Bugün Oysa... Oylamaya sunulan anayasa değişikliği metninde açıkça ve net olarak "11. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi" düzenleniyor.Bu durumda Erdoğan'ın söylemine bakarak, başbakan sözünün anayasa hükmünden hiyerarşide daha üstte olduğunu mu düşünmeliyiz?Açayım... Başbakan Erdoğan, 21 Ekim'de yapılacak halkoylamasında "11. Cumhurbaşkanı'nın değil, 12. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi için sandıklara gidileceğini" söyledi. Kenan Evren'den itibaren cumhurbaşkanları rakamla anılıyor.Örneğin... Evren, 7'nci... Özal 8'inci... Demirel 9'uncu... Sezer 10'uncu Cumhurbaşkanı.Peki Abdullah Gül, kaçıncı cumhurbaşkanı diye anılacak?Mevcut Anayasa'ya göre 11. Cumhurbaşkanı'dır.Ancak... 21 Ekim'de yapılacak anayasa değişikliği halkoylamasında "evet" ve "hayır" oyları "11. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi" için kullanılacak."Hayır" oyları daha fazla çıkarsa sorun yok.Ya sandıklardan "evet" çıkarsa?.. İşler karışır.TBMM tarafından zaten seçilmiş, meşru 11. Cumhurbaşkanı görevdeyken, halk nasıl, 11. Cumhurbaşkanı'nın kendisi tarafından seçileceğine veya seçilemeyeceğine oy verecek?Sayılar dizisinde 2 tane 11 mi var?Erdoğan, "Anayasa değişikliği kabul edilirse, 12. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek" diyor.Öyleyse... Neden halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği maddesi "11. Cumhurbaşkanı'nın, bu halkoylamasını izleyen 40 gün sonraki ilk pazar günü halk tarafından seçileceğini" düzenliyor?Bu ağızdan kaçan bir laf, sözel hata, dil sürçmesi, lapsüs değil ki!..Anayasa Komisyonu'nda görüşülmüş, oylanarak kabul edilmiş, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmüş, oylanmış ve kabul edilmiş.O halde... Kanun koyucunun açık iradesi, -hukuk dilini kullanalım- "lafzıyla ve ruhuyla" 11. Cumhurbaşkanı'nın halk oyuyla seçilmesini öngörmüş.12 nerede?Anayasa değişikliği bu haliyle kabul edilirse, "Yeni hukuk metni, eskisinin önündedir" ilkesi gereği Gül'ün 11. Cumhurbaşkanlığı iptal mi edilmiş olacak?Yoksa... Bir başka hukuk yorumu ilkesi gereği, Gül'ün 11. Cumhurbaşkanlığı "müktesep (kazanılmış) hak" olarak kabul edilip, geriye işlemeyecek mi?O zaman anayasa değişikliğiyle yeni maddede yer alan, halkoylamasıyla kabul edilme tarihinden 40 gün sonraki ilk pazar günü cumhurbaşkanı seçimi için sandıklar kurulmayacak...O halde 21 Ekim'de neden halkoylaması yapılıyor?Böylesine mantık ve ifade arızası olan bir maddede ısrarlı olmak Gül'e eski partisinden haksızlık olacak.Hâlâ cumhurbaşkanı seçimi mi tartışılacak? Sayılarla Çankaya Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı var.21 Ekim'de "11. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin mi" diye halkoylaması yapmak, zaman nehrini geriye akıtmak gibi bir çabadır."Çözdükçe dolanıyor" gibi bir durum.Anlaşılan 22 Temmuz'dan önce AKP karargâhında seçim sandıklarından böyle bir çoğunluğun çıkabileceği öngörülmemiş.Alelacele bir anayasa değişikliği yaparak "Meclis'te seçemiyorsak, referanduma gidelim, halka seçtirelim" formülü uygulamaya konulmuş."11. Cumhurbaşkanı'nı halk seçer" hükmünün siyasette başka türlü yorumu varsa, açıklansın.Ne yazık ki... Türkiye'nin başka sorunu yokmuş gibi zaten seçilirken hayli sorunlar yaşayan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, böyle bir halkoylamasıyla gene tartışmaların ortasına itiliyor.Hem de kurucularından olduğu parti tarafından... 2 ÇÖZÜM Şu kritik süreçte Deniz Baykal, AKP'ye sağduyulu bir çağrıda bulundu: "Gelin bu çarpıklığı düzeltelim. Anayasa değişikliği maddesinde gerekli düzenleme için CHP oylarıyla TBMM'de destek vermeye hazırız."Gerçekten bir değişiklik yapılır, "12. ve daha sonraki cumhurbaşkanları halk tarafından seçilir" diye bir madde 21 Ekim'de halkoylamasına sunulur.Başka bir çözüm yok mu?Var...AKP'nin vahim hukuk hatası, sandıklarda halk tarafından düzeltilir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçiminde "hayır" oyları daha fazla çıkar.Türkiye de 11. meşru Cumhurbaşkanı ile yoluna devam eder, asıl önemli sorunlarına odaklanır. gunericivaoglu@milliyet.com.tr Aklın yolu