Önce Ecevit'in sağ kolu Hüsamettin Özkan'dan bir açıklama:
"Sayın Başbakanımız Ecevit, bu hükümeti kurarken bütün parti liderlerini ziyaret etti.
Türkiye'nin gündemindeki beş acil konuda katkı istedi.
1- Bütçe Yasası.
2- DGM'lerin sivilleştirilmesi için Anayasa değişikliği ve DGM kuruluş Yasası'nın oluşturulması.
3- Pişmanlık Yasası.
4- Milletvekili, başbakan ve bakanların dokunulmazlıklarının daraltılması için Anayasa'nın 103. ve 83. maddelerinin değişmesi.
5- Bankalar Yasası.
Sayın Ecevit, liderlere, hükümeti kendisi kurmasa dahi, bir başkasının kuracağı hükümette de bu katkının yapılması gerektiğini anlattı.
Çünkü...
'Sorun, şu ya da bu iktidarın değil, Türkiye'nin sorunudur' dedi."
Tanıklar
Ecevit, FP Genel Başkanı Recai Kutan'a bu öneride bulunurken,
FP'li
Abdüllatif Şener, İsmail Kahraman ve
Cemil Çiçek de oradaydı.
Tansu Çiller ile konuşurken ise,
Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu ile grup başkan yardımcıları
Turan Güven ve
Nevzat Ercan hazır bulunmuşlar.
Her iki lider de olumlu görüş bildirmişler.
Siyasi nezaket
Hükümet kurulduktan sonra,
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de, ayrıca parti ilderlerine giderek,
DGM'ler için
Anayasa değişikliği ve yasa değişikliğini sunmuş.
Liderlerin imzalarını istemiş.
Bütün liderlerin imzalarıyla, hareketin daha anlamlı olabileceğini söylemiş.
Yani...
Bir siyasi nezaketsizlik yapılmış değil.
FP'nin
Abdullah Gül tarafından dile getirilen
"dışlandık" alınganlığı,
"metnin hazırlanışında kendi katkılarının istenmemiş olması..."
Eşiğinde
FP, DGM'lerin sivilleşmesiyle ilgili
Anayasa değişikliği önerisini şartsız desteklemek eğiliminde.
Ancak...
DGM Kuruluş Yasası'nda bir ek taslak,
Cemil Çiçek tarafından
Adalet Bakanı Türk'e verildi.
Bunda
DGM'lerin görev ve yetki alanlarının daraltılması isteği yer alıyor.
Çünkü...
Öncelikle devletin güvenliği ile ilgili olması gereken bu mahkemeler, hemen hemen her davaya bakar hale geldiler.
Uygulamalarında
Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası yok.
O nedenle, görev ve yetki alanlarının iyi belirlenmesi gerekiyor.
Bu konuyu da
Adalet Bakanı Türk ile konuştuk.
"Yasayı değerlendirebiliriz.Ama şu aşamada fazla yaymasak daha iyi olur" görüşünde.
Aslında konu, şu ya da bu şekilde, mutlaka
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidecek.
O zaman...
DGM'lerdeki bu konular da gündeme gelebilir.
Ama...
Zaten
Abdullah Öcalan davasında bu aşama geride kalmış.
DGM'lerin sivilleştirilmesi için
Anayasa değişikliği öbür hafta gerçekleştirilebilir.
Çok geç de sayılmaz.
Gündemin diğer maddeleri
Ecevit'in liderleri ziyaretinde sıraladığı diğer maddeler de gösteriyor ki,
DGM'lerin sivilleştirilmesini,
Pişmanlık Yasası izleyecek.
Dağdaki
PKK'lıların indirilmesi için bu önemli.
Ama yöre için bataklığa ilaç sıkmanın ötesinde, bataklığın kurutulması da gerekli.
Ekonomik ve sosyal önlemlerle yörenin kalkındırılması amaç olmalı.
Demokrasi zenginleştirilmeli.
İdam cezasının ise şu aşamada kalkacağını sanmıyorum.
Gerçi
Avrupa Konseyi, aldığı kararla
Avrupa'da idam cezasının kalkması ilkesini benimsedi ve bunu
6 numaralı protokolle zorunluluk haline getirdi.
Ne var ki...
Yasalarında idam hükmü olan
Rusya, Ukrayna ve
Gürcistan da protokolü imzaladılar ve bu koşulla üye oldular.
Ukrayna idam cezası verdiği için üyeliği askıya alındı.
Gürcistan idam cezasını kaldırdı.
Türkiye ise bu protokolü henüz imzalamış değil.
Eğer
İmralı'dan idam hükmü çıkar ve
Yargıtay tarafından kabul edilirse...
Meclis tarafından da onaylanarak infazı gerçekleşirse... Bu karışık hukuk durumunda ne olacağı bilinmiyor.
Ama herhalde
terör örgütü başı Apo'nun dosyası kapandıktan sonra idam cezasının kalkması tartışmaları gündeme ağırlık koyacak.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr