o “tek adamdır.”
Yani diktatör Saddam...
Irak’ta “tek adam” yönetimi olmasaydı...
Irak halkına hesap verebilir, seçilmişlerin yönetiminde olsaydı demokrasinin “dur” diyebilecek “denge ve fren” sistemi işleseydi...
Temsilde adalet, özgür medya, dürüst seçimle, bağımsız yargı devrede olsaydı masumlar bu felaketlere sürüklenmeyecekti.
Saddam’ların, hesapların ve tüm “tek adamların” egoları, kibirleri, ülkelerini parçalanmaya toprakların ve onurların yırtılmasına, kıyımlara sürükler.
Bu olanlar, sadece Irak’ta değil dünyanın bütün “tek adam” yönetimindeki ülkelerde yaşanan böyle dramlar demokrasi ipini daha da güçlü tutmamızın ibret dersleridir.
.....................
Yukarıdaki iki olayı “IŞİD ve IRAK” adlı kitaptan “özetleyerek” yansıttım.
Yazarı Abdullah Ağar / Remzi Kitabevi / 2015