Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri Cıvaoğlu

LE PEN, Fransız ırkçılarının lideri.
Oylarına kanat taktırmış adeta...
Yükseliyor.
Dün Almanya'nın Le Pen'i diye anılan Cumhuriyetçi Parti lideri Dr. Rolf Schlierer ile yabancı düşmanlığını konuştuk.
Bu hafta üstüste Krefeld'de, Berlin'de, Giessen ve Lahey'deTürk evlerinin kundaklanması ve Türkler'e silahlı saldırılar bağlamında sorun, güncel ve duyarlıydı.

ALMANYA'da bir parti ya da politikacı, kendini "Almancı" diye tanımlayamaz.
Irkçılık, bu ülkede suç.
"Milliyetçim" de diyemiyor.
Toplumdan tepki alıyor.
Dr. Schlierer şikayetçi:
"Sizin ülkenizde bir büyük gazete başlığının kenarında - Türkiye Türkler'indir - yazıyor. Güzel bir yazı.
Ama biz burada, - Almanya, Almanlar'ındır - diyemiyoruz."
Cevap veriyorum:
"Fakat, Almanya'nın sadece Almanlar'a ait olduğunu anlatmak için yabancıların evleri yakılıyor.
Çocuklar bile öldürülüyor.
Yabancıları kurşunluyorsunuz. Bıçaklıyorsunuz. Zincirlerle dövüyorsunuz.
Keşke - Almanya, Almanlar'ındır - iddianız kelimelerde kalsaydı. Böyle insanlık suçları işlenmeseydi."
İtiraz ediyor:
"Biz yabancılara yapılan saldırılara karşıyız.
Ne Solingen, Mölln, Berlin, Karlsruhe gibi saldırıları yapan Almanlar, bütün Almanlar olarak görülebilir...
Ne de bu hafta Krefeld'de, kendi çocuklarını ve karısını yakan Türk, bütün Türkler'in böyle olduğunu gösterir.
Onlar, hangi milletten olurlarsa olsunlar suçludurlar.
Onlara bakarak genelleme yapmayalım."
Dr. Schlierer,
böylece ince ayarlı bir çıkış yapmış oluyordu.
"Bu hafta Krefeld'de kundaklanan ev için şamata yaptınız da ne oldu? Bakın, evin aile reisi Türk.
Benzin bidonunu almış... Evini kendi yakmış. Karısını, çocuğunu kendi öldürmüş"
mesajını veriyordu.
Arkadan dolaşıp, puan almaya çalışıyordu.
"Henüz kesin bir kanıt yok" dedim.
Ve ilave ettim:
"Daha önce de, mahkeme - Solingen katliamını aile reisinin işlediği - yolunda açıklama yapmıştı.
Hatta... Bir de şahit bulmuştu güya.
Fakat, böyle olmadığı anlaşıldı. Katillerin, Alman olduğu ortaya çıktı.
Şimdi, Krefeld'de de aynı şey olabilir."


KONUŞMA kendiliğinden Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin tam üyeliği sorununa kaydı.
Dr. Schlierer, sınırı koyuyor:
"74 yıl önce Atatürk, batıyı ve Avrupa'yı hedef göstermiş. Kemalist laik ve demokrat kuşaklar için bir itirazımız yok.
Zaten onlar, sadece Almanya'yla değil, Avrupa ile de uyum sağlamışlar.
Ama köktendinciler farklı.
Özellikle köktendincilerle ve siyasal İslamcı'larla birlikte olamayız.
Onlar, gerçekten Avrupa medeniyetinin dışındadırlar.
PKK'ya da itirazımız var. Burada güvenliği bozuyorlar.
İçişleri Bakanı Meral Akşener'in Türkiye'nin Avrupa'yı adeta fetih veya işgal edecekmiş gibi sözleri, halkımızda rahatsızlık yaratıyor."
Ona "daha net konuşmasını" söylüyorum.
Açık tavrını koyuyor:
"Laik ve Atatürkçü demokrat Türkiye kuşakları, insan hakları alanında mesafeler alırsa, ileride Avrupa Birliği'ne girmeniz gerekir.
Ama, bu iktidarla ve köktendincileriniz çoğunluğa geçerse, tam üyeliğiniz mümkün değil."


BENZER sözleri, bir gece önce aynı partinin ve kesimin sözcüsü sayılabilecek - Neonazi gibi görülen - Junge Freiheit (Genç Özgürlük) Dergisinin tohumluk çağındaki yöneticisi Dieter Stein'den de dinlemiştim.
Dikkat ettim... İkisi de kelimeleri özenle seçiyor, açık vermemeye çalışıyordu.
Çünkü... İkisi de bizdeki MİT'in karşılığı olan Anayasayı Koruma Örgütü'nün sıkı takibi altındalar.
Kanıtlanabilir yanlışları olsa, hemen kapatılacaklar.
Onlarda Anayasa, bizdeki gibi göstermelik korunmuyor.
Madem bir hüküm var... Kesin uygulanır disiplini var.
Hem öyle gizli takip falan da değil.
Anayasa'yı Koruma Örgütü tarafından aylık faaliyet raporları kamuoyuna ve basına açıklanıyor. Dağıtılıyor.
Takibe alınan kurumlar ve partiler, dernekler, yabancılar, bu aylık raporlarda açıkça isim isim yazılı.
Rapora giren yerli ve yabancı kökenli - netameli - kuruluşlar.
Örneğin bizim PKK ve diğer sol örgütlerin de adları bu raporlarda yeralıyor.
Bizdeki MİT'in kulakları çınlasın.
Herşeyi gizlerler. Takipleri de demokrasiye birşey kazandırmaz.
Üstelik... Anayasa'nın gözünü oyan bazılarına karşı yıllardır devletin ilgili kurumlarının ve organlarının kılları bile kıpırdamamıştır.
Bu akşam KANAL D'de (22.45 Durum) Schlierer'i, Stein'ı ve dünyanın en ünlü Nazi karşıtı isimlerini canlı yayında kamuoyuna sunacağım.
...........
Not: Sayın Türkeş'in vefatını üzüntüyle öğrendim. Sayın Türkeş'e rahmet, ailesine ve camiasına başsağlığı ve sabır diliyorum. G.C.
Yazara Emailcivaoglu@milliyet.com.tr