Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün "Başbakan Erdoğan'ın Bush ile görüşmeye gitmeden sınırı geçmek, vurmak, 8 esir askeri almak ve dönmek... Erdoğan'ın Bush ile görüşmesinin bu -kararlılık kanıtı- etkisinde yapılması..." Böyle bir olasılık, diplomatlar ve asker kökenliler arasında ciddi olarak konuşulmakta.Dayanakları şöyle:1 Türkiye'nin 8 esir askerini almak üzere sınır ötesine geçmek hakkı, uluslararası hukuktan kaynaklanıyor.Kuzey Irak'ı işgal altında tutan ABD ve o coğrafyanın yerel Kürt yönetimi, kendi topraklarındaki 8 esir Türk askerini, aradan bunca zaman geçmesine karşın vermemesi, Türkiye'nin bu harekât için gerekçesini oluşturmakta.İsrail kontrol noktasından 2 askerinin kaçırılması üzerine Lübnan topraklarına girdi, savaştı, uçaklarıyla bombaladı. Denizden kuşattı.O süreçte ABD kaşlarını çatmış mıydı?2 Beyaz Saray'daki görüşmede Başkan Bush, Başbakan Erdoğan'a "Kuzey Irak'a girmeyin" derse ne olacak?Buna rağmen Kuzey ırak'a harekât yapılırsa, ilişkiler iki ülkenin doruklarında kopmuş olacaktır. Sonrasının çok sıkıntılar yaşatacağı açıktır.Oysa... Türkiye, sadece PKK'yı hedef alan ve 8 askerini de kurtarmaya odaklanmış bir sınır ötesi harekât yaparsa, Oval Oda'daki görüşmede Bush ve Erdoğan artık bir daha bu tür krizlerin yaşanmaması için alınacak önlemleri konuşurlar.3 Sınır ötesi harekâtta namlular "sihirli değnek" değildir. Bundan önce 24 kez TSK ve diğer güvenlik güçleri Irak'a girdi. Barzani ile ortak harekât da yapıldı. Peki PKK, Kuzey Irak'tan temizlendi mi?Tersine... Daha da kalabalık, daha organize, daha yerleşik, daha ileri teknolojiye sahip... O halde... 25. harekât da bir kesin çözüm olamaz.Ancak... Bu sınır ötesi harekât Türkiye'nin prestij konusudur. Birileri PKK'nın Kuzey Irak'tan beslenerek sınırın bu yanına geçip baskınlar yapmasının bir bedelinin olduğunu ve ödetileceğini görmelidir.TSK'nın kendi tabanı için de bu psikolojik tatmini sağlaması gerekiyor. Sınır ötesi harekât için ikinci senaryo... Bu sağlam mantık dokusuna karşın gene de Beyaz Saray'daki görüşme öncesi sınır ötesi harekât risklidir. ABD'ye bir "oldu-bitti" dayatması, "eksi" tavır oluşturur. Erdoğan'a önerilmek üzere ABD Dışişleri, Başkan Bush'a bir paket hazırlamış olmalıdır.Herhalde sadece karşılıklı kahve içmeyecekler. Bunu beklemeden, paket üzerinde konuşmadan, hatta oracıkta Oval Oda'da sınır ötesi harekâtın ve 8 Türk askerinin kurtarılmasının Türkiye için ulusal onur sorunu olduğunu anlatmadan, "Fatma'yı tatile çıkarmak(*)" yanlış olabilir..........................(*) 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nı başlatma parolası, "Ayşe tatile çıksın" idi. Başbakan Erdoğan, gazetecilere "Bu kez belki Ayşe değil, Fatma olur" dedi. Makulu normalde aramak PKK'nın karşısında toplum psikolojisi, tsunami dalgaları gibi kabarmalı ve kan kültürünü ezmelidir.Ancak... Bu tepki selinden yararlanarak -ne yazık ki- topraklarımızdaki Kürt kökenli kardeşlerimizi hedef alan ırkçı barbar tavırlar da oluyor.Bu bağlamda mesajlar alıyorum.Örneğin... İstanbul, Ankara, İzmir ve Bodrum'a yolcu taşıyan Doğu ve Güneydoğu plakalı otobüslere tek tük de olsa taşlı saldırılar yapılmış.Yol kontrollerinde "Bodrum'da Kürtlerin ne işi var?" diye dışlayıcı ifadeler kullanan güvenlik görevlileri kötü tohumlar ektiklerini bilmeliler. PKK'nın bütün isteği de bu ayrışma psikolojisidir. Bazı illerde bayrak asmayan otobüslerin şoförlerine elle taciz işaretleri yapıldığını, bahanelerle ceza yazıldığını, geceleri mola yerlerinde zorlandıklarını anlatan mesaj satırlarına işaret etmeliyim. Bunlardan birinin son satırları şöyle:"Lütfen sağduyuya davet eden yazılar yazınız, size yalvarıyorum. Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için..." DEHŞET VERİCİ YANLIŞ Erdal İnönü'yü yitirdik. Zarif, mütevazı, bilge, mizah yönü güçlü, siyaseti kalite çizgisinde yapan bir beyefendiydi.Üzerine ışık yağsın.İnönü ve Toker ailelerine, ulusumuza başsağlığı diliyorum. gunericivaoglu@milliyet.com.tr ERDAL BEY...