Bugün Sezer'in cumhurbaşkanlığına bütün partilerin ortak adayı olmasının "kamera arkası" öyküsü...Saat 00.30 dolaylarında Çiller, ev telefonundan aranır. Arayan, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'tir.Konu, Ecevit'in "cumhurbaşkanı için aday" önerisidir; Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer.Ecevit, Çiller'den "hemen cevap vermesini" ister.Çiller'in "Değerlendireyim, yetkili kurullarla konuşayım" demesi sonuç vermez.Bunun üzerine "Bari şimdi başkanlık divanımı toplayayım, size sonucu bildireyim" söylemiyle zaman kazanır.O saatte telefon trafiği kurulur... DYP Başkanlık Divanı, Çiller'in Ankara'daki evinde toplanır. Eski Başbakan Tansu Çiller'den, görev süresi bitmek üzere olan Sezer için 7 yıl öncesine ait bir anı dinledim. Onlar konuyu tartışırken, sabaha karşı, Ecevit gene telefonla arar. Sonucu sorar.Çiller, "konuyu tartışmakta olduklarını" söyledikten sonra, "Hayrola Sayın Ecevit, böyle gece yarısını da geçen bir saatte Sayın Sezer'i aday olarak önermeniz biraz ani oldu. Bu saatte aramanızın ve hemen cevap istemenizin özel bir nedeni mi var?" diye sorar.Çiller, belki "İyi saatte olsunlar gene mi devrede?" kuşkusuna düşmüş olabilir.Cumhurbaşkanlığı seçimleri netamelidir.Ecevit'in cevabı çok ilginç:"Kim bilir, belki de rüyamda görmüşümdür."Çiller, "ertesi sabah partinin cevabının kesinleşeceğini" söyler.Sabah yaptıkları konuşmada "Sezer'in adaylığına EVET" dedikten sonra Ecevit'e, "Demek siyaset rüyanıza da giriyor" diye espri yapar.Ecevit'in cevabı, "Evet, bazen kararlarımda rüyalarımın da etkisi vardır" olur. İyi saatte olsunlar Ecevit, "Kim bilir, belki de rüyamda görmüşümdür" derken, Türkçede yaygın bir söz olan "Hayrola, bu saatte beni arıyorsun, rüyanda mı gördün?" söylemine gönderme yapmış olabilir.Yani... O saatte aramasını hoş gösterecek bir nükte...Çiller bu görüşte. Ecevit'in anısına saygılı.Ama... Bence gerçekten "rüyasında görmüş" de olabilir."Hayırdır inşallah" diye düşünüp telefona sarılması da bir ihtimal.Onun da tanımadığımız, bilmediğimiz özelliklerini çok sonraları öğrenmedik mi?Sözgelişi... "Vahdettin" için söylediklerinin, onun ağzından çıkabileceğini 10 yıl, 20 yıl önce kim tahmin edebilirdi?.. Rüyada aday mı? Başbakan Erdoğan'ın adaylığı hâlâ bir gizem...Acaba niyet tutup işi rüyaya mı bırakmalı?..Eskiler buna "istihareye yatmak" derlerdi. İstihareye yatmak Tansu Çiller ile Türkiye-Yunanistan milli maçını TV'de birlikte seyrettik.Eşlerimiz ve birkaç arkadaş daha...Nazlı Ilıcak'ın dostlarına, arkadaşlarına bir yemek daveti vardı."Ne ilgisi var?" diye düşünenlere açıklayayım... Eşim ile Nazlı liseden sınıf arkadaşıydılar, üniversiteyi okurken 4 yıl aynı evi paylaştılar. Biz de Nazlı'yla uzun süre aynı gazetedeydik...................Nazlı, haklı bir tepkiyi dile getirdi."Andıçta, ben asker karşıtı bir listede yer aldım. Hem öyle bir listenin olması, hem de askere karşı olarak değerlendirilmiş olmam, beni üzüyor. Ben hiçbir zaman askere karşı olmadım. Ben ihtilallere, askeri müdahalelere karşıyım. İkisi aynı şeyler değil" mesajını veren söylemini böyle özetleyebilirim.Maça gelince... Her golün keyfini çıkardık.Galatasaray'ın Avrupa galibiyetleri dizisiyle pırıltılı günlerinde Çiller'in Galatasaraylılar Derneği'ne, boynunda sarı-kırmızılı atkıyla gelişini hatırlıyorum.Yunanistan maçı sonrası Fatih Terim'in "Başbakan Erdoğan'ın telefon ederek kazanılan zaferi tebrik ettiğini" açıklaması üzerine, gözlerimi ekrandan Çiller'e çevirdim. Gülümseyerek başını birkaç kez aşağı-yukarı salladı. "Erdoğan bu iletişim işini iyi biliyor" der gibiydi.Çiller, "Erdoğan Çankaya'ya çıkacak mı?" soruma, "Bilemiyorum" cevabını verdi. "Ya Çiller, Erdoğan'ın yerinde olsaydı ne yapardı?"Cevabı: "Çıkmazdım" oldu. gunericivaoglu@milliyet.com.tr ÇİLLER'LE MİLLİ MAÇ