‘Çiş yapacaksın’ dediler
PEKİ nazara inanıyor mu?.. Mavi boncuk kullanıyor mu? Gülümsüyor... “İlahi adalete inanıyorum, kimseye fenalık yapmadım, bana da fenalık gelmez” diyor. “Müslüman toplumda kadın olmanın sorumluluğu ile sanatın cesaretini dengelediği” mesajını veriyor. Sözgelişi son filminde suikast girişimi sonrası doğal beden reaksiyonları nedeniyle tuvalete gitmesi gerekiyor. Yönetmen “Çiş yapacaksın, görüntüleyeceğiz” diyor ve Beren bu sahneyi tereddütsüz oynuyor.
Sadece oyunları değil...
Söylemleri de bu düşüncelerimi doğrulamakta.
Örneğin...
“Komedi oynamak istediğini” söylüyor ama gişe hedefli piyasa komedisine soğuk bakıyor.
Kameralar dünyasına bir yarışma sonucu geçmişti... Güzel şarkı söylüyor ve dans ediyor.
Peki... Bu yeteneklerini kullanabileceği müzikallerde oynamak için ne düşünüyor?
“İsterim elbette” cevabını veriyor ama gene gişe hedefli özenti müzikallerde değil.
Tarz olarak yakın bulduğu iki film ufuk çizgisi için fikir veriyor; “Moulin Rouge ve Dancing in the dark” filmlerini referans gösteriyor.
Özellikle ikincisinin yönetmeni Lars von Trier çağdaş sinemanın gurusu...
Türkiye koşullarında bunlar “hayal hedefler” gibi algılanabilir ama benim işaret etmek istediğim de zaten “hayalleri olabilen kadın.”
Duygu hafızası
“ZARF”ın içindeki Beren’den bir yansıma daha... “Oynarken ağlamaya nasıl yoğunlaşabiliyor?” Cevabı “kısa bir süre duygu hafızasıyla baş başalık” mesajını veriyor.
Duygu hafızası en son “Coco Chanel” filmini izlerken onu kuşatmış.
İkisini de yaratan birer erkek var.
Beren’in sanat miladını işaretleyen erkek arkadaşı artık yaşamıyor.
Bunlar konuşulurken “yastık muhabbeti” ya da gündem malzemesi olarak sunulan öpüşme , sevişme sahneleri “sığ” kalıyor.
Ama bazen açıklama gereği de hayatın gerçeği...
Birkaç satırla değineyim.
Önce başrolünde oynadığı Gecenin Kanatları filminin galasına neden gelmedi?
“Kendileri biliyorlar. Ama sadece bir iddiaya açıklık getireyim. Sevgilisi istemedi de o nedenle gelmedi iddiaları kesinlikle doğru değil.”
Beren “beraber oynadığı arkadaşlarıyla, yöneticilerle hiç bir sorunu olmadığını söylenenler için de kırgınlık duymadığını” söylüyor.
Bu polemikten çok daha önemlisi şu ki...
Beren milyonlarca genç kızın rol modeli.
Giydiği çizme, kullandığı çanta, göründüğü giysi, dizi gösteriminin ertesi günü yok satıyor fakat daha derindeki sosyal analiz, onun canlı bomba rolünün genç kızlarda hangi etkiyi yapacağı...
Bu rolünde “kan ve ölüm kültürü değil, yaşam ve sevgi tercihi” mesajını veriyor.
Çok mühimsendiği (!!) için iki “beden mahremiyeti” açıklaması...
Gecenin Kanatları’nda çıplak sırtının yan tarafından görünen göğsü beyaz kumaşla örtülmüş müydü?
Ve de şu “araya yastık koyma” hikâyesi... Buradaki gerçeği uzun uzun anlatmayayım. Şeffaf Oda’da istemeyerek de olsa Beren anlatıyor.
“Pillow Talk (yastık söyleşisi)” filmini ve o filmdeki Doris Day’ı konuşsak keşke...
Sirk + Makine + Tiyatro + Dans