Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Günrei CIVAOĞLU

Erbakan, anlatıyor:
"Babam, Ağır Ceza Mahkemesi Reisi idi.
Oldukça varlıklıydık.
Çocuklar bizim bahçede oynarlardı.
Ben bir devlet kurmuştum. O devlet adına paralar bastırmıştım.
Daha doğrusu...
Ufak kağıt parçaları üzerine rakkamlar yazmıştım. İmzalamıştım.
Bunlar, bizim devletimizde para yerine tedavül ederdi..."
TV
için Refah Partisi belgeselini anlatırken, kameralarımıza Necmettin Erbakan'ın anlattığı bu anı, aslında onun çocuk yaşlardan itibaren yüreğinde taşıdığı ateşi gösteriyor.
İktidar olmak, yönetmek, adına para bastırmak, egemenlik...
Onun daha çocukluk yıllarından itibaren tutkusu.

Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından gerekçeli kapatılma kararı; Erbakan'ın çocuklukta kurduğu devletten başlayarak, 70'i aşkın yaşına kadar sürdürdüğü tutkulu ve iktidar hedefine kilitlenmiş siyaset yaşamının sonu olarak görünebilir.
Ama...
Objektif koşullar - belki - böyle olsa bile, kimse kuşku duymasın ki, Erbakan için yeni bir başlangıçtır.
Çocukluğunda başlayan siyaset macerası, partiler tarafından dışlandığında Konya'dan bağımsız seçilerek birkaç yıl içinde iktidar ortağı olacak partiyi koza gibi örmeye...
İki ihtilalden sonra gene lider kalmaya uzanan, iktidara kilitlenmiş bir çizgidir.
Onun bu doğası, Refah Partisi'nin kapatılması sonrası yeni parti oluşumuna damgasını vuracaktır.
Erbakan gerçeği dışlanamaz.

Ne var ki...
Bunun açıktan açığa olabileceği beklenmesin.
Anayasa "kapatılan bir partinin devamı niteliğinde bir partinin kurulamayacağını" hükme bağlamış.
Bu nedenle, her an kapatılma riskini, yani, siyaseten idam fermanını boynunda taşıyan bir "eskinin devamı" parti imajını açıkça çizmekten kaçınılacaktır.
Zaten...
Partinin gençler kanadı yeni bir kitle partisini hedefliyor.
Siyasi islamın artık çözüm olmadığı, başta İran olmak üzere Pakistan gibi İslam ülkelerinde yeni bir iktisadi doktrin üretemediği bir gerçektir.
Tam tersine...
Kitleleri büsbütün yoksulluğa itmiştir.
RP'nin eski kurmayları şimdi orta sınıfla, kent merkezleriyle barışık bir parti oluşturmaya çalışıyor.
Yeni partinin çatısı altına DYP'den ve Anavatan'dan milletvekilleri de alarak, ılımlı bir merkez sağ kitle partisi profili çizilmek isteniyor.
Partinin başına da bu görüntüyü vurgulayacak bir başkan getirilecek.
Emanetçi, partiyi sürükleyecek kadar karizmatik, merkez sağ kitlelerin güvenebileceği kadar ılımlı, batının yadırgamayacağı kadar batı kültürüne yakın.
Fakat...
Sera çiçeği değil.
Kökleri bu toprağın geleneklerinde olan bir isim.

Kapatma kararı ile ilgili karşı görüşlere gelince...
1. Siyasi Partiler Yasası'nın 103/2 maddesinin de iptalinin daha önce resmi gazetede yayınlanmaması ve hukukun "geriye yürümeme" ilkesine aykırılığı.
İlk bakışta bu iddia haklı gibi görünmekteyse de, Anayasa Mahkemesi, tıpkı diğer mahkemeler gibi, Anayasa'ya aykırı kanun hükümleriyle karşılaştığında yargılamaya ara veriyor.
Maddenin aykırılığını karara bağladıktan sonra esas konu hakkındaki yargılamayı sürdürüyor.
Yani...
Yeni bir durum yok.
2. - Anayasa Mahkemesi'nin, Meclis çatısı altında söylenmiş sözleri kapatma kararına esas aldığı - iddiası.
Bu da, ilk yaklaşımda doğru bir görüştür.
Gerçekten...
Kapatma kararı sadece Meclis kürsüsünde söylenmiş sözlere dayandırılsaydı, Yasama faaliyeti sorumsuzluğu gibi kutsal bir demokrasi güvencesinin içi boşaltılmış olurdu.
Oysa...
Meclis dışında da devletin laiklik ilkesine aykırı tutumların, söylemlerin ve eylemlerin arasında yer aldığı için Meclis kürsüsündeki sözler, bir bütünü tamamlayan parçalar olarak görülmüştür.
RP'nin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı haline geldiğinin işareti sayılmıştır.
Nitekim...
Tarikat liderlerine Başbakanlık'ta iftar, Meclis kürsüsü söylemi değildir.
3. Geçmişe dönük söylemlerin kapatma sebebi sayılmasıyla da hukukun "kanunlar geçmişe yürütülmez" ilkesinin uygulanmadığı iddiası...
Gerçekten...
Kapatma kararının dayandırıldığı Anayasa maddesi, 1995'te kabul edilmiştir.
Kapatmaya neden oluşturan bazı söylemler ise daha önceki tarihlere ait.
Ancak...
Bir partinin laiklik ilkelerine aykırı faaliyetlerin odağı haline gelmesinin yasal miladı öngörülmüş değildir.
Önemli olan, odak haline geldiğinin kanıtlarının araştırılmasıdır.
Hukuki tartışmalar sürecektir.
Satırlarımızı izleyenler iyi bilirler ki, siyasetle hukukun karışması ve Refah Partisi'nin olası kapatılma kararının sakıncaları bu köşede sık sık vurgulanmıştır.
Ama...
Hukuki tartışmalar için şu aşamada görüşlerimiz budur.
Siyaset oyunun diğer oyuncuları sahada hareketsiz ve tembelce durup, topu Refahlılara ve sonra da eski Refahlılara bırakıp umutlarını hakemin düdüğüne bağlarlarsa, skor değişmez.


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr