Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BAŞBAKAN Yardımcısısı Bülent Arınç dün gazetecilere “aktif siyaseti bırakacağını” açıkladı.
Kurucu “troykadan” biri eksiliyor.
Siyasetin tabiatında bu süreçler daima yaşanır.
Cumhuriyetin kuruluşundan başlayalım.
Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı silah arkadaşları Kazım Karabekir Paşa ve Rauf beyle yollarının ayrıldığını hatırlayalım.
O Karabekir ki Erzurum’da, padişahın “tutukla” talimatını dinlememiş ve Mustafa Kemal’in önünde selam çakıp “emrinizdeyim paşam” demişti.
Mustafa Kemal’in “her şey bitti” sandığı anda yeniden doğuşuna imza atan adamdır.
Bülent Arınç’ın söylemiyle Karabekir’in Türkiye siyaseti için “özgül ağırlığı” böylesine önemliydi.
Ama...
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra yollar ayrıldı.

DEMOKRAT PARTİ’DE AYRILIK KAVŞAĞI

TÜRKİYE’Yİ 10 yıl yöneten Demokrat Parti kurucuları Celal Bayar, Adnan Menderes, Prof. Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’dı.
Görev bölümünde parti amblemli bastonuyla da ünlü Celal Bayar’dı.
Başbakan, Adnan Menderes’ti.
Refik Koraltan Meclis Başkanı, Prof. Fuat Köprülü ise Dışişleri Bakanı.
Yıllar içinde ayrılık kavşağına gelindi.
Prof. Fuat Köprülü koptu.
Diğer 3’ü yola devam etti.
Refik Koraltan için “yeri göğü yaratan, Koraltan’dır, Koraltan” söylemleri vardı ama aslında asıl güçlü olan Bayar ve Menderes’ti.
Ve...
Bayar ve Menderes dışarıdan “et-tırnak” gibi görülseler bile gerçek öyle değildi.
Menderes yakınlarına Bayar’dan “koca papaz” diye söz ederdi.
Aralarında görülmeyen ama hissedilen bir “bilek güreşi” vardı.

1971 OLAYI

SİYASETİN duayeni Süleyman Demirel’e sormuştum:
“Politika hayatınızda en fazla pişman olduğunuz şey nedir?”
Cevabı şöyleydi:
Yüzde 50’nin üzerinde oy alarak 1969’da AP (Adalet Partisi) ikinci kez tek başına iktidar olmuştu.
Kişi başına satın alma gücünü 4 yılda yüzde 24 artırmıştık.
Döviz stoklarımız Avrupa’ya gönderdiğimiz işçilerin de katkısıyla kabarmıştı.
Halk bunların şuurundaydı.
Daha o zaman “konvertibiliteye” geçmeyi düzenliyorduk.
Fakat...
“41’ler olayıyla” sarsıldık.
AP’yi beraber kurduğumuz arkadaşlarımla ters düştük.
Onların öncülüğünde 41 milletvekili arkadaşımız bizden koptu.
“Demokratik Parti’yi” kurdular.
Bölünmüş olduk.
Bir daha tek başına iktidar olamadık.
Feruh Bozbeyli başkanlığındaki Demokratik Parti’ye Celal Bayar da destek verdi.
Oylarımız bölündü.
Arkadaşlarımla ayrı düşmek acı verdi.
Keşke o arkadaşlarımın gitmemesi için daha fazla gayret gösterseydim, kalmalarını sağlasaydım, Türkiye’nin siyaset kaderi bambaşka olurdu.
.........................
AP’den koparak Demokratik Parti’yi kuranların öncülerinden biri Dr. Saadettin Bilgiç’ti.
“Koca reis” diye anılan Bilgiç Ispartalıydı.
Demirel’in hemşerisiydi.
AP’nin kurucularındandı, teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak “güçlü adamdı.”
Siyasetin tabiatında olan “kopuş kuralının” örneğini oluşturmuştu.
Demokrat Partililer yıllar sonra yuvaya döndüler ama artık çok geçti.
AP, Demirel’in de söylediği gibi bir daha tek başına iktidar olamadı.
AP’nin 12 Eylül 1980 ihtilal yönetimi tarafından kapatılması sonucu kurulan DYP de öyle.

ÖZALLI YILLAR

TURGUT Özal’ın ANAP’ı kurarken en yakınında olan Kaya Erdem’le yollarının ayrılması da “siyasetin tabiatı” nedeniyle mi?
12 Eylül hükümetinde Özal iktisadın patronu olarak başbakan yardımcısıydı.
Kaya Erdem’i İngiltere’deki görevinden getirtmiş Maliye Bakanı yapmıştı.
“ANAP’ı kurmak” fikrini de birlikte tatil yaptıkları Side’de geliştirmişlerdi.
Ancak...
Kenan Evren’in Çankaya’daki görev süresinin sonu yaklaşırken yolların ayrılması zorunluluğu doğdu.
Özal’ın kafasında Çankaya’ya çıkmak vardı.
Yakın çevresinden Özal’a “iyi saatte olsunlar Kaya Erdem’in Cumhurbaşkanı olmasını istiyorlar” fısıltıları üflendi.
Özal da daha o zaman enflasyonu yüzde 26’ya düşüren ve kalp ameliyatı sırasında başbakanlığa vekalet eden yardımcısı Kaya Erdem’i gözden çıkarıverdi.
Kardeşi Yusuf Özal’ı onun yerine atadı. Kaya Erdem bir süredir anılarını yazıyor.
Kitabını merakla bekliyorum.
Bilinen vefası ve zarafetiyle “incitici” olmamaya özen gösterecektir.
Fakat...
Gene de satırları o dönemin üzerine spot ışıkları olacak.
.............................
Dileriz ki Arınç da anılarını yazsın...