Güneri Cıvaoğlu
Tansu Çiller, -ne yazık ki - hala bu hükümetin çivisi.
Onu sökmek için üretilen formüller, siyaset gündeminin trafiğini oluşturuyor.
Örneğin...
Mesut Yılmaz'ın dün
Bülent Ecevit'e
"Genel Başkanların dışında bir Başbakan olarak DYP içinden bir ismi kabul edebiliriz" sözleri.
Böylece
Aydın Menderes'in
"demokrasi ve hükümet tercihi sözkonusu olduğunda, demokrasiden yana yer alırız. Hükümeti desteklemekten vazgeçebiliriz" söylemini benimseyen
DYP'deki harekete gaz veriliyor.
Bir başka örnek...
Ecevit, liderlere, ziyaretinde
RP dışında kalan partilerin, ortak hükümetini, şöyle kurumlarla birlikte öneriyor:
- Eşgüdüm Konseyi.
- Hükümetin dışında kalacak Genel Başkanların oluşturacakları "Başkanlar Konseyi."
Bunlardan birincisi, yani,
Eşgüdüm Konseyi, çok parçalı hükümetin koordinasyonunu sağlamakta Başbakan'a yardımcı olacak.
Peki... Ya Genel Başkanlar Konseyi?
Orası, hükümetin de üstünde bir otorite.
İhtilaflarda
"son karar" üst kademesi.
Anayasa'da yeri olmayan, hukuki bir statüye sahip olmayacak... Ama, en üstün güç.
İpleri elinde tutacak.
Tansu Çiller'e burada bir mesaj var:
"Hükümette yer almamak nedeniyle kuşku duymayın. Gene dizginleri tutan ellerden biri olacaksınız."
Yani,
Çiller'in herhangi bir şekilde gene yok edilmeyeceğinin
güvenlik sübabı olarak bu kurum önerilmekte.
Yalım Erez de,
"DYP'yi bölmeden ve başında gene Çiller'in bulunacağı, DYP'nin içinde yer alacağı hükümet formülü" oluşturma çabasında.
Böylece
Refahyol'u yerinde tutan
Çiller'i, sökmek istiyor.
Sezinlediğim kadarıyla
Çiller, son kerteye kadar hükümette kalmak için direnecektir.
Refahyol'u sürdürmeye çalışacaktır.
"Giderim ha!... Bırakırım ha!..." gözdağını vererek, zaten
RP karşısında elini kuvvetlendirmiştir.
Daha da kuvvetlendirmeye çalışacaktır.
Çünkü...
Grubu ne denli diretse de,
Erbakan'ın
Başbakan bağımlılığını ve
Başbakanlığı bırakmamak için herşeye razı olacağını görmüştür.
Hatta...
Bu görüntüden kendisine
"bir erken Başbakanlık çıkarmayı" dahi düşlemektedir.
Çiller'i oradan, böyle formüller ve timsahın gözyaşlarıyla marine edilmiş olta yemleriyle sökmek mümkün değil.
Ya nasıl?..
Demokrasinin kendi vicdan muhasebesinde oluşacak yeni rakamsal mizanlarla.
Refahyol'un
aktifindeki milletvekili sayısı,
pasifine geçer.
Bir gensoru verilir.
Hükümet düşer.
Aydın Menderes'in arkadaşları ile
DYP'deki muhaliflerin, hareketlenmesi ile bu sonuca varılır.
Başka türlüsü -
Yalım Erez'in
Çiller'i razı etme amacıyla hazırlayıp sunacağı formül dahil - patinajdır.
Madem gündemde
Bülent Ecevit'in
ulusal uzlaşma için ortak hükümet önerisi var...
O halde, bu konuda birkaç satır.
Ecevit'in önerdiği
5 Genel Başkan'ın oluşturacakları
konsey'li... Ve de
eşgüdümlü ortak hükümetin tarihteki benzerlerine bakalım.
Genelde
Roma'daki
triumvira adıyla anılan
üçlü yönetimlerden ihtilal
Fransa'sının
beşli yönetimi direktuvar'a kadar böyle örnekler var.
Roma'da çeşitli
triumviralık vardı.
Genellikle
3 yüksek görevliden oluşurlardı.
Ama,
Ecevit'in önerdiği anlamda olanı,
M.Ö. 60'da
Pompeius, Julius Caesar ve
Crassus'un oluşturdukları
1. Triumvirlik'tir.
Resmi bir yönetim organı değildi.
3 güçlü siyasal önderin karşılıklı anlaşma yoluyla kurdukları yönetim biçimine verilen addı.
Yürümemiştir.
Fransız ihtilal aşamalarında
beyaz terör adlı
kralcılar karşı hareketi patlak verdiğinde, genç general
Napoleon Bonaparte, 1795'te onları bozguna uğrattı.
Ülke,
5 üyeden oluşan
Direktörler Meclisi yönetimine geçti.
Bunlar, yürütme organını oluşturuyorlardı.
Bu da yürümemiştir.
Bonaparte, kendi kurduğu bu yönetimi, bir darbe yaparak, kendisi devirmiştir.
Çünkü, iktidar tecezzi (bölünme) kabul etmez.
Ancak...
Türkiye, giderek
demokrasiyi ayakta tutmak için, demokrasi içinde çözümler üretmek gibi bir kaçınılmaz tercihle karşı karşıya kalırsa, bu dahi - bütün sakıncalarına karşın - bir
parantez içinde çözümdür.
Yani, demokrasi tarihine bir parantez açılır ve kapatılır.
5 - 6 parti ve iki
tavır grubu, bir araya gelerek
368 milletvekiliyle bir büyük güç ortaya koyabilirler.
Kurucu Meclis gibi çalışabilir, Anayasa'yı dahi değiştirebilirler.
Ama...
RP'yi tek başına dışarıda ve muhalefette bırakan böyle bir hareketin, büyük sorumluluğu vardır.
Beşi bi'yerde'nin
Türkiye'nin boynunu süslemek kadar, boğazını sıkma riski de var.