Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

CİLVEGÖZÜ’NDEKİ patlama, “Suriye’nin hali ne olacak” sorusuna bir kez daha dikkat çekti.
Başta ABD olmak üzere ilgili bütün tarafların görüşüne göre “Beşar Esad gidecek ama ne zaman, belli değil...”
Beşar kaldıkça Suriye toprakları belalı coğrafya olmayı sürdürecek.
Beşar nasıl dayanabiliyor?
Çünkü...
Sadece askeri gücüne değil, halk tabanına da yaslanmış durumda.
“Aleviler de denebilecek Nasuriler...
Dürziler...
Hıristiyanlar...
Hepsi Beşar Esad yönetimine destek vermekte.
Beşar iktidardan düşerse, Sünni çoğunluk tarafından bu azınlıklar kıyıma uğrayacakları, ezilecekleri kaygısındalar.
Varlıklarını korumaları Esad yönetiminin sürmesine endeksli.”
*

Haberin Devamı
Belanın kıyısında

Yani...
Halkın bir kesimi Beşar Esad’ın tabanı.
Silahlı güçler de bu kesimin özellikle Nasurilerin komutasında.
Silahlı kuvvetlere paralel olarak Esad’ın daha babasının döneminden kalma şehirlerdeki sivil silahlı örgütü “Milisler” sokak çatışmalarında önemli rol oynuyor.
Özellikle Müslüman Kardeşler örgütü, ele geçirilen yerlerde çok kan dökmekte, bu da Nasuri, Dürzi, Hıristiyan Suriyelilerin kenetlenme-lerine neden olmakta.
Onların kafalarında “sürecin sonu için” bir de “proje” var.
Kuzeyden, güneye uzanan ve Lübnan Şiilerine dokunan coğrafyada ayrı bir devletin oluşması, Esad’ın bu devletin başında yer alması...
Böylece Sünni çoğunluğun egemen olacağı büyük coğrafyanın yanında daha küçük de olsa İran korumasında, Lübnan Şiileri ve Hizbullah’la dirsek temasında bir yeni Suriye’nin içinde olmak, yaşam güvencesini kazanmak.
*
Bu proje İran tarafından kuvvetle destekleniyor.
Zaten...
Ortadoğu yeniden şekillenirken İran odaklı bir güç dengesinin satrancı oynanmakta.
İran -Irak’ın Şii bölgesi- Suriye’de kurulabilecek Nasuri yönetimiyle, Lübnan’daki Şiilere uzanan topraklar.
*
Suriye’nin böylece ikiye bölünmesi de “son” harita olmayabilir.
Şam ve Halep odaklı iki coğrafya da birbirinden kopacak gibi görünüyor.
Suriye’nin ve daha büyük resimde Ortadoğu’nun küçük devletlere ayrılarak Balkanlaşması İsrail’in de sıcak baktığı hatta hedeflediği bir bölünerek çoğalma.
*
Türkiye, işte böyle bir belalı sürecin kenar çizgisinde.
Salgın hastalığın kıyısında.
Enerjisini kendi “bağışıklık sistemini” yüksek tutmaya yoğunlaşmalı.

YANGINDAN SIÇRAMALAR

CİLVEGÖZÜ sınır kapısındaki patlamanın nedeni henüz aydınlanmış değil.
Çok yönlü yorumlara açık.
Bunlardan biri de “Türkiye’ye mesaj” olabilir.
Önce...
Suriye bir Türk jetini düşürmüştü.
Ardından...
Suriye tarafından ateşlenen ve sınırın bu tarafına düşen havan mermileri...
Sınırın ötesindeki çatışmalardan mermilerin Türkiye tarafındaki evlere sekmesi...
Suriye gizli servisinden sızma yapanların, Türkiye’deki bazı stratejik isimleri kaçırma girişimleri...
Suriye ajanlarının sığınma kamplarında olayları ajite etmeleri, provokasyonları...
Türkiye sınırının hemen yanı başındaki Suriyeli Kürtlerin PKK çizgisindeki yönetime geçmeleri ve bunun Suriye devlet güçleri tarafından hayata geçirilen bir proje olması.
*
Hepsi, Suriye’deki kaosun Türkiye’ye sürüklenme sürecinin işaretleriydi.
Cilvegözü patlaması sürpriz değil.
Bundan sonra da -ağzımdan yel alsın ama- bu gibi acıların yaşanmayacağına dair güvence yok.
Büyük yangından etrafa sıçramalar “ateşin doğasındandır.”
Hele Türkiye Suriye arasındaki sınır çizgisinin “yüksek gerilim hattına” dönüştüğü ve sık sık sigortaların attığı dikkate alınırsa ambulans sirenlerinin sık sık duyulacağı söylenebilir.
*
Olayda yaşamını yitirenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum.