Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hükümeti kurmakla görevlendirilen Abdullah Gül ile dünkü söyleşimizden birkaç satır.
- Recep Tayyip Bey’le kader birliği yapmış insanlarız. Birbirimize güveniyoruz.
- Herkes kendi alanında tam yetkili olacak ve otoritesi bulunacak.
- Recep Tayyip Bey partimizin Genel Başkanı’dır. Hükümetin de uygulayacağı parti politikası, yol haritası orada çizilir. Başbakanlık o rotada kaptan köşküdür.
- Yeniden seçime gireceğiz. Başarmalıyız. Kazanmalıyız. Recep Tayyip Bey’in durumu elbette zaman içinde çözülecektir. Hepimiz en iyisini yapmak zorundayız.
- Ekonominin tek elde toplanması için bir Başbakan Yardımcılığı düşünüyoruz.
- Yetkileri bölünen Dışişleri’ni ise, bütün yetkilerin toplandığı kuvvetli bir bakanlık haline getireceğiz.
- Hükümette mutlaka kadın bakan görevlendirilecek.
- Hazine ve Merkez Bankası gibi birimlerdeki üst düzey bürokratlar göreve devam edecek.

İkisi de tek başına iktidar olan 1983 ANAP’ı ile 2002 AKP’sinin ilk 100 günü, aynı modelin çizgilerini yansıtıyor denebilir.
Örneğin...
1- Dışarıdaki paraları Türkiye’ye çekmek ve finans kaynağı yaratmak...
Özal döneminde Türk Parasını Koruma Kanunu kaldırılmıştı. Dışarıdaki hesaplar, getirisi çok daha fazla olan TL’ye yönelmişti.
AKP de ilk uygulama olarak Mali Milat’ı kesinlikle kaldırmayı öngörüyor.
"Nereden buldun" uygulaması da devre dışı bırakılıyor.
Böylece yurtdışına çıkmış olan kaynakların, yeniden Türkiye’ye girmesi sağlanacak.

2- Türkiye gibi büyük konut açığı olan ülkelerde, konut sektörü ekonominin damarlarına kan pompalayan "yürek" gibidir.
ANAP’ın ilk 100 günlük uygulamaları arasında konut fonunun kuruluşu önemli kilometre taşıydı.
Bu fondan yaratılan kaynakla Türkiye’nin her yanını toplu konut inşaatları sarmıştı.
Demirden cama, doğramaya, elektrik ve su tesisatına, armatüre, boyaya ve daha pek çok sektör üretimine pazar oluşturdu.
AKP’nin de ilk 100 günlük programı, konut sektöründe bir atılıma ve bunun devamına dönük. "Üç yılda konut açığının" kapatılması gibi hedef çok iddialı görünse bile bu doğrultuda alınacak mesafe, yolun yarısı olsa da önemlidir.
Ekonomiyi lokomotif gibi çekebilir. Türkiye’nin en büyük sorunu olan işsizliğe çözüm getirmenin ağırlıklı formülünü oluşturabilir.

3- Turgut Özal’ın sağ kolu Kaya Erdem’di.
Dün Erdem, ANAP ve AKP iktidarları arasındaki "az bakan, çok iş" paraleline işaret etti.
ANAP’ın ilk hükümeti, başbakan dahil 21 bakandan oluşuyordu. 14’ü icra, gerisi ise hizmet...
AKP de bakan sayısının düşürüleceğini açıkladı.
Ama... Asıl amaç ilk 100 günlük programını süratle ve engelsiz tamamlamak.
Ne kadar çok bakan, ne kadar çok bürokrat, o kadar çok engel...

4- Ayrıca... Turgut Özal seçimden sonra ANAP milletvekillerine şöyle seslenmişti:
"Seçim yörenizdeki bürokratları görevden aldırmak ve yerine kendi adamlarınızı tayin ettirmek için bakanlara hiçbir istekte bulunmayın. Bu talepleriniz yerine getirilmeyecek. Ayrıca, böyle isteklerde bulunanların isimleri bana bildirilecek.
Arkadaşlar... Bir iktidarı başarıya götüren faktörlerden biri de bürokratik yapıdır. Bürokrasiyi kazanmalıyız ki bize yardım etsinler."
Kaya Erdem o nedenle "bürokratik yapıyla hemen hemen hiç oynamadıklarını sadece birkaç kilit noktada değişiklik yaptıklarını" söyledi.
AKP de aynı söylemde bulunuyor.
1983 ANAP iktidarında ekonominin tüm bakanlıkları, ekonominin patronu olan Başbakan Yardımcısı Erdem’e bağlıydı. Böyle bir eşgüdümle sonuca varılmıştı.
AKP modeli de böyle...
Kuvvetli bir dışişleri bakanıyla duyarlı sürecin aşılması planlanıyor.
İlk 100 günlük modeli taşıyacak sütunlar bunlar.
Gül, doğru zamanda ve doğru konumdaki doğru isimdir.
Hayırlı olsun...