Güneri Cıvaoğlu
Cumhurbaşkanı Demirel'in dün
Yılmaz, Ecevit, Baykal ve
Cindoruk'la yaptığı görüşmelerden yansıyan
Çankaya izlenimleri şöyle:
Refahyol hükümeti daha yeni güvenoyu aldığı halde, hükümet etme görevini bırakmıştır.
Yani...
Gensoruyla düşürülmemiştir. Bunalımla başedemediği için kendisi çekilmiştir.
O halde bunalımla başedemeyen bir hükümet formülü tersyüz edilerek yeniden iktidar haline getirilirse yararı olur mu?
Türkiye'yi bunalımdan çıkartabilir mi?
Ayakları üzerinde yürüyen birinin, amuda kalkarak elleri üzerinde yürümeye kalkışması gibi bir görüntüdür.
Ve nereye kadar gidebilir?
Çankaya da kamuoyundaki bu kaygıların bilincinde.
Çankaya'da elbette hiç değilse kağıt üzerinde oluşmuş görünen çoğunluk yok farzedilmiyor. O nedenle
Demirel'den ikinci izlenim şöyle:
Yol - Refah, Erbakan ve
Yazıcıoğlu'nun imzalı desteğiyle ağırlıklı bir vakadır. Dikkate alınmaktadır. Başka bir alternatif oluşmadığı takdirde - erken seçim koşuluyla - başvurulabilir.
Yedekteki formüldür.
Hemen uygulanmaya konmayışının nedeni; yazının başlarında belirttiğim gibi, bunalımı yaratmış, bunalımın üstesinden gelememiş bir ortak hükümet formülünün makyaj değişikliğiyle yeniden uygulamaya konmasının siyasette
"patinaj" olacağı kuşkusudur.
Cumhurbaşkanı kelimelere dökmese de, - seziler o ki - öncelikle bir
milli mutabakat hükümeti olanağı için nabız yokluyor.
Bu geniş tabanlı hükümetin içinde
RP olmayabilir... Ya da kamuoyunda ılımlı izlenimler bırakan birkaç
RP'li de içeride yer alabilir.
Söz gelişi - elbette isimler konuşulmamıştır ama -
Bülent Arınç, Abdullah Gül, Anavatan'dan
RP'ye geçen
Abdülkadir Aksu, Recai Kutan gibi...
Bu arayışın nedeni,
BBP destekli
RP - DYP hükümet formülü karşısında - belki - daha da büyük bir Meclis çoğunluğu yaratabilmektir.
Ayrıca...
Haziran 1997 Türkiye'sinin sorunu, demokrasinin temel enstrümanı olan Meclis çoğunluğunun, yani,
sayı faktörünün yanı sıra başka kaygıların da giderilmesidir.
Örneğin...
Silahsız kuvvetler dediğimiz demokratik baskı gruplarının - nispeten - tatmin edilmesidir. Ordunun siyaset koridorlarında işitilen ayak seslerinin giderek uzaklaşmasıdır.
Tansiyonun düşürülmesidir.
Aslında, bu olasılık zayıf görünüyor.
Çünkü...
Milli mutabakat hükümeti içinde yer alması istenen partilerden birinin genel başkanı zaten arkasına çoğunluk alarak başbakanlık turnikesinde beklemektedir.
O nedenle, bu nabız yoklamalarını
ısınma turları olarak görmek gerekir.
Şu aşamada değil... belki bunalımın sonunda
"son çare ve seçim için Çankaya Hükümeti" olarak başvurulabilir.
Liderlerin
Çankaya izlenimlerinden bir diğeri...
"Demirel'in şu ilk turdan sonra, siyasi parti liderlerinden başka çevrelerle de konuşacağıdır."
Bu da, sağduyulu bir tutumdur.
Elbette...
"Bir gensoruyla düşürülmeyen... tam tersine, daha birkaç hafta önce güvenoyu tazeleyen Refahyol hükümeti, karşı karşıya kalınan bunalımdan Türkiye'yi çıkarmaktan aciz kalarak istifasını vermişse, başbakanıyla başbakan yardımcısı yer değiştirerek gene aynı bunalımı çözmeye talip olursa, en azından bunalım formülünde yer alan unsurların nabzını tutacaktır.
Hatta... başka formüller için de bunu yapmalıdır.
Çankaya Köşkü'nün siyasi partiler dışında başka konukları da olacaktır.
Tabii... Hiç kuşku yok ki; sonunda Anayasa'nın ve demokrasinin kuralları içinde Cumhurbaşkanı, kendi hür ve tarafsız iradesiyle kararını verir."
Bu durumda nabız yoklamalarından sonra ilk görevin kime verileceği önemlidir.
Bir görüş,
Deniz Baykal'ın da açıklamasından sonra, parlamentoda alternatif hükümet formülünün oluşmuş gibi göründüğüdür.
Bu arada, eğer, beklenildiği gibi
DYP ve hatta
RP'den
Çiller başbakanlığında
İkinci Refahyol'a hayır diyen
8 - 10 milletvekili tavrını açıklarsa, görev önce
Mesut Yılmaz'a verilebilir.
Böyle
8 ismin ortaya çıkması, iki blokun Meclis'teki oylarını eşit hale getirmektedir.
Aradaki fark çok az olduğu için, bu açıklamalar yapılmasa da,
Yılmaz'ın hükümeti kurmak üzere görevlendirilme şansı
yüzde 50'dir.
Çünkü
Anavatan Meclis'teki ikinci büyük partidir.
Buna karşın...
Kağıt üzerinde yeterli çoğunluğu sağlamış gibi görünen
Çiller'e de görev öncelikle verilebilir.
Bunun mantığı ise;
"DYP'den ve RP'den kopmalar olursa... Çiller'in o zaman umudunu yitireceğidir. DYP'nin, Anavatan ve DSP ile sağlam çoğunluğa dayanan bir hükümette ve üçüncü şahıs başbakanlığında yer almasına karşı koymayacağıdır."
Son söz: Bakınız...
Baykal ve hatta
Erbakan da kendi doğrultularında uzlaşmacı çizgiyi benimsediler.
Türkiye'nin önünü açmak için gene
Yılmaz ile
Çiller karşı karşıya geliyorlar.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr