Günrei CIVAOĞLU
Erbakan, anlatıyor:
"Babam, Ağır Ceza Mahkemesi Reisi idi.
Oldukça varlıklıydık.
Çocuklar bizim bahçede oynarlardı.
Ben bir devlet kurmuştum. O devlet adına paralar bastırmıştım.
Daha doğrusu...
Ufak kağıt parçaları üzerine rakkamlar yazmıştım. İmzalamıştım.
Bunlar, bizim devletimizde para yerine tedavül ederdi..."
TV için
Refah Partisi belgeselini anlatırken, kameralarımıza
Necmettin Erbakan'ın anlattığı bu anı, aslında onun çocuk yaşlardan itibaren yüreğinde taşıdığı ateşi gösteriyor.
İktidar olmak, yönetmek, adına para bastırmak, egemenlik...
Onun daha çocukluk yıllarından itibaren tutkusu.
Refah Partisi'nin
Anayasa Mahkemesi tarafından gerekçeli kapatılma kararı;
Erbakan'ın çocuklukta kurduğu devletten başlayarak,
70'i aşkın yaşına kadar sürdürdüğü tutkulu ve iktidar hedefine kilitlenmiş siyaset yaşamının sonu olarak görünebilir.
Ama...
Objektif koşullar - belki - böyle olsa bile, kimse kuşku duymasın ki,
Erbakan için yeni bir başlangıçtır.
Çocukluğunda başlayan siyaset macerası, partiler tarafından dışlandığında
Konya'dan bağımsız seçilerek birkaç yıl içinde iktidar ortağı olacak partiyi koza gibi örmeye...
İki ihtilalden sonra gene lider kalmaya uzanan, iktidara kilitlenmiş bir çizgidir.
Onun bu doğası,
Refah Partisi'nin kapatılması sonrası yeni parti oluşumuna damgasını vuracaktır.
Erbakan gerçeği dışlanamaz.
Ne var ki...
Bunun açıktan açığa olabileceği beklenmesin.
Anayasa "kapatılan bir partinin devamı niteliğinde bir partinin kurulamayacağını" hükme bağlamış.
Bu nedenle, her an kapatılma riskini, yani, siyaseten idam fermanını boynunda taşıyan bir
"eskinin devamı" parti imajını açıkça çizmekten kaçınılacaktır.
Zaten...
Partinin gençler kanadı yeni bir kitle partisini hedefliyor.
Siyasi islamın artık çözüm olmadığı, başta
İran olmak üzere
Pakistan gibi İslam ülkelerinde yeni bir iktisadi doktrin üretemediği bir gerçektir.
Tam tersine...
Kitleleri büsbütün yoksulluğa itmiştir.
RP'nin eski kurmayları şimdi orta sınıfla, kent merkezleriyle barışık bir parti oluşturmaya çalışıyor.
Yeni partinin çatısı altına
DYP'den ve
Anavatan'dan milletvekilleri de alarak, ılımlı bir merkez sağ kitle partisi profili çizilmek isteniyor.
Partinin başına da bu görüntüyü vurgulayacak bir başkan getirilecek.
Emanetçi, partiyi sürükleyecek kadar karizmatik, merkez sağ kitlelerin güvenebileceği kadar ılımlı, batının yadırgamayacağı kadar batı kültürüne yakın.
Fakat...
Sera çiçeği değil.
Kökleri bu toprağın geleneklerinde olan bir isim.
Kapatma kararı ile ilgili karşı görüşlere gelince...
1.
Siyasi Partiler Yasası'nın
103/2 maddesinin de iptalinin daha önce resmi gazetede yayınlanmaması ve hukukun
"geriye yürümeme" ilkesine aykırılığı.
İlk bakışta bu iddia haklı gibi görünmekteyse de,
Anayasa Mahkemesi, tıpkı diğer mahkemeler gibi,
Anayasa'ya aykırı kanun hükümleriyle karşılaştığında yargılamaya ara veriyor.
Maddenin aykırılığını karara bağladıktan sonra esas konu hakkındaki yargılamayı sürdürüyor.
Yani...
Yeni bir durum yok.
2. -
Anayasa Mahkemesi'nin, Meclis çatısı altında söylenmiş sözleri kapatma kararına esas aldığı - iddiası.
Bu da, ilk yaklaşımda doğru bir görüştür.
Gerçekten...
Kapatma kararı sadece
Meclis kürsüsünde söylenmiş sözlere dayandırılsaydı,
Yasama faaliyeti sorumsuzluğu gibi kutsal bir demokrasi güvencesinin içi boşaltılmış olurdu.
Oysa...
Meclis dışında da devletin laiklik ilkesine aykırı tutumların, söylemlerin ve eylemlerin arasında yer aldığı için
Meclis kürsüsündeki sözler, bir bütünü tamamlayan parçalar olarak görülmüştür.
RP'nin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı haline geldiğinin işareti sayılmıştır.
Nitekim...
Tarikat liderlerine
Başbakanlık'ta iftar,
Meclis kürsüsü söylemi değildir.
3. Geçmişe dönük söylemlerin kapatma sebebi sayılmasıyla da hukukun
"kanunlar geçmişe yürütülmez" ilkesinin uygulanmadığı iddiası...
Gerçekten...
Kapatma kararının dayandırıldığı
Anayasa maddesi,
1995'te kabul edilmiştir.
Kapatmaya neden oluşturan bazı söylemler ise daha önceki tarihlere ait.
Ancak...
Bir partinin laiklik ilkelerine aykırı faaliyetlerin odağı haline gelmesinin yasal miladı öngörülmüş değildir.
Önemli olan, odak haline geldiğinin kanıtlarının araştırılmasıdır.
Hukuki tartışmalar sürecektir.
Satırlarımızı izleyenler iyi bilirler ki, siyasetle hukukun karışması ve
Refah Partisi'nin olası kapatılma kararının sakıncaları bu köşede sık sık vurgulanmıştır.
Ama...
Hukuki tartışmalar için şu aşamada görüşlerimiz budur.
Siyaset oyunun diğer oyuncuları sahada hareketsiz ve tembelce durup, topu
Refahlılara ve sonra da
eski Refahlılara bırakıp umutlarını hakemin düdüğüne bağlarlarsa, skor değişmez.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr