Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BUGÜN gazetesi dehşet verici bir yayın yaptı. Gazeteye göre hava pilot Üsteğmen Fırat Ç. telefonla hava pilot Yarbay Selami Selçuk Ç.’yi aramış.
Kayda alınan konuşma şöyle;
Üsteğmen: “Heronlar (İsrail’den alınan pilotsuz gözlem uçakları) bizimkileri (PKK’lılar) bulmuş.”
Çok kayıp veriyoruz. Ya Heron’un rotasını değiştirin ya da düşürün.”
Yarbay: “Bir çaresine bakarız...”
İnanılır gibi değil.
TSK’nın içinde PKK için çalışan bir üsteğmen ve bir yarbay...
Düşünmesi bile rezalet.
TSK için özellikle şu Ergenekon sürecinde öyle balonlar uçuruldu ki doğrusu bunu ciddiye alıp, üzerinde yazı yazmadım.
Ancak...
Asker kesimi bir süre sessiz kaldı.
Sadece, şimdi gözaltında bulunan Genelkurmay eski Hâkimi Albay Ahmet Zeki Üçok, avukatları aracılığıyla ilginç bir açıklama yaptı.
“BUGÜN’ün haberinde yer alan numaralardan albayın konuştuğu öne sürülen Ankara/Etlik’te... Oysa o tarihte albay NATO görevi nedeniyle İtalya’da... Heron’un düşürülmesini isteyen üsteğmenin konuştuğu telefon ise Ankara/Kavaklıdere istasyonundan iletişim kurulan bir cep telefonu numarası. Ama kayıtlara göre üsteğmen o dakikalarda F4 uçağıyla havada...”
Bu açıklama “TSK’nın içinde PKK için çalışabilecek tiynetsiz subayların olmadığını” göstermekte.
Ne var ki bu kadar net bir durum varsa “neden askeri yargının çeşitli kademelerinde, İçişleri Bakanlığı’nda ve Milli Savunma Bakanlığı’nda bu dosya 3 yıldır top gibi gezdiriliyor?”
Böylesine vahim bir iddia 3 yıl boyunca nasıl havada kalır?
TSK’nın üzerine gölge düşürebilecek bu vahim iddia nasıl cevapsız/açıklamasız bırakılır?
Gerçi ses kayıtları üzerine yapılan araştırmalar “negatif” değil.
Gönlümden geçen “medyaya servis edilen yeni bir özel üretim” olması.
Fakat yine de milyonlarca insanımız gibi beynimin içinde bir fare dolaşıyor.

Haberin Devamı

Beynimdeki fare

Beynimdeki fare

PKK’YA KÖSTEBEK
Irak sınırı PKK’ya karşı nasıl korunur?
İsrail’de bir “düzde” bir de “dağda” uygulamayı gördüm.
İkisinin de fotoğraflarını sunuyorum.
Önce birinci fotoğrafa iyice bakınız.
Burası Lübnan hudut çizgisi.
Kökten dinci örgütler Lübnan’da çok güçlü.
Bir süre sınır çizgisini aşarak İsrail topraklarında kanlı eylemler koydular.
İşte sonradan İsrail’in aldığı önlem.
Üzerinde durduğum zemin kırmızı özel bir toprak.
Altında ağırlığa duyarlı elektronik aygıtlar döşenmiş.
İki yanında yol boyunca uzanan dikenli tel çitleri çekilmiş.
Lübnan’daki kökten dinci örgütler, dikenli tel çiti aşıp kırmızı toprağa geçtikleri anda İsrail güvenlik merkezlerinin ağına düşüyorlar.
Çünkü kırmızı özel toprak insan ağırlığına göre alarma bağlanmış.
Yani kedi, köpek, çakal, tilki o zemine ayak basarsa alarm yok ama silahlı ve ağır bir insan ayağı bastığı zaman anında hedef haline geliyor.
Yok ediliyor.
Irak sınırında bu “tartan pist” gibi özel toprak güvenlik yolu uygulanamaz.
Dağlara bırakın özel yolu, keçi yolu bile açmak zor.
Gelelim ikinci fotoğrafa.
İsrail’in Suriye’ye karşı sınır çizgisini oluşturan Golan tepelerindeki güvenlik üsleri bütün “köstebek” gözler, havadan Heron’larla gözlem ve diğer elektronik aygıtlarla donatılmış.
Eğer...
İsrail topraklarına bir roket atılırsa, özel donanımlı elektronik ve ateş üssünde 20 veya en fazla 30 saniyede bilgisayar, roketin atıldığı noktayı hiç hatasız tespit ediyor.
Bilgisayara bağlı toplar ve roketatarlar anında o noktayı hedef alarak saldırganları anında yok ediyor.
Hatta böyle bir karşılık Filistin kampının dibinde konuşlanan “kökten dinci” örgütün roket atışı üzerine verilmişti.
Saldırganların yanı sıra ne yazık ki kamptaki canlı kalkan olarak kullanılan çocukları da öldürmüştü.
Türkiye sınır karakollarını basanlar, roket atışıyla can alıyorlar.
Daha yıllarca önce İsrail’in kullandığı bu ileri teknoloji “terminator” atış sistemleri 2010 Türkiye’sinde hizmete sokulsa çok şey değişebilir.
Teknolojinin yanı sıra insana dayalı istihbarat da İsrail’in diğer özelliği.
Başka bir gün yazarım...
Irak hududuna “köstebek sistemi” kurulacağı yolunda bilgiler gelmekte.
“Yere gömülen, sese, metale, ağırlığa duyarlı” aygıtlar ayrıca karanlıkta da gören ve kayda alan, alarma geçiren gözlere de sahip.
Irak sınırı boyunca tıpkı mayınlar gibi toprak altına döşenecek bu “elektronik” aygıtlar, Kandil ve diğer kamplardan gelerek Türkiye’ye sızmaları önlemekten etkili olabilir.
Elektronik gözleyiciler, dinleyiciler elbette çok önemli ama yukarıda verdiğim örnekler sınırdan sızanların içerilere ilerleyişine ve karakol saldırılarına ciddi engellerden birkaçıdır.