Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Demok-raside çözüm tükenmez...
9’uncu Cumhurbaşkanı merhum Demirel’in bu sözünü hatırlayarak Meclis Başkanlığı seçimine bakalım.
Ortada iki seçenek kalmış durumda.
1- Son turda en fazla oy alan iki başkan adayı yarışacak; AK Parti’nin adayı İsmet Yılmaz ve CHP’nin adayı Deniz Baykal.
Gerçi...
Anayasa’ya göre “Meclis Başkanlığı’na partiler aday gösteremezler.”
Ama...
Fiili durum böyle değil.
Ya son turda en fazla oyu İsmet Yılmaz alıp seçilecek ya da MHP ve HDP’nin oyları da Deniz Baykal’a yönelecek ve o seçilecek.
MHP “HDP’nin içinde bulunduğu ortamda yer almayacağını” açıklamışsa da kapı aralık.
MHP önce grubunu toplayacak. Durumu bir kez daha gözden geçirecek.
Belki -az bir ihtimal de olsa- kendi milletvekillerini oy kullanmakta serbest bırakabilir.
Bunun anlamı “Baykal’a oy vermeleri için zımni onaydır.”
İhtimal “az” görünse bile dayandığı gerekçe sağlamdır.
Hem Cumhurbaşkanı’nın, hem Meclis Başkanı’nın AK Parti’den seçilmiş olması 7 Haziran seçimlerinin “zaman ruhuyla” örtüşmüyor.
Seçmenin yüzde 60 gibi bir çoğunluğu bunu istemedi.
MHP’nin ilkeleri olması ve bunların arkasında durması elbette önemli ama Baykal’ın seçilmesi HDP’yle ve HDP politikalarıyla “işbirliği” anlamına gelmez.
Bir önceki Meclis açıldığında Sayın Bahçeli’nin HDP’lilerle el sıkıştığını hatırlıyorum.
Kaldı ki Millet Meclisi Genel Kurul’u da -geniş anlamda- “aynı ortam” değil mi?
Orada da 81 HDP milletvekili var.
Sonuçta Deniz Baykal’a oy vermek, içinde HDP’nin bulunduğu ya da HDP’nin dışarıdan destek verdiği bir ortak hükümete oy vermek değildir.
Meclis Başkanlığı AK Parti’nin “başat” ağırlığına karşı dengenin kurulmasını sağlamaya dönük bir güvence oluşturabilir.
.........................
Bu -salt- Meclis aritmetiği analizinden sonra “ciddi” bir olasılığa da işaret etmekte fayda var.
Bütün nabız yoklamalarının gösterdiği ve giderek ağırlık kazanmaya başlayan bir “AK Parti - CHP ortak hükümeti” zemin çalışmaları sonuca ulaşırsa durum değişir.
Deniz Baykal “AK Partili milletvekillerinin oylarıyla” Meclis Başkanı seçilebilir.
Biliniz ki 4’üncü turda oylar sayılıp “en yüksek oyu alarak Baykal’ın Meclis Başkanı seçildiği” açıklanırsa bir “AK Parti-CHP hükümeti” için iki parti arasında anlaşma sağlanmış demektir.
Son tahlilde...
İsmet Yılmaz’ın da seçilmesi demokrasinin sonucu olur.
Türkiye’de “Suriye cephesi” açmanın “savaş boruları” çalarken “güçler dengesi” daha da önem kazanmakta.
Bu da bir kenara yazılsın.