Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri Cıvaoğlu

Kısa vadede olacaklar görünüyor.
Şöyle ki...
Mesut Yılmaz'ın hükümet listesi - herhalde - Cumhurbaşkanı Demirel tarafından onaylanacak.
Aksi halde, zaten Demirel, Yılmaz'a hükümet kurma görevi vermezdi.
Meclis iradesinin, güvenoylamasıyla ortaya konmasını tercih ediyor.
O nedenle,RP, DYP ve BBP'li milletvekillerinin imza attıkları kağıtlar, Anayasa açısından bir pozitif hukuk değeri taşımıyor.
Yılmaz'ın güvenoyu için şu aşamada tahminde bulunmak erken.
Önünde 18 gün var.
Siyasette 24 saat bile uzun süredir.

Yılmaz, Çiller'e rağmen DYP ve hatta RP'den katkılarla güvenoyu alırsa... Çiller için zor günler başlayacaktır.
Refah Partisi ise Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmaktan paçasını kurtarmak derdine düşecektir.
Bu iki partinin - son kamuoyu araştırmalarına göre - oyları zaten iniştedir.
Seçimlere kadar RP'nin kapatılması halinde, takiye bir RP, yani başka bir parti postu altındaki RP, yüzde 15'in üzerinde oy alamaz.
Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış bir RP'ye koltuk değneği olan DYP ise, yüzde 10 barajını, zar zor ancak geçebilir.
Türk seçmeninin eğilimi, büyük olana ve geleceğe oy vermektir.
1995 genel seçimlerinde, RP oylarının patlamasının nedeni, sol ve sağ partilerin parçaladığı yelpazede küçük marjlarla Refah Partisi adaylarının belediyeleri ele geçirmesiydi.
RP, yerel seçimlerde, büyüdüğü ve geleceğinin olduğu rüzgarını estirdi.
Yerel seçim sonuçları, genel seçimlerin trampleniydi.
Şimdiki manzara ise, tramplen değil, inişte olan asansördür.

Yılmaz'ın güvenoyu alması halinde, siyasetin kimyasında, bu fotoğraf, netleşecektir.
Çünkü...
Refahyol'un yerine Yılmaz hükümetinin kuruluşu, demokrasinin gelenekleri ve Meclis'in güvenoyu meşru zemininde gerçekleşecektir.
Refah Partisi, seçim meydanlarında Silahlı Kuvvetler'i hedef alan sömürüyü yapabilmekte zorlanacaktır.
Bu bakımdan... Türkiye'nin rahat nefes alması, 8 - 10 akil adama... ve onlar için sağduyunun manyetik çekim alanını yaratması gereken Yılmaz'a bağlıdır.
Yılmaz'ın karizması bellidir.
Özellikle DYP Grubu'nda sempatik bulunmadığı da bir gerçektir.
Ama...
Sorun, Mesut Yılmaz'a oy vermek ya da vermemek diye alınırsa, yanlış olur.
Amaç; Türkiye'yi krizden çıkartmak ve siyasetin iklim normallerine yeniden ulaşmaktır.
Bu da, Erbakan ve Çiller ile - ikisi beraber - ya da - ayrı ayrı - olmuyor.
Şu aşamada, bunalımı aşmak ve demokrasi normallerine, ancak onların dışında formüllerle ulaşmak mümkün.

Yılmaz'ın güvenoyu almaması halinde, ne olur?
Birinci olasılık, Cumhurbaşkanı Demirel'in, Meclis'te üçüncü büyük parti olan DYP Genel Başkanı Çiller'e görevi vermesidir.
Çiller, Refah Partisi ve BBP ile hükümetini kurmayı dener.
Çok büyük olasılıkla güvenoyunu alabilir.
Fakat...
Ya... Demirel, hükümeti kurma görevini Çiller'e vermezse?
Meclis Başkanı'nı bir ulusal uzlaşma hükümeti kurmakla görevlendirirse? Türkiye'yi seçimlere taşıyacak böyle bir oluşuma, her partinin destek vermesi gerekir.
Ancak...
DYP kurmaylarının ağzında dolaşan bir baklanın ucu göründü bile; "Sine - i millete dönmek..."
Yani... "Hükümeti kurma görevi Çiller'e verilmezse, DYP, RP ve BBP milletvekilleri istifa ederek parlamentodan kopacaklar. Milletin sinesine dönecekler."
Anayasa'da, Meclis sayısının 5'te 1'inin eksilmesi halinde, ülkenin 3 ay içinde seçime gitme zorunluğu öngörülmüş.
Böylece, hemen seçimi zorlamayı deneyebilirler.
Fakat, izlenimim o ki; bu konuda henüz tereddütler var.
Çünkü... Dayatmalarla krizi ciddi boyutlara itmiş olabilirler.
Ayrıca DYP karargahında oyun içinde oyunlar da planlanmış bulunmakta.

Bu plan, "Madem sorun Refah Partisi'dir... O halde buyurun Çiller'in başbakanlığında bir azınlık hükümetini destekleyin. Yahut Çiller, başbakan olsun... Anavatan, hükümete katılsın. DSP, daha önce Anayol'a yaptığı gibi, dışarıdan destek versin. Biz, 4 ay, Yılmaz'ın başbakanlığına omuz vermiştik. Şimdi sıra sizin." demektir.
İşte, kısa vadeli görüntüler...
Oysa... Türkiye'nin sorunu, merkez partilerin bölünmüş - parçalanmış haliyle Türkiye'yi sürükledikleri yönetemeyen demokrasiden çekip çıkarmaktır. Yöneten demokrasiye yükselmektir.
Şu ağır kriz bağlamında ödediğimiz bedelin, demokrasiye böyle bir getirisi olmalı.

Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr