Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

“Kim 1 milyar lira kazanmak ister” sorusu:
“Köşk için Gül ve Erdoğan karşı karşıya gelirler mi?”
Açıkçası...
İkisi de cumhurbaşkanlığı seçimine aday olurlar mı?
Anayasa Mahkemesi’nin son kararından sonra Gül’ün eli artık daha kuvvetli.
Ak Parti kurmayları da, Köşk’e yakın isimler de bu konuda topa girmiyorlar.
Girenler ise “top çeviriyor.”
Bir farklı ses gene de işitildi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik “aldıkları kültür gereği Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmak istemesi halinde Gül’ün adaylığını koymayacağını” söyledi.

Haberin Devamı

REZERVLER
GENEL kanaat Çelik’in yorumuyla örtüşmekte.
Ancak...
“İhtiyat notları” ve alternatif tarih yazılışına “rezervler” de var.
Örneğin...
İçişleri Bakanı Şahin’in bazı sözleri üzerine “açık karşı tavır” koymuştu kameralar önünde.
Siyaset kulislerinde “Başbakan Erdoğan’dan işaret almasa bir genel başkan yardımcısı böyle bir karşı tavır koyamazdı” sözleri “Erdoğan’dan icazetli” yorumları uçuşuyordu.
Ancak o sırada yurtdışında olan Erdoğan, dönüşte İçişleri Bakanı’na sahip çıktığını gösteren, bir konuşma yaptı.
Demek Çelik’in her söyleminin de gerçeği yansıtmıyor olması ihtimaller arasında.
Ayrıca...
Adaylık konusunda köşk coğrafyası hiç “ön sinyal” vermiyor.
Ve...
24 saatin bile uzun süre sayıldığı siyasette iki yıl sonrasına fal açmak risklidir.

MECLİS’TE KARAR ALDIRTMAK
BÜTÜN bunlar olasılığı çok uzak fanteziler gibidir.
Ama...
Derinlerdeki bir “sese dönüştürülmemiş bir nota” var.
“Cumhurbaşkanı’nın görev süresi için Meclis’ten karar çıkarttırılmış olması.
Hem de bunun kurucusu olduğu kendi partisinin oylarıyla yaptırılması...”
Bu duygu yüklü kırık nota hiç seslendirilmedi.
.........................
O halde bu derinlerde örtülü kalmış kırık nota beklentilerine bir sürpriz neden olabilir mi?
Cevap vermek bir “iddia balonu uçurmak” olur.
Ama...
Başka bir şeylere işaret etmekte fayda var.
Aşağıda işte o satırlar olacak.

ALLAH’IN İPİNE TUTUNMAK
SİYASETTE birlikte yola çıkanların zamanla yollarının ayrıldığı tarihte sık tekrarlanan bir gerçektir.
Bu “yollar ayrımı” çoğu kez yol arkadaşlarının daha sonraki yıllarda zaafı olur.
Merhum Turgut Özal tıpkı bir halatı oluşturan lifler gibi birlikte siyaset yapılması için seslenirdi partili arkadaşlarına.
“Allah’ın ipine hep birlikte tutunalım” derdi.
Kibrit çöplerini tek tek kırar, sonra da “8-10 kibrit çöpünü uzatıp ‘hadi kır da göreyim’ diye siyaset dersi verirdi.”
8-10 çöpü bir arada kırmak mümkün değil elbette.
Bundan “bir ve birlik olmak” mesajını verirdi.
AK Parti’nin -kendi çizgisinde- başarılı olmasının temelindeki harç “güç birliği ve böylece sağlanan siyasi istikrar”dır.
Erdoğan’ın milletvekili seçilip, kürsüde yemin ettiği an, Gül’ün başbakanlığı ona sunması bu birliğin en önemli simgesidir.
Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına, Erdoğan’ın “Abdullah Bey kardeşimizin.......” diye başlayan destek vermesi de sicil kaydıdır.
AK Parti’nin kendi çizgisindeki- başarısı cemaatin insan kaynakları fidanlığıyla da bütünleşmiştir.
Yani...
Formül diğer faktörlerin yanı sıra “sürdürülebilirlik, bütünlüktür.”
Çok yıllar önce 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e “siyasette en büyük pişmanlığınız nedir?” diye sormuştum.
Cevabı şöyleydi:
“AP’de (Adalet Partisi) beraber yola çıktığımız arkadaşlarımızla yollarımız ayrıldı.
Onlar DP’yi (Demokratik Parti) kurdular.
Bir daha hiç tek başına iktidar olamadık.
Aslında, onları partide kalmaya ikna etmek için çok daha fazla gayret göstermeliydim.”