Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Sonbahara projeksiyon tutsam ve şöyle bir “rüya” görüp “hayırdır” dediğimi yazarak başlasam!
Rüyalar genellikle yorumlanır.
Bunu da yazayım, yorumunu sonra düşünürüz.
...............................
Yeni Anayasa, “Kürt sorunu” denilen zorlu alanda “radikal” düzenlemeler yapıyor.
“Özerklik” adı taşımasa da “yerel yönetimler” başlığının içi dolduruluyor.
“Anayasal vatandaşlık” kapsamında “kimlik” istekleri, büyük ölçüde hayata geçiriliyor.
Bazı “Şahin” grupları dışında, Öcalan’ın da telkinleriyle PKK’nın silah bırakması için siyasal ve sosyal ortam oluşuyor.
Birlikte yaşamanın yeni miladı için yeni Anayasa ile yeniden yapılanma, bir beyaz sayfa açılarak sağlanıyor.
Bu ışıklanma, “af ile tamamlanıyor.”
Düzde siyaset yapan tutuklu KCK’lılar ve milletvekili seçilen Hatip Dicle de, geniş aftan yararlanıyor.
Elbette...
Dağdan düze inenlere -ağır suç işlememiş olmak gibi koşullarla- “af” getirilirken, Silivri’de yatan ve PKK’ya karşı savaşım vermiş olanların da, bu miladın dışında kalmayacakları düşünülüyor.
Ve...
Haklarında dava açılan ve bir kısmı tutuklu olan KCK’lılar ile devlete karşı örgütlü ve silahlı başkaldırı suçu olan PKK’lılar düze inerken affediliyorsa, devletin düzenine karşı suç örgütü oluşturmakla suçlanan, ancak haklarında mahkeme kararı olmayan çoğu tutuklulukların dosyaları da kapatılıyor.
Bu büyük ve köklü proje yıl sonuna kadar gerçekleşiyor.
..............................
Ne rüya ama!..
Bilimsel araştırmalara göre rüyalar, saniyelerle ölçülen çok kısa sürelerde görülürmüş.
En uzun rüyalar bile 1 dakikayı geçmezmiş.
Hatırlayabildiğimiz kadarı gördüğümüz tüm rüyanın yarısı kadar bile değilmiş.
Düşünüyorum da, 30 yıldır süren kanlı kördüğümü “kanın durmasına odaklanmış” bilinçaltım, yoksa 1 dakikada çözüvermiş mi oldu?
Yoksa...
“Odam kireçtir” türküsündeki gibi “ben ermiş miyem?!”
“Hayırdır,” diyelim.

Haberin Devamı

ORTAYA ÇIKARILMALI
SİLVAN’da şehit düşen 13 evladımız için dehşetle okuduğum bir iddia gündemde.
Onlar, uzun otların arasında dinlenme molası vermeden daha saatler önce PKK’lıların kendi aralarındaki telsiz konuşmaları kaydedilmiş.
Yönetici konumunda olan PKK’lı “asker yorgun, hiç beklemeyin, saldırın” talimatı vermiş.
İddialar doğru mu, bilmiyorum.
Ancak...
Araştırılmalı ve açıklanmalıdır.
Bu konuşmayı devletin asker, polis, istihbaratçı, korucu hangi birimi yapmış.
4 saat önce alınan -şayet alınmışsa- bu istihbarat neden arazideki timlere derhal bildirilmemiş?
......................................
Kamuoyu bunun cevabı verilerek aydınlatılmalı.
TSK’yı yıpratmak için ortada bu ve buna benzer söylentiler her acı veren olaydan sonra ortalarda uçuşur.
Dileriz ki, böyle olsun.
Ama...
Maskeleri indirmek için de “4 saat önce telsiz konuşmasından istihbarat alınmıştı” gibi vahim bir iddianın boşlukta bırakılmaması, süratle yanıtlanması gerekir.

Haberin Devamı

KIBRISLININ MR’I
KIBRIS’a Türkiye’nin barış harekâtıyla benim “günlük köşe yazarlığım” başlamıştır.
O güne kadar çalıştığım gazetede haftada bir köşe yazım yayımlanıyordu, bunun yanı sıra her ay “ekonomi eki” hazırlıyordum.
Harekâtı öğrenir öğrenmez hemen gazeteye geldim.
Sabahın seher vaktiydi.
Gazetede harekât için “yıldırım baskı” hazırlanıyordu.
Kimse istemeden kendi kendimi görevlendirdim.
Bir köşe yazısı yazıp verdim.
Gazeteye gelen tek yazar bendim.
Yıldırım baskıda sadece benim köşe yazım vardı.
Kulağım radyoda bir koltuğa ilişmiş, yarı uyur haldeyken, “Patron geldi” dediler.
Az sonra da genel yayın yönetmeni bana, “Patronun, bundan sonra Güneri her gün yazacak” dediğini iletti.
İyi bir sayfa ve iyi bir yerde köşe açıldı.
Böylece gelecek yıl yarım yüzyılı dolduracak gazetecilik yaşamımın “yazarlık” süreci başladı.
37 yıldır her gün yazıyorum.
TV ve diğer görevlerimin yanı sıra, bugünlük yazı ayinim hiç değişmez.
...................................
Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıslı kardeşlerimizi kıyımdan kurtarmak gibi yüce bir insani misyonun ötesinde, Türkiye için de bir özgüven kazanımıdır.
İstiklal Savaşı’ndan sonra Türkiye ilk kez, Amerika ve İngiltere gibi büyük devletlerin engel koymalarına, tahditlerine pabuç bırakmadan onur savaşımını kazanmıştır.
Sınır ötesine çıkarak zafer yazmıştır.
Hatta...
Yunanistan’a da bu barış harekâtıyla demokrasiyi getirmiştir.
Harekât sonrası, bu ağır darbeyi taşıyamayan Yunanistan yönetimindeki askeri cunta çökmüştür.
Cuntacılar hapsedilmişlerdir.
Atina’da yeniden demokrasiye geçilmiştir.
...................................
Silahla kazanılanın barış sürecinde 37 yıldır ne kadar korunabildiği bir başka sorun.